Yaz aylarındaki rehavet ve bayram tatili nedeniyle yeniden artan vakaların önüne geçmek için yeni kuralların gelmesi bekleniyor. Buna göre Nisan'da alınan bir dizi önlemin benzerleri, Eylül'den itibaren yine uygulanabilir.
Yaz aylarındaki rehavet ve bayram tatili nedeniyle yeniden artan vakaların önüne geçmek için yeni kuralların gelmesi bekleniyor. Buna göre Nisan'da alınan bir dizi önlemin benzerleri, Eylül'den itibaren yine uygulanabilir.
Hürriyet'ten Nuray Babacan'ın haberine göre, koronavirüs vaka sayılarının binin üzerine çıkmasıyla salgınla mücadele çalışmaları, yeni planlamalarla devam ediyor. Çalışmalar öncelikle Sağlık ve İçişleri Bakanlıkları üzerinden sürdürülürken, Cumhurbaşkanlığı da sürece koordinasyon açısından dahil oluyor.
Bakanlıklar, geçen Nisan ayında aldığı bir dizi önlemin benzerlerini, Eylül'ün ikinci yarısından itibaren uygulamaya koyacak. Sağlık Bakanlığı, yeni strateji belirleyecek. Ankara’daki planlamanın benzeri, ülke geneline yayılacak.
Alınması planlanan önlemler kapsamında, yoğun bakımların ayrılması, koronavirüs hastanelerinin listesinin yayınlanması, personel görevlendirmesi planlamaları yer alıyor. İçişleri Bakanlığı’nın denetimleri de artarak devam edecek. Sahil bölgelerindeki tesislerde, lokantalar ve AVM’lerde denetimler sıklaştırılacak.
Habere göre yetkililer yaptığı açıklamada, ”Kamusal presin arttığına şahit olacağız. Eylül 15’e kadar kontrollerle vatandaşın duyarlılığı arttırılmaya çalışacak. Ancak 15 Eylül’den sonra yeni kurallar gündeme gelebilir. Çünkü, herkes, işine ve okuluna dönmüş olacağı için, uyarıları daha ciddiye alacak. Toplum psikolojik açıdan o zaman hazır olacak” ifadelerini kullandı.
Tek adam (şahsım) otur diyor oturuyoruz, kalk diyor kalkıyoruz, yürü diyor yürüyoruz, öl diyor ölüyoruz! Ondan sonra cühela bir oksijen israfı cikip diyor ki "Erdoğan 'in nesi faşist, faşist olsa biz burda durabilirmiyiz". İşte o anda beynimden aşağı 100 derece kaynamış şu dökülüyor!
Ne güzel ya. Tatilini yapan yaptı. Ceremesini yine biz garibanlar çekeceğiz.
Kırık plak gibi başa sarıyoruz. Tedbiri rafa kaldırdığı yetmiyormuş gibi doğanın, çevrenin de ırzına geçen bilinçsiz organizmalar bir yanda, zamansız normalleşmeye çalışan, açılış yapan, tedbiri/önlemi insiyatife bırakan yetkili diğer yanda. İnsanlar ölmesin diye gece-gündüz demeden nöbet tutan, ailesini göremeyen hatta "ölen" sağlık personelleri ne söylese, küfretse, sövse azdır böyle bir topluma. Bu şuursuzluk devam ettiği sürece önlemin biri biter diğeri başlar, biz de filmi başa sarıp sarıp izleriz. Uzun lafın kısası; Cehaletin sırtını sıvazlayan toplumlar hiçbir şekilde eğitilemez.