Yunan yazar Nikos Kazancakis tarafından 1946 yılında yayımlanan Zorba, kitapta ismi söylenmeyen entelektüel bir adam -ki o adamın Nikos Kazancakis'in ta kendisi olduğu düşünülmekte- ile aykırı karakter Aleksi Zorba arasında kurulan dostluğu konu ediniyor.
Aleksi Zorba özgürlüğü, sevgiyi ve şehveti hayatının merkezine yerleştirmiş, bugün buldum bugün yerim diyen, insanları seven ama aynı zamanda onlara acıyan, Nazım Hikmet'in Türk köylüsü için söylediği gibi topraktan öğrenen, kitapsız bilen, attığı her adım/söylediği her söz ile insanlığa mesaj veren bir adam.
sözlerin hepsine bayıldım. muhteşem. "Ona bakıyor ve bu hayatın gerçekten ne şaşırtıcı bir sır olduğunu, insanların, fırtına tarafından kovalanan sonbahar yaprakları gibi nasıl birleşip ayrıldıklarını ve insanın bakışlarıyla sevdiği kimsenin yüzünü, vücudunu ve el hareketlerini boşuna yakalamaya çalıştığını, birkaç yıl sonra da gözlerinin mavi mi, yoksa siyah mı olduklarını hatırlamayacağını düşünüyordum. İçimden, 'İnsanın ruhu katı bronzdan, çelikten olmalıydı, havadan değil!' diye bağırıyordum."