Zorunlu Harcamalarınızı Dikkate Alarak Devlete Ne Kadar Vergi Ödediğinizi Söylüyoruz!

Türkiye'de asgari ücretle geçinenler ile beyaz yakalıların yıllık harcamaları bazında ne kadar vergi ödediklerine baktık. 

Not: Rakamlar yaklaşıktır ve bazı vergiler bu rakamlara dahil edilmemiş, bunun için de açıklama yapılmıştır.

Türkiye’de ekonominin ve vergi sisteminin durumunu daha iyi anlayabilmek için içeriğimizi okuyabilirsiniz: 👇

Ülke Ekonomisinin ve Vergi Sisteminin Durumunu Daha İyi Anlayabilmek İstiyorsanız Bu Yazıyı Mutlaka Okumalısınız!

Öncelikle Türkiye'de çalışan insanların yüzde 40'ını oluşturan asgari ücretlilere bakalım...

2018 yılında bekar bir asgari ücretli 365 günün 108'inde SGK, gelir vergisi ve damga vergisi için; harcama vergileri dikkate alındığında ise yaklaşık 201 gün vergiler için çalışıyor.

Peki ama nasıl?

Aslında hesap çok basit: Bu yıl asgari ücret brüt olarak 2.029 lira olarak belirlendi, çalışanın eline geçen miktar ise vergiler çıkarıldığında 1.603 liraya denk geliyor. Fark nasıl oluşuyor derseniz, anlatalım: Bir asgari ücretli 304 lira SGK primi, 259 lira gelir vergisi, 15 lira damga pulu vergisi ödüyor. Bu durumda 1.451 lira olan ücret, asgari geçim indirimiyle 1.603 liraya yükseliyor.

Türkiye'de çalışan asgari ücretliler vergileri çıkarınca 1.603 lira ücret alıyor. Burada bitmiyor elbette...

Kısa bir hesap yapalım ve durumun ne kadar içler acısı olduğunu görelim:

  • İyimser bir ihtimalle 90 liralık cep telefonu ve internet faturası için 31,5 lira; 

  • 250 liralık doğalgaz, elektrik ve su faturası için 100 lira; 

  • 200 liralık toplu taşıma masrafı için 36 lira vergi ödüyor. 

  • Minimumda tuttuğumuz mutfak masraflarını 300 lira olarak düşününce, bunun da 24 lirasını vergi olarak devlete veriyor. 

  • Biraz lükse kaçıp sigara içtiğini düşündüğümüzde, aylık 300 lira için 246 lira vergi olarak cüzdanına yansıyor.

Bu durumda asgari ücretlilerin 'zorunlu' harcamaları için yaklaşık olarak aylık 437,5 lira, yıllık ise 5.250 lira vergi verdiğini söyleyebiliriz.

Neredeyse üç maaşını yıllık olarak vergiye veren asgari ücretlinin barınma sorununa siz de fark ettiyseniz, hiç değinmedik. Kiraya verilen minimum 500-750 lirayı hesaba kattığımızda nasıl geçindiklerini varın siz hesaplayın. Ek iş, kredi kartı borcu, aile bireylerinden yardım, denk gelirse belediyeden gıda paketi yardımı, kömür katkısı ve diğerleri...

"Hani otomobil, hani akaryakıt masrafları?" diyenlere özel:

1.6 motor sıfır otomobil almak isteyen asgari ücretli işçi Türkiye’de araç için 58 ay, vergisi için 53 ay çalışmalıdır. Sürenin uzunluğu düşünüldüğünde adaletsizliğin tam olarak hangi noktada oluştuğuna biz karar veremedik. Siz ne dersiniz?

Masa başı çalışan ve bedeninden ziyade beyin gücünü kullanan beyaz yakalıların durumuna bakalım...

Memurlardan yönetici pozisyonuna kadar geniş bir kesimi ele alan beyaz yakalı çalışanları özel sektörde ve brüt maaş üzerinden değerlendirelim, bu maaşı da 5.000 lira olarak belirleyelim.

