Zıtlıklar Üzerinden Dengelenmek

Zihnimize her an bir düşünce gelir ve bir düşünce gider. 

Düşünce enerjidir. Fiziksel beden nasıl ki nefes alıp verirse eterik ve astral beden de düşünce alıp düşünce verir. 

Zihinsel bedendeki düşünce akışı, fiziksel bedende alınan ve verilen nefes olarak tezahür eder. Bir düşünce gelmesini istiyorsan nefes alır, gitmesini istiyorsan nefes verirsin. Şeyler birbirine görünmez enerji ağları ile bağlı. Nefes alırken düşünce gelir, nefes verirken düşünce gider. Nefes alır verirken düşünceler değiştirilebilir. Nefes almayı kesersen düşünceler durur. 

Fiziksel bedende nefes durduğu an eterik bedende düşünce durur. Zaman ve mekânın kuantsal etkileşimi bu sefer ezeli ilmin iradesi ile görülmeye başlanır.

Zihin-beden çarkları ve hareketlendiren olarak nefes hakikati

'Nefes nedir diye soracak olursan, nefes kalbe musallat olmuş nefis ateşini söndüren bir nurdur.' der M. Arabi.  

Fiziksel beden nefes ile eterik beden ise düşünce ile beslenir ve her ikisi de rızk kaynağı olarak enerjidir. Nefesi dışarıdan alırsın ve onunla bir düşünceye bir reaksiyona girersin, anında eterik bedeninde düşünce bulutları seyreder, dalgalanır. Nefesin gölgesi düşüncelerdir. Bedenindeki bir huzursuzluk anında zihinsel düşüncelere taşınır ve yorumlanır. Beden ve zihin arası etkileşimi fark etmemiş olabilirsin. Fiziksel beden nefes alır, nefes verir; eterik beden düşünce alır, düşünce verir. 

Dış atmosferde, nefesler sayısınca düşünce bulutları kümeleri var. Nefes ile kelam ile birbirine aktarılıyor, insan bunlarla mayalanıyor, sezgisel ve duygusal düzeyde etkileniyor. 

Nefes de düşünce de hep dışarıdan gelir. Akıl yorumlayıcı, irade karar vericidir.  

Tabii irade ve dolayısı ile seçim her zaman kişinin kaçamayacağı sorumluluk alanı, mahkûm olduğu kaderi. Seçimin kaderindir ve bundan kaçamazsın. Neyi, ne için seçtiğinden dolayı başarılı veya başarısız olursun. Günün sonu, Allah kimseye kaldıramayacağından fazlasını yüklemez ve enerji ilim gücü seçimleri etkiler.  

Nefes, düşünce ve bedenler arası etkileşimler, paylaşımlar.  

Yaşam, her beden katmanda çok boyutlu ancak temel olarak çift kutupludur. Gitme ve gelme, itme ve çekme ve arası dengelerin kurulumu, çabası bir imtihan gelişmesi, idrak durumu. 

Fiziksel düzeyde işleyen her bir kanunun süptil, yani duygusal düzeyde bir izdüşümü vardır. 

Mesela, itme ve çekme kuvveti suptil düzeyde nefret ve sevgi şeklinde tezahür eder. Elektronlar arası hep bir itme-çekme ve dengelenme durumu söz konusudur. Bazen sende de olur; daha önceden hiç tanımadığın biri ile aranda öyle bir bağ kuruluverir ki, belki seninle hiç konuşmamıştır ama bir çekilim sevgi veya tersi bir itilim, bir nefret duygusu içinde bulabilirsin kendini. 

Birisine çekildiğini veya sana itici geldiğini fark ettiğinde, bu ikinci beden ile hareket ediyorsun anlamına gelir. Eterik düzeyde insan sürekli düşünce etkilerine maruz kalır, ayrıca etkiler ve etkilenir.  

Eterik düzlem sürekli çatışma halindedir çünkü zihindir. Çelişki onun doğasıdır, ta ki kalbin dereceyi hayatına yükselene dek. Bu mülhime dairesi ve zaman zaman levvame mertebesi. Pişmanlıklar ve düşmeler, kalkmalar evresi.  

