Batıdan Göç Yoluyla Topraklarımıza Gelen Orta Anadolu'nun Eski Sahipleri: Frigler

Frigler, Orta Anadolu'nun ve bugünkü başkentimiz Ankara'nın eski misafirlerinden birisiydi. Sınırları sadece Ankara ile sınırlı kalmamış, daha güneye Afyonkarahisar'a kadar ulaşmıştı. Vatan topraklarımızın yıllar evvelki misafirlerinden birisi olan Friglerin kısa ve karanlık bir siyasi tarihleri olsa da, geriye bıraktıkları eserler bugün halen önemini korumaktadır. Biz de temel hatlarıyla, önemli noktalara sade ve basit bir şekilde değinerek bu krallığın tarihini incelemeyi uygun bulduk.

Anadolu'ya Göç

M.Ö. 1200'lerde Güneydoğu Avrupa'dan Anadolu üzerine büyük bir göç dalgası başladı. Dor Göçleri olarak da adlandırılan bu akınlar sonucu Ege, Orta Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasına yeni kavimler geldi. Friglerin de bu göç dalgasıyla Anadolu'ya yerleştikleri tahmin olunmaktadır. Frig başkenti Gordion'dan elde edilen arkeolojik bulgular da bölgeye M.Ö. 1000'lerde yerleşildiğini göstermektedir. Fakat Friglerin buradaki ilk yerleşmelerinden ne şekilde devlet konumuna geçtikleri halen büyük bir soru işaretidir.

Başkent Gordios

Friglerin başkentine de ismini veren kralları Gordias, efsanevi bir hikayeye sahiptir. Öyküye göre Frigler, kendilerine surların kapısından ilk giren kişiyi kral seçeceklerdir. Şans eseri bölgeden geçen fakir bir köylü olan Gordias, kağnısıyla surlardan içeri girmiştir ve böylece kral olmuştur. Kağnısını da bir düğümle bağlamıştır. Bu tarihlerden asırlar sonra ise Büyük İskender bu düğümü kesmiştir. Gordias'ın ne zaman öldüğü bilinmez, fakat Assur kaynaklarında M.Ö. 709 tarihinde Gordias oğlu Midas'ın tahtta olduğu yazılır. Buna göre kaba bir tahminle Gordias'ın M.Ö. 750'lerde hüküm sürdüğü sonucuna varılabilir.

Kral Midas

Midas babasından sonra hükümdarlığı devraldığında, Frigler gayet güçlü bir konumdaydı ve geniş sınırlara sahipti. Bunlara rağmen konargöçer ve kuzeyin ağır coğrafi koşullarına alışık birtakım muharip kavimler, Frigleri tehdit etmekteydi. Bu dönemde Anadolu'nun muhtelif noktalarına akınlarda bulunan İskitler ve Kimmerler mevcuttu. Burada Friglerin payına düşen rakip ise Kimmerlerdi. Frigler bu mücadeleler sebebiyle Assur ile ittifak arayışına girdi. Assur İmparatorluğu, Frigleri iyi bir müttefik olarak görüyordu. Kral Midas doğuyla yaptığı bu ilişkilerin yanı sıra Yunan ülkeleriyle de arasını iyi tuttu.

Gizemli Kayboluş

Kral Midas'ın ölümü hakkında günümüze kadar Assur belgelerinde bir kayıt bulunamamıştır. Bu dönemden çok sonraki birtakım kaynaklar Midas'ın ölüm tarihini M.Ö. 669 veya 675 olarak zikreder. Strabon ise Frig topraklarının Kimmerler tarafından istila edildiğini ve Midas'ın bu yenilgi sonucu zehirle intihar ettiğini belirtir. Özetle Midas'ın ölümü tam bir muammadır. Heredotos ise Friglerin çöküşü hakkında Midas'ın oğlu olarak Adrastos isminde birisini gösterdikten sonra, bu kişinin Lidya kralı Kroisos'a sığınmasıyla Friglerin siyasi olarak sonlandığını belirtir.

Frig Dili Ve Yazısı

Frig dili Hint-Avrupa kökenliydi ve Antik Yunanca ile benzerlikler göstermekteydi. Yazıları Fenike alfabesinden uyarlanmış 19 harflik bir sistemdi. Frig yazısının örnekleri günümüze çok az sayıda ulaşmış ve sadece birtakım sunaklarda, anıtlarda, mühürler ve çanak çömleklerde rastlanmıştır. Sağdan sola veya tam tersi soldan sağa ve hatta karışık biçimde yazılabilmektedir. Karşılaştırmalı bir dil bulunmadığı için günümüzde Frig yazısı halen tam anlamıyla çözülememiştir.