Brüt maaşı 5.000 lira olan beyaz yakalının eline aylık 3.726 lira geçiyor. Kalanı nerede mi?

Herkesin rahat bir iş olarak gördüğü beyaz yakalı çalışan devlete yıl içinde değişen dilimlerle (ilk üç ay için) 1.274 lira vergi ödüyor. Bu yüzden şirketler genellikle net maaş üzerinden anlaşma yapıyor, çünkü işin bu kısmı gerçekten kafa karıştırıcı olabiliyor.

Gelelim harcamalara... Söz konusu beyaz yakalı olunca işin içine otomobil ve akaryakıt masraflarını da sokabiliriz sanki, ne dersiniz?

Asgari ücretlinin neredeyse iki katı maaş/ücret alan beyaz yakalı çalışanlar için masrafların biraz daha arttığını söyleyebiliriz. Sonuçta kazandığınız para arttıkça, harcadığınız miktar ve masraflarınız da artıyor.

  • İnternet ve cep telefonu faturaları için ödediği 150 liranın 52,50 lirasını; 

  • Elektrik, su ve doğalgaz faturaları için ödediği 300 liranın 120 lirasını vergi olarak ödüyor.

  • Asgari ücretliye oranla daha pahalı bir sigara kullandığını farz edersek ve bunun aylık ortalamasını 400 lira olarak alırsak, 328 lirası devletin kasasına gidiyor. 

  • Aynı şekilde, alkolü de hesaba katarsak ve aylık ortalama 500 lira düşünürsek, bunun da 325 lirası vergi.

  • Çoğu yerde yemek kartı sağlansa da mutfak masraflarını 500 lira olarak belirleyelim ve bu noktada 40 liranın vergi olduğunu söyleyelim.

  • Düzenli olmasa da aylık ortalama 100 lirayı giyim ve ayakkabıya ayırdığını düşündüğümüzde, bunun 8 lirası cüzdanına vergi olarak yansıyor.

  • Ve zurnanın zırt dediği yer; akaryakıt.  Bir beyaz yakalı 'Ben hep 50 liralık alıyorum' diyenlerden değilse ve aylık 1.000 lirayı akaryakıta harcıyorsa yaklaşık olarak 500 lira vergi veriyor. (Motorlu taşıtlar vergisi ve durduğu yerde para yakan otomobillerin diğer giderleri hesaplanmamıştır.)

Kaba bir hesapla arabası olan bir beyaz yakalı yıllık aldığı net 44.712 liranın, 35.400 lirasını ihtiyaçlarına harcıyor ve bunun da ortalama olarak 16.482 lirasını vergi olarak veriyor.

Bu durumda yaklaşık olarak 4,5 maaşını vergi olarak devlete ödüyor. 'Eee kalanı nerede?' diyorsanız, işin içine yine barınma sorununu eklemediğimizi görebilirsiniz. Beyaz yakalı için küçük bir ihtimal de olsa krediyle ev almak söz konusu olabilir.

Gelelim ülkenin çok da büyük bir kısmını oluşturmayan yöneticilere...

En yüksek memur maaşı yaklaşık 11 bin lira iken, özel sektörde ayı yaştaki ve kariyerdeki yönetici bunun iki hatta üç katını alabilir. Buradan hareketle yöneticilerin harcamalarına yakından bakmayı çok isterdik ama özellikle lüks harcamalarla ilgili kafa karıştırıcı bilgiler bizi zorluyor. Tek bir örnek verelim ve yönetici konusunu sonsuza kadar kapatalım:

Yat, kotra, tekne, jet-ski ve golf arabası için motorlu taşıtlar vergisi yok; aynı zamanda gemi ve tekneler için de mazota ÖTV uygulanmıyor.

Popüler İçerikler

"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!
YORUMLAR
12.06.2018

vergilendirmedik bi kulak arkamız kaldı amk diyecem ama ona da vergi ödemediğimizin garantisi yok. ödüyoruz da bilmiyoruz muhtemelen. Ozan Bingöl hocam şu işi de bi açıklığa kavuşturalım ya nedir kulak arkamızdaki durum?!

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