Geçmişte yaşanan birçok gizemli olay bugün ilgimizi çekmektedir. Fakat bu olayları sadece merak ettiğimiz ve ilgimizi çektiği için değil, aynı zamanda ders çıkarmak için de öğrenmeliyiz. Bu içerikte 1999 yılında yaşanan, 3 kadının gizemli bir şekilde kaybolmasıyla başlayan birtakım olaylar zincirini inceleyeceğiz.
Tarih 1999 yılının soğuk bir şubat ayını işaret ediyordu. 43 yaşındaki Carole Sund, 15 yaşındaki kızı Juli ve aile dostları 16 yaşındaki Arjantinli erasmus öğrencisi Silvina Pelosso, ile birlikte Yosemite National Park'ta bir doğa yürüyüşüne çıkmayı planladılar.
15 Şubat günü, Cedar Lodge'daki bir otele yerleştiler. O gün Yosemite parkında biraz yürüyüş yaptılar. Saat 19.30 sularında akşam yemeklerini yedikten sonra odalarına çekildiler.
Ertesi sabah odaya gelen otel hizmetlisi, olağan dışı hiçbir şeyle karşılaşmadı.
Odanın anahtarı masanın üzerine bırakılmıştı. Belli ki otelden çıkış yapılmıştı.
Carol o gün kocasıyla San Francisco Havaalanında buluşacaktı ve birlikte Arizona'ya akrabalarının yanına gideceklerdi. Fakat Carol ve çocuklar buluşma saatinde havalanına gelmedi.
Bunun üzerine Carol'ın kocası, planını bozmadan Arizona'ya gider. Fakat sonraki gün de Carol ile çocuklardan bir haber alınamaz. Bunun üzerine Carol'ın kocası Cedar Lodge'daki oteli arar. Oteldeki görevliler Carol ve çocukların otelden çıkışının görünmediğini fark eder.
Carol'ın kocası bu durumu kayınpederi ve kayınvalidesine haber verir. Fakat onların da Carol'dan bir haber almadığını öğrenir. Bunun üzerine aile üyeleri Cedar Lodge'a giderek durumu polise bildirirler.
Bunun üzerine polisler otel odasını inceler fakat ne bir zorlama izi ne de başka bir kanıta rastlarlar. Sadece banyoda gözle görülen bir dağınıklık söz konusudur, bazı havlular yere atılmıştır. Bunun üzerine polis, oteldeki çalışanları sorgular fakat kimse Carol ve kızları 15 şubat akşamından beri görmemiştir. Carol ve iki genç kız kiraladıkları arabayla birlikte gizemli bir şekilde ortadan kaybolmuştur.
Dedektifler eldeki bulgulara dayanarak, Carol ve kızların kış şartlarının da etkisiyle bir trafik kazası geçirdiklerini düşünürler. Kışın bir uçurumdan yuvarlanan araçların yaz aylarına kadar bulunamaması, o bölgede daha önceden de rastlanmış olaylardandır. Fakat durum, dedektiflerin zannettiği kadar basit değildir.
19 Şubat günü Modesto'da bir genç tarafından Carol'ın cüzdanı bulunur. İçerisinde ehliyeti ve kredi kartları bulunmaktadır. Olay git gide büyümekte ve gizemli bir hal almaktadır. Silvina'nın Arjantin vatandaşı olması durumu daha ciddi bir boyuta taşır ve dosya 22 şubat tarihinde FBİ'a intikal eder.
FBİ, kaybolanların yakınlarını sorgular. Hatta Carol'ın kocasını yalan makinesine sokarlar. Carol'ın kocası ifadelerden sonra temize çıkar. Otel çalışanları yeniden sorgulanır. FBİ, Carol'ın kaybolmadan önceki gün otel odasının kilidini değiştirttiğini öğrenir. Kilidi değiştiren çilingir ve oteldeki tamir işleriyle uğraşan Cary Stayner sorgulanır. Fakat şüphelilerden hiçbirisinin üzerine gidilemez.
Mart ayının ortalarına gelindiğinde, ormanda yürüyüş yapan birisi tarafından yanmış bir araba bulunur. Hemen olay yerine giden dedektifler, üzücü bir durumla karşılaşırlar. Arabanın plakası Carol'ın kiraladığı araçla uyuşmaktadır. Bagaj açıldığında, kömür gibi yanmış iki insan cesedi bulunur. Bu cesetlerin dişlerinden yapılan tespitlerle Carol ve Silvina'ya ait olduğu belirlenir. Fakat Juli kayıptı, belki hala hayatta olabilirdi.
Dedektifler Juli'nin kurtarılabileceğini umut ederek araştırmalarına tüm hızıyla devam ediyorlardı. Bu sırada Modesto Polis Merkezine bir mektup yollandı. Bu mektup Zodiac Katilinin yolladığı gibi şifreli bir mektup değildi. Anlaşılır biçimde çizilmiş bir harita üzerinde belirtilmiş bir noktayı gösteriyordu. Çizimin üzerinde 'We had fun with this one' [bununla eğlendik] yazılıydı.