Dini İnançlar

Friglerin dini olarak taptıkları tanrıçaları Matar, bakıldığında tek tanrılı dinlerle benzerlik göstermektedir. Kibele adıyla da anılan bu tanrıça, inanca göre bütün doğanın bereketini ve insanların yaşamlarını sağlayan ana unsurdu. Matar'ın birçok büyük ve küçük heykeli yapılırdı. Aynı zamanda tanrıçaya kurban ve hediye sunmak için çok sayıda açık hava tapınakları da mevcuttu.

Ölü Gömme Adetleri

Frigler ölülerini toprağa gömerek veya yakarak huzura kavuşturuyorlardı. Fakat bunlardan başka daha önce Anadolu'da görünmeyen ilginç bir mezar şekline sahiplerdi. Tümülüs diye adlandırılan bu mezarlar, ölünün ahşap bir odaya veya direkt topraktan bir çukura, yanında hediyeleriyle beraber konulduktan sonra mezarın bir daha açılmamak üzere üzerine tepeleme toprak ve taştan yığınlar yapılarak yüksek bir tümsek oluşturulmasından ibaretti. Bu tümülüslerden başkent Gordion başta olmak üzere Afyonkarahisar'a kadar geniş bir coğrafyada rastlanmaktadır.

Mimari Özellikler

Frigler Dor Göçlerinden sonra Anadolu'ya yerleştikleri ilk zamanlar toprağın yarısı kazılarak temellendirilmiş, çamurla sıvanmış ve ağaç dallarından müteşekkil, ilker bir mimariye sahiplerdi. Sonraları megaron tipi tarif edilen ve Yunan ülkelerinde de fazlaca kullanılan , dar bir giriş ve arkasında ocaklı bir odadan ibaret olan dikdörtgen biçimli yapılarda yaşamaya başladılar. Mezar mimarileri tümülüslerden başka kaya mezarlarından da oluşmaktaydı.

Ekonomik Uğraşlar

Friglerde temel geçim kaynağı hayvancılık ve tarım faaliyetleriydi. Bu sebeple birtakım hayvanlara ve tarım aletlerine büyük bir önem atfedilmişti. Sığırlara veya bir sabana zarar vermenin cezası çok ağırdı. Bundan başka ülkenin geniş ormanlara sahip olmasından ötürü tahtanın kullanımı yaygındı. Yukarıda değindiğimiz gibi, tümülüsler içerisindeki mezar odaları bile ahşaptan imal edilmekteydi.

Sanatsal Faaliyetler

Frigler ilk zamanlar Geç Hitit Hanedanlarının sanatsal özelliklerinden etkilenmişti. Fakat ilerleyen zamanlarda Yunan ülkelerindeki sanatsal özelliklerden de esinlendiler. Frig sanatında insan figürleri azdır, fakat tanrıça Matar'ın birçok tasviri mevcuttur. Bunun yanında en dikkat çekici özellik, geometrik şekillerin fazlaca kullanılmasıdır. Hayvan figürleri de sıkça işlenmiştir. Günlük kullanımdaki malzemelerin imalatında tahtadan başka tunç da kullanılmaktaydı.

Ahşap Servis Masaları

Tahtadan işlenmiş mobilyalar Friglerin özgün sanatını yansıtmaktadır. Çivi dahi kullanılmadan birbirine geçmeli şekilde tasarlanan masalar, sandalyeler ve servis sehpalarının üzerinde de geometrik motifler dikkat çekmektedir. Bundan başka Frigler hayvancılık yaptıkları için bir dokumacılık alanında da ürünler vermişlerdi. Ürettikleri kilimler günümüze sağlam bir şekilde ulaşamasa da tümülüslerin içerisine serildiğine dair izlere rastlanmıştır.

Popüler İçerikler

Askerlerine Cinsel Saldırıda Bulunan Komutana 38 Yıl 70 Ay Hapis Cezası Verildi
Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi
YORUMLAR
14.07.2016

Eyvallah, güzel içerik.

Pasif Kullanıcı
14.07.2016

Ama şimdi Türk veya Yunanlara karışarak yok oldular

14.07.2016

Onedionun en iyi editöründen güzel bir çalışma, 5. fotoğraftaki tasvirler trakları da andırıyor

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