Hayat ve hayvanat içinse her hangi bir seçim yoktur. Hayatın olması veya olmaması arasındaki fark, alınan ve verilen nefes arası fark gibidir. Nefesi alırsın bu âleme doğarsın, nefesi verirsin başka bir âleme doğarsın. Her iki durum da hayat için aynıdır. Hayatın ahlaki, hukuki, sosyal kişisel bir seçim ve tercihi yoktur, olduğu gibidir. Doğum, ölüm gibi, ölüm de doğum gibidir. Hayat için ikisi de birdir, yasadır.

Hayatı anlamaz, şartları ve durumları gözetmeden atlarsan, kim olursan ol, ölürsün!

Hayat, gerçekler konusunda kişi ayırımı yapmaz. Hayat, alınan nefes ile verilen nefes arasında ayrım yapmaz. Nasılsa öyledir. 

Seçilecek bir şey yoktur, hayat için ikisi de aynıdır. Eterik ve astral bedende ise seçim yetisi vardır.

Etkiye karşı tepki yani etkileşim halinde olmak her zaman olandır, olmakta olandır.  

Zıt kutup her zaman yanı başında olacaktır. Alınan nefesin ardına hemen verilen nefes vardır. 

Sevgi; bir kutbu nefret-mutluluk, bir diğer kutbu mutsuzluk, bir kutup doğum, karşı kutbu ise ölüm. Yaşam döngüsü bu kutuplulukla gelişir, tekâmül eder. 

Hareket, kutupların devinimidir. Kutup arası gerilim, sıkışma ve tıkanma cehennemdir. Dengeli salınım gelişim ve alışveriş ise cennettir. 

Ortada olmak sadece teoride mümkündür. Pratikte ortada olmak diye bir şey yok. Sürekli bir devinim ve kutupsal zıtların işlenmesi ile oluşan denge ortamları ve seçimlerimiz var. Bu durumda ya dengeleniyor ya da savaşıp yıkıyoruz. İnişler, çıkışlar, sevinçler, kederler, itme ve çekme, hayat ve ölüm hepsi hayatın kutupsal dengesidir. 

Denge bir isim değildir, dengelenmektir. Bir ip cambazının ipin üzerinde ayakları ile sağa sola yüklenmesi ve dengelenmesi gibi. İp cambazı sağa ve sola yüklenmelerle dengelenip ip üstünde yürüyebiliyor. Denge, dengede olmaktır, dinamik bir işlem dengede kalmaktır. Statik durağan bir beton gibi değil, bir devinimdir. 

Hayat uçlardan oluşur ve uçlardan kaçınmak yok saymak veya onlarla savaşmak yerine her iki polarite içinde de mevcut olduğunu, her iki polaritenin içinde de var olduğunu fark edebilmek ve her ikisini de aşabilmek bu tanıklılığın içinde mevcut olmak tevekkül ve teslimiyet bilinci ile denge üzere iş yapabilme sanatına meditasyon deriz. 

Bu şu anlama gelir, her iki durumun da senin için gereklilikleri, dolayısı ile güzellikleri ve hikmetleri var. Gecenin kendine ait, gündüzün kendine ait güzellikleri var. Yaz kışsız, hayat ise ölümsüz olamaz; bunlar ayrımsızdır. Yaşamsal enerji, zıt kutuplardan oluşur. 

Her sevgi ve çekilimin ardından, bir itme ve ayrılık anı gelir. Nefes alış verişi gibi. Herhangi birini tercih etme. Bırak gerçek eylem, zihinsel kutupların tepkisinden değil, tanıklığın bilinci olan eylemden doğsun. 

Bu düzlemde sınırları ilahi kurallar ile belirle ve karşıdakinin hakkına da saygı duy. 

Şeriat; hakikat düzleminde olanlara marifet kapısını açan tek anahtardır. Marifetin kapısı şeriat ile açılır, şeriat olmadan hakikate ulaşılamaz.  Ahlakı Muhammedi Marifetullahtır, ne yaparsan yap, Allah ilkeleri ile yapmak veya yapmamaktır. Bilinçli eylem güzel ahlaktır. Her durum içinde bu bilinç gözetilirse mevcut tüm durumlar aşılır, bu bilinç ile bakılırsa kişi dengelenir. 

Instagram

Facebook

YouTube

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

Önce Meydan Okuyup Sonra R Yapmıştı: Murat Övüç "Bülentinkiler Sahte" Dediği Diva'nın Eteklerine Kapandı!
Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı