Esnaflar. Esnaflarımız. Bakkalı, kasabı, mavanı, berberi, ayakkabıcısı ile hayatlarımızın vazgeçilmezi; 'küçük esnaf küçük esnaf terazin nerede' diye şarkılar yazdığımız canımız esnaflarımız. Yeri gelip palayla bizleri kovalayan, yeri gelip derdimizi dinleyen, yeri gelip evimizin anahtarını bile emanet ettiğimiz esnaflarımız. Peki esnaf olmak kolay mı? Elbette değil. Ancak bu 20 maddeyi uygulayarak, siz de esnaflığı özümseyebilir; belki bir gün esnaflığa adım bile atabilirsiniz.
Esnaf, kendine güven konusunda benim diyen yaşam koçuna dahi taş çıkartır. 'Abi şöyle bir sıkıntı var' de mesela hemen 'hallolur takma kafaya' der. Bak bedavaya yaşam koçu işte hem de para bile istemiyor.
Kasap vitrinindeki kuzunun afedersiniz poposuna takılan çiçeği bilirsiniz. İşte esnaflık, aynı zamanda dekorasyon üstadlığıdır. Duvarlara asılmış garip tablolar, özlü sözler, dualar olsun; malın iyisini öne dizip kötüleri arkaya dizen manavın poşete kötülerden itelemesi olsun; esnaflık öncelikle dış görünüşe önem vermektir.
Seçim dönemleri esnafları iyi gözlemleyin dostlar. Bakın bir sürü aday ziyaret eder, bunlar birine bile kötü davranmaz hepsini buyur eder çay ısmarlar. Çok sevdiğinden mi? Asla. Esnaf zaman içinde öğrenmiştir ki; siyasette işler karışıktır. O kötü davrandığı adam gün gelir yetki sahibi olabilir, kendisine kötü olaylar yaşatabilir. Bu yüzden esnaf hepsine iyi davranır, güzel ev sahipliği yapar.
Esnaf giyimine kuşamına dikkat eder. Çağın tarzlarını daima takip eder. Mesela bir dönem erkeklerin, terörist sakalı bırakması modaydı. 1 tane esnafı gördünüz mü öyle sakallı? Göremezsiniz. Çünkü o modanın tutmayacağını çoktan öngördüler.
Esnaf seçmeyi iyi bilir. Malı alırken (size satmadan önce) öyle bir dikkatli seçer ki; size sattığında elde edebileceği en yüksek karı hedeflemeye çalışır. Asla onun malı kötü değildir. O en iyisini almıştır.
'Bak arabayı yine bizimkinin yerine çekmiş gördün mü şerefsizi' ile başlayıp; beraber yoldan geçenleri süzmeye dek geniş bir yelpazede esnaf komşu ilişkileri bulunmaktadır. Türk dizilerinin klişesi 'tavla oynayan esnaf' her ne kadar şimdilerde yerini Facebook'ta Candy Crush oynayıp birbirine can göndermeye evrilse de; komşu esnaflar arasındaki o sağlam ilişki asla bozulmaz ve bozulmayacaktır.
Size neyin yakışıp yakışmadığını sizden iyi bilen esnaflar; bedavadan size moda danışmanlığı ve tasarımcılığı da yapar. Saçınızın nasıl güzel olduğundan, o dev ve saçma yazılı tshirtün size ne yakıştığına kadar her stil konusunda esnaflar sizin yanınızdadır; yardımcınızdır.
Esnaflar haklarını mükemmel ararlar. Çok kısa sürede toplanıp, eylem yapıp, aynı hızla dükkanlarına dağılma kabiliyetli vardır. Fotoğrafta'da bir esnaf protestosunu görüyoruz. Protesto amacına ulaştı mı o bilinmez ama ses getiren bir eylem olduğu ortada.
'O peynir sana yaramaz', 'zeytinim çok güzel', 'bu %100 doğal tereyağı ablacım ne kollösterörü ya bunlar kalp dostu' diyen esnaflarımızın sesi kulaklarınızda çınladı eminim. Esnaf aynı zamanda bizim diyetisyenimizdir. Aile hekimimizdir. 'Abi kolum ağrıyor' deseniz 'bak at sidiği ile 3 gram civanperçemini karıştırıp kaynatacaksın, su buharına kolunu tutacaksın yarım saatte ağrı mağrı kalmaz' türünde önerileri duymayan yoktur sanırım. İşte bu öneriler, yılların esnaflığının kazandırdığı şifacılık özelliklerinin bir ürünüdür.
'Bu böcek Afrika'da muzun içinden geldi' diyen abiden tutun, pazarda zabıta denetiminde falsosu yakalanan manavın 'Abi bu elmaların modeli böyle. Bunlar doğal kararmış elma.' izahatinden de anlaşılacağı üzere; esnafımız edebiyat üstadıdır. Özellikle başlarından geçen çapkınlık hikayeleri, en iyi fantastik edebiyat eserlerini ezer geçer. Yok dükkana bilmem kim gelmiş de 2 kilo şeker alayım demiş; o da demiş sen ne kadar şekersin sonra öpüşmeler bak bak romana bak.
