Sağlığımız olmadan ne paranın ne gücün ne de hayattaki herhangi bir şeyin önemi yok. Tabii, bizim sağlığa verdiğimiz önemin neredeyse on katını yabancılar vermiş ve hastalıkları tedavi etmek için o kadar ilginç yöntemler bulmuşlar ki, insanın görünce ağzı açık kalıyor. Eskiden uygulanmış ve saçmalıkta bir dünya markası haline gelebilecek potansiyeli olan bu tedavi yöntemlerini sizler için derledik. Bakalım insanlar tıp ilmine gönül verip dertlere derman olalım derken ne hallere düşmüşler?
Herhangi bir anestetik madde kullanmadan, basit aletlerle kafatasına delik açmak eski çağlarda sık kullanılan ve yararlı olduğu düşünülen yöntemlerden biriydi. İlk ameliyat yöntemlerinden biri olarak kabul edilen trepanasyon uygulamasının tarihi ise milattan önce 6500'lere dayanıyor. Eski çağlarda mental rahatsızlığı olan kişilerin kötü ruhlar tarafından ele geçirildiği ve trepanasyon uygulanarak kötü ruhların kovulabileceğine inanılıyordu. Aynı zamanda epilepsi ve kafatası travmaları için de sık sık başvurulan bir yöntemdi.
Bildiğiniz gibi modern tıpta kan ve organ bağışı ile bir insanı kurtarabilmek için başka bir insan bedeninden yararlanmak mümkün. Ancak eski çağlarda bu yöntemlerin muadili ceset tıbbı adı verilen oldukça vahşi bir yöntemdi. Antik Mısır'da mumyaların kafatası kemiklerinden elde edilen toz, migren tedavisinde kullanılıyordu. Kas ağrısını geçirmek için de ağrıyan bölgeye insan yağı sürülüyordu. Romalılar ise gladyatör kanının epilepsiye iyi geldiğini düşünmekteydi. 18. yüzyıla kadar mumya tozları, yağlar, organlar ve kanın bu şekilde kullanımları mucizevi bir tedavi yöntemi olarak görülüyordu. Genel kanı, canlı veya ölü donörlerin ruh ve enerjilerinin iyileştirici bir etkisi olduğu yönündeydi.
Günümüzde birçok hastalığın tedavisinde ağrı kesici olarak kullanılmakta olan morfin, eski zamanlarda da fazlasıyla rağbet görüyordu. Savaş sırasında sıklıkla tercih edilmesi bir yana soğuk algınlığı, adet sancıları, uykusuzluk ve diş ağrısı için de kullanılmaktaydı. Hatta diş çıkarmakta olan çocuklar için afyon bazlı şuruplar mevcuttu.
Berberlik zor zanaat... Ama eskiden çok daha zormuş. Çünkü sadece saç, sakal tıraşı için değil, kırık kol ya da çürük diş için de berberlere başvuruluyordu. Berber-doktorlar bunların yanısıra kan çekme işlemi de uyguluyorlardı. Kanı çekmenin, vücudu ele geçiren kötü ruhları kovmaya yaradığı düşünülmekteydi. Bunun için kan emici sülükler kullanılıyor ya da sivri bir tahta parçası ile yara açılarak vücuttaki kan bir kaba akıtılıyordu. Günümüzde nadiren de olsa sülük kullanımı ve kan çekme işlemi mevcut ancak önceden olduğu gibi kötü ruhları kovmak için değil hemokromatoz gibi rahatsızlıkların tedavisinde tercih ediliyor.
Histeri krizi geçiren bir kadına nasıl yardımcı olabilirsiniz? Tabii ki vibratörle! Bir zamanlar kadınların orgazm olamayacaklarına inanılıyordu. Bununla birlikte, o dönemlerde kadınların histeri denilen psikiyatrik bir rahatsızlığa maruz kalmaya eğilimli oldukları ve bu hastalıktan kurtulmak için doktorların uyguladığı özel bir tedaviye ihtiyaç duydukları biliniyor. Tahmin edebileceğiniz gibi bu özel tedavinin günümüzdeki karşılığı, orgazm. 19. yüzyıl sonlarında Amerikalı kadınların %75'i histeriden muzdarip olunca bu rahatsızlığın 'tedavisi' de oldukça popüler hale geldi.
Nedendir bilinmez ama bir dönem idrar içerek astım, migren ve kanser gibi hastalıkların tedavi edilebileceğine inanılıyordu. Hatta dişleri beyazlatmak için bile kullanılabileceğini düşünenler vardı. İdrar ağırlıklı olarak sudan oluşsa da içindeki tek bileşen su değil. İdrardaki ürenin antibakteriyel, antifungal ve antiviral olduğu bilinse de idrar içmenin tedavi edici bir etkisinin olup olmadığına dair kesin bir kanıt yok.
Evet, yanlış duymadınız... 1900'lü yıllarda radyoaktif suların mental rahatsızlıkları iyileştirebildiği düşünülüyordu. Hatta hücreleri uyardığı için yaşlanmayı önlediği bile söylenmekteydi. O dönemlerde bu ilginç tedavi yöntemi büyük ilgi görüyordu ve çikolatadan diş macununa kadar hemen hemen her ürüne radyum eklenmeye başlanmıştı. Siz siz olun, böyle ilginç yöntemlere kalkışmayın. Zira radyoaktif su içerek süper güçler kazanıp Örümcek Adam ya da Hulk'a dönüşmeyeceğiniz kesin.
Kulağa ne kadar nahoş geliyor, değil mi? Ama bir dönem insanlar bunun da hastalıklara iyi geldiğini düşünüyordu. Lavman yoluyla hastanın vücuda tütünün dumanı üfleniyor ve bu şekilde soğuk algınlığı, baş ağrısı, fıtık, tifo, kolera ve hatta ölümü bile yeneceklerine inanıyorlardı. İlginç zamanlarmış gerçekten...
Cıva, bir dönem antiseptik olarak kullanılmakta ve cilt tedavilerinde de sıklıkla tercih edilmekteydi. Hatta penisilin kullanılmaya başlanmadan evvel muhtemelen cinsel yolla bulaşan bir hastalığın dahi tedavisinde cıva bazlı ilaç ve ürünler kullanılıyordu. İşin kötü yanı, cıva kullanımı yeni sorunlara yol açıyordu: ölüm gibi.
Eski zamanlarda, mental rahatsızlıkların tedavisinde yine ilginç bir yöntem tercih ediliyordu. İlk bakışta, dönen sandalyeler karanlık bir odaya kapatılmak ya da zincirlenmekten daha insancıl bir yöntem sayılabilir. Peki bu tedavi nasıl gerçekleştiriliyordu? Hastalar, önce bu dönen sandalyelere bağlanıp kendinden geçene kadar döndürülüyor ve 'kafa karışıklıkları'nın bu şekilde giderilebileceğine inanılıyordu. Tedavi ediciliği olmaması bir yana hastalara işkence etmekten başka bir işe yaramışlığı yok, maalesef.
Kesik parmağa işemek, kafaya sarımsak sürmek, ağrıyan dişe rakı koymak vs vs..hurafe zaman dinlemez :) Neyse ki bendeki kötü ruhlar burun deliklerimden çıkıp gitti de kafayı deldirmek zorunda kalmadım :)
trepanasyon M.Ö. 10.000 yıllarında da kullanılıyordu Far Cry Primal oynayanlar bilir ;)
Döndürüp kafa karışıklığı yok etme fikri hangi gerizekalıdan çıktı acaba