Tarikatları ne kadar görünür sansak da aslında haklarında bilmediğimiz onlarca şey bulunuyor. Tarikatlar hakkındaki soru işaretlerini giderebilmek için de içlerinden biriyle konuşmak gerekiyor…
Tarikatları ne kadar görünür sansak da aslında haklarında bilmediğimiz onlarca şey bulunuyor. Tarikatlar hakkındaki soru işaretlerini giderebilmek için de içlerinden biriyle konuşmak gerekiyor…
Soramazsın’ın son konuğu olan Abdülrahman, Kadiri Tarikatı’nın üyesi olarak tarikatlar hakkında merak edilen soruları yanıtladı...
“Hayır. Aslında Kur’an kendi başına oldukça açıklayıcı. Günümüzde Türkçeye çevrilmesinden dolayı herkese kendini açık bir şekilde ifade edebiliyor. Kur’an’ı tamamlayan, bizlere bildiren peygamber efendimiz. Peygamberi iyi tanımak, kendi nefsimi terbiye etmek, Allah-u Teala’yı daha iyi anlamak, onun emir ve yasaklarına uymada daha önce test edilmiş bir yol üzerinde Allah’a ulaşmak için tarikata girdim.”
“Tarikatlarda kurallar olmaz. Birtakım uygulamalar olur. Şeyhin söylemiş olduğu uyarılar, sohbetler olur. Kurallar ise Kur’an’da olur. Tarikatlarda olmaz.”
“12 tarikat kurucusu var. Hepsi birbirinden farklı. Haliyle kendi aralarında birtakım disiplinlerde, uygulamalarda, tesbihlerde, zikirlerde farklılıklar oluyor. Örnek vermek gerekirse, Kadiri tarikatında ben günde 100 kere ‘Allah’ diyorsam, Nakşibendi tarikatında günde 10.000 kez ‘Allah’ diyebilirler. Tarikatların uygulamalarında ufak tefek farklılıklar olsa da, özünde ve temelinde müridlerinin, dervişlerinin nefislerini terbiye ederek insanı kamil olmaları için yardımcı olmaları vardır.”
“Bir tarikat mensubuyla bir Müslümanın farklı bir şekilde uygulamaları yok. Buradaki kaynak ve asıl hedef, Kur’an’ı Kerim ve onun hükümleridir. Tek farklılık, ben Kur’an’ı Kerim’de, Allah’ı tanımada, nefsimi terbiye etmede daha fazla emek sarf ediyorum, daha fazla uzmanlaşıyorum, daha fazla Allah’ı anmaya çalışıyorum. Uygulamada, kuralda, hükümde herhangi bir değişiklik yok.”
“Mensubu olduğum tarikata bu güne kadar herhangi bir siyasetçi veya iş adamından destek görmedim, duymadım. Hatta ben 5 yıldır işsizim. Herhangi bir siyasetçi veya iş adamı, ‘Sen bizim tarikata mensupsun, hadi gel seni bir işe yerleştireyim’ demedi. Bu soruyu kim bu insanlarla içli dışlıysa o tarikat mensuplarına sormaları gerekiyor.”
“Hayır, kesinlikle doğru değil. Mensubu olduğum tarikatta böyle bir şey işitmedim. Hatta şöyle bir örnek vermek gerekirse, Sivas Kongresi’ne, Erzurum Kongresi’ne, Amasya Kongresi’ne katılan tarikat şeyhleri, mensupları vardır. Benim bağlı olduğum Haçkalı Hacı Mustafa Tarhan Efendi, bu kongrelere katılmıştır ve Atatürk’ün yanında fotoğraf çektirmiştir. Bunlara karşı olsa gazi madalyası olmaz, Atatürk’le aynı masaya oturmaz. Öyle bir ecdadın, öyle bir şahsiyetin olmasından dolayı gurur duyuyorum. Atatürk düşmanlığının siyasi bir propaganda aracı olduğuna inanıyorum. Eğer ki bugün bu topraklarda ezan okunuyorsa, bizler rahatça Kur’an okuyup namaz kılabiliyorsak Atatürk sayesindedir.”
“Atatürk’ün getirmiş olduğu laiklikten bahsediyorsak, evet laik biriyim.”
“Zikir, Allah’ı anmak demek. İnsan, bağlı olduğu yaratıcısını anıyor, onunla konuşuyor, kulluğunu, bağlılığını