Her biri hukuk fakültesi mezunu esnaflarımız, elbette bulundukları muhitte kim nerede kiminle nereye gitti bunların hepsini hafızasında tutar ve gerektiğinde bu bilgileri kullanıp; parçaları birleştirerek suçluları kıskıvrak yakalar. Genelde dövüşlerde alet ekipman kullanmayı seven esnaflar; kısa süren kavgaları ve kavga bitince birbirlerine çay ısmarlayarak kavganın kritiğini yapmayı severler. (İrlandalı Abi'nin dümdüz ettikleri hariç. Onlar acil serviste buluşmuş).
Hiçbir röportaj teklifini esnafımız geri çevirmez. Her konuda söyleyecek bir fikri vardır. Dal mesela rastgele bir dükkana mikrofonla; 'Efendim Mars'ta at bulundu bu konuda ne düşünüyorsunuz?' de; mutlaka sana bir açıklama yapar yani esnafta 'yav benim bu konuda bir fikrim yok' seçeneği yoktur.
Ülkelerle ilişkiler, ekonomi, sosyal güvenlik, iç güvenlik; bu konuların tamamı ve daha fazlasını bir esnaf muhabbetinde bulmanız mümkündür. Her türlü karışık global operasyonu anında çözer; sizi de aydınlatırlar.
Esnaf asla çözümsüzlüğe taviz vermez. Diyelim ayakkabınızda yırtık var. 'Yapıştıralım' der. Yapıştırır, olmaz; 'hmmm dikelim o zaman' der. Diker yine olmaz. 'Sen bana bunu bi 2-3 gün bırak ben halledicem' der. Bir gelirsiniz ki hem yapıştırmış hem dikmiş, ayakkabıya ilginç bir stil katmış yani ayakkabı ayakkabılıktan çıkmış. Ama olsun, mevzu çözülmüştür.
Esnaf, turizmden elde ettiği gelirle ülkenin kalkınmasına fayda sağlar. Misal 3 liralık şeyi 6 liradan turiste iteler; sonra da aynı turiste 'böyle cıbıl cıbıl geziyolar ahlak mahlak yok bunlarda' der. Tabi biz burada neye bakıyoruz? Ülkemize kazandırdığı dövizlere bakıyoruz. Zaten turist duymuyor neticede. Do you speak Turkish? Yok bak bir de medeni olacaklar kimbilir kaç gündür Türkiye'de 2 kelime Türkçe öğrenmemiş kardeşim. Tamam hadi tamam 10 Euro. Ten yüro ten!
Esnaf şef aşçınızdır. Hangi etle hangi sebzeyle en güzel ne yemeği yapılır yalnızca o bilir. Hayvanın neresinin eti güzel (hep onun size sattığı yer güzeldir), hangi meyve hangi mevsimde yiyilir (ablacım ilk mahsul bunlar bizim kendi seramızdan. Ne gdosu?) en iyisini o bilir.
Güleryüzün insan ilişkilerinde ne kadar önemli olduğunu en iyi esnaf bilir. Her daim gülen yüzüyle dosta güven düşmana korku veren esnafımız; en ufak bir itirazınız yahut sorunuz karşısında dahi güleryüzden ödün vermez. Size tatlı tatlı kendisinin ne kadar haklı ve sizin ne kadar haksız olduğunuzu anlatır.
Esnafın matematik bilgisi, dahi düzeyindedir. O malı kaçtan aldı, kaça satsa yine kar kalır; ona gelişi kaç bunları hep hafızasında tutar. Gelir gider muhasebesi konusunda İİBF'lerde ders verse yeri var yani ama 50 lira üstü diye 20 lira üstü verebiliyorlar. Ama bunu da mazur görmek lazım sonuçta hatasız kul yok değil mi?
Esnaf iç ve dış politikadaki bilgisini asla insanlardan esirgemez. Liderdir! İnsanları olaylara dair uyandırmak, onları da bilgilendirmek için elinden geleni yapar. Yeri gelir satış kaybını bile göze alır.
Yakın dövüş, uzak dövüş (bir şeyler fırlatma) konusunda esnaf siyah kuşak denebilecek derecede beceri sahibidir. Genelde polisi kavga bittikten sonra çağırmasıyla tanınan esnafımız; aynı zamanda dayak attığı kişiye çay ısmarlayacak kadar da geniş yüreklidir.
BENDE ESNAFIM AMK BÖLE Bİ SAÇMA YAZI GÖRMEDİM
Mars'ta at bulundu ne amk sjasjdsasdajfhs
#11 de "Esnaf gerektiğinde savcıdır, polistir, hakimdir." başlığını görünce, Gezi olaylarında Ali İsmail Korkmaz' ı tekmeleyerek öldüren bir kaç tane şerefsiz "esnaf" ve bu olaydan bir süre sonra da RTE nin yaptığı benzer açıklama aklıma geldi. Siz de o şerefsizlerle aynı kafadan değilseniz lütfen bu maddeyi değiştirin ya da kaldırın, sayın Editör.