Dedektifler, mektuptaki krokinin gösterdiği noktaya gittiler. Burayı özel eğitimli köpeklerle araştırdılar. Cesedi bulmaları hiç uzun sürmedi. Ceset 15 yaşındaki Julia'a aitti. Elbiseleri parçalanmış, tecavüz edilmiş ve boğazı kesilerek öldürülmüştü. Kayıplar bulunmuştu, fakat artık hepsi vahşi bir cinayetin kurbanı olmuştu.
22 temmuz günü Yosemite parkında doğa bilimci olarak çalışan 26 yaşındaki Joie Ruth Armstrong bir arkadaşına ziyarete gidecekti. Joie buluşmaya geç kalınca arkadaşı bu durumu orman korucularına haber verir. Korucular durumu dedektiflere bildirirler. Joie'nin ormanda kaldığı kulübesi incelenir.
Kulübenin girişinde yere düşüp kırılmış bir güneş gözlüğü bulundu. Odalar tamamen dağıtılmıştı. Belli ki Joie, birisiyle burada mücadele etmişti. Joie'ye saldıran her kimse etrafta birçok kanıt bırakmıştı. Birkaç saat sonra Joie'nin cansız bedeni, kulübenin yakınındaki dere kenarında bulundu. Pantolonu indirilmiş ve üstündeki elbisesi sıyrılmıştı. Katil, genç kıza tecavüz etmişti. Fakat bununla da kalmamıştı. Joie'nin kesilmiş başı, cesedin 8 metre yakınında bulundu.
Joie vahşi şekilde öldürülmüştü. Fakat Joie kendini feda ederek belki de birçok genç kızın hayatını kurtarmış oldu. Joie doğa gezgini olan sağlam ve güçlü bir kızdı. Bu sebeple katille mücadele etmişti ve onun etrafta birçok delil bırakmasına sebep olmuştu.
Bir itfaiyeci, mavi bir kamyoneti Joie'nin kulübesinin yakınında gördüğünü ihbar etti. Kamyonetin sahibi, polisin ilk günlerde sorguladığı Cary Stayner'dı. Joie'nin kulübesinin yakınında bulunan lastik izleriyle Cary'nin kamyonetinin lastikleri uyum sağladı. Stayner'ın artık kaçacak yeri kalmamıştı, bir numaralı şüpheliydi.
Cary Stayner, olayı inceleyen dedektif ile özel olarak konuşmayı talep etti. Çocukluğundan itibaren yaşadıklarını anlatmaya başladı. 11 yaşlarındayken bir akrabası tarafından tecavüze uğradığını itiraf etti. Geçmişi bununla da kalmamıştı, Cary'nin küçük kardeşi Steven, 1970'li yıllarda bir sapık tarafından kaçırılmış ve defalarca tecavüze uğramıştı. Daha sonra kardeşi bir trafik kazasında hayatını kaybetmişti. İşte bütün bu yaşadıkları Cary Stayner'ı bir psikopat haline getiren unsurlardı.
15 Şubat günü Carol ve kızlarını otelde gördüğünü söyledi. O gece tamir bahanesiyle kapılarını açtırarak odalarına girdiğini anlattı. Daha sonra silah zoruyla genç kızları banyoya kilitledi ve Carol'ı boğarak öldürdü. Sonraki hedefi Arjantinli genç kız Silvina idi. Onuda boğarak öldürdü ve Carol ile Silvina'nın cesetlerini arabanın bagajına koydu. Daha sonra odaya geri dönerek Juli'ye tecavüz etti. Vahşetle geçen gecenin ardından sabaha karşı Juli'yi de yanına alarak gölün kenarına geldi ve burada genç kızın boğazını kesti. Dedektifler neden mektup yazarak cesedin yerini bildirdiğini sorduğunda, Juli'nin cesedinin orada bulunmadan çürümesini istemediğini söyledi.
Katil Joie'nin cinayetini de itiraf etti. Joie güçlü bir kız olduğu için elinden kaçmayı başarmıştı. Cary onu kontrole alamasa da kamyonetine atarak yola koyulmuştu. Joie yolda giderken kamyonetten atlayarak kaçmayı başardıysa da Cary onu yakalayarak tecavüz ettikten sonra, genç kızın başını keserek öldürdü.
Cary Stayner, 2000 yılında birinci dereceden cinayetten suçlu bulunarak müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Müebbet mi?Sonra neden etrafta tecavüzcü kaynıyor? Adamlar ölüm korkusu yaşamıyor ki.Sonra önüne gelen tüm kadınlara tecavüz ediyorlar.
şunu yukarıda begenen ınsanlar var gercekten korkulur sızden amk
İnsan öldürmek çok istiyorsanız kendinizi öldürün lan