Özken savunmasının devamında soruşturma konusu yayının, haber verme ve eleştiri hakkının kullanılmasından ibaret olduğunu belirterek Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin ifade özgürlüğü maddelerine örnekler sundu.
Sanık Özken, yazılı savunmasını şu sözlerle tamamladı:
“10 Kasım 2015 günü yapılan yayın, Atatürk'ün saltanat rejimini kaldırarak kurduğu Cumhuriyet ve onun demokrasiye olan inancına uygun biçimde, farklı görüş ve düşünceler, çarpıcı, rahatsız edici bir dille ifade edilseler bile tahammül ile karşılanmalıydı. Yayının içeriğinde bu nitelemenin somut dayanakları da gösterilmiş, Mustafa Kemal'in özellikle Cumhuriyetin kuruluşundan sonra haksızlık ya da zulüm olarak yorumlanan ve yoğun olarak tartışılan bazı uygulamaları gösterilmiştir. Kurucu devlet başkanı olarak Mustafa Kemal'in kutsanmışlığından, masumiyetinden söz edilemeyeceğine göre, hatalarının velev ki ölüm gününde de olsa dile getirilmesi ceza tehdidi ile karşılanmamalıydı. İfade özgürlüğü zararsız veya kayıtsızlık içeren bilgiler ve fikirler için değil, aynı zamanda kırıcı, şok edici ve ya rahatsız edici olanlar için de geçerlidir. AİHM kararlarında bu durum açıkça belirlenmiştir.'
Zulüm 2002 senesinde bir genel seçim sonucu başladı hala da devam ediyor hem de artarak
Ne güzel isim seçmişler kendilerine. Hecelerine ayrılınca daha da anlamlanıyor.
Ne bu kin ne bu nefret dünyanın saygıyla eğildiği bir insana bu hakaretler siz kimsiniz ki hakaret ediyorsunuz nasıl bu cesareti kendinizde görüyorsunuz ak itler