İnci, Han'la aralarında gizli saklı herhangi bir mesele kalmaması için aklına takılan sorulara yanıt bulmaya çalıştı ve ailesiyle ilgili sorunun ne olduğunu bilmek istedi haklı olarak. Bu meseleyi konuşmanın zamanı gelmişti hatta geçiyordu bile.
Bu istek karşısında Han, ablasının bazı takıntıları olduğunu biraz hırçın olduğunu hafifleterek söylese de aslında bu soru karşısında epey bi' alınganlık gösterdi. Açık açık söylese İnci gibi bir kadın ailesini yargılayacak mıydı? İnci'nin iyi niyeti karşısında saçma sapan cümleler kurması da 'akıllı, normal Han' imajını zedeledi bir güzel. İnci'ye yani evlendiği kadına hem tam anlamıyla ailesiyle ilgili gerçekleri söylemedi hem de İnci'nin masum doktor önerisine 'Sen niye dedeni götürmüyorsun?' cümlesiyle karşılık verdi. Olmadı bu Han, yakışmadı!
Bir şekilde iki seven kalbin birbirlerinin gönlünü alması içimize su serpti güzelce. Bu arada da Han, İnci'nin babasının kendisinden para aldığını da söyledi. İnci üzülse de bunu söylemek zorundaydı. Artık sırların yavaş yavaş bitmesi gerekiyordu.
İzlemiyorum. Herkesin hayatı problemli herkesin ufak büyük travmaları var. Eğlenmek, kafa dağıtmak için birşeyler izleyelim dediğim anda da açıp başkalarının travmalarını izlemek ne bilim yaraya tuz basmak gibi.
Kim 3 günlük tanıdığı biriyle evlenir ki?İnci karakteri cidden o kadar saf yansıtılıyor ki bazen aşırı itici geliyor..
Fark ettiniz mi? Öğretmeninin fularını çalmıştı ve mankendeki fular o öğretmenin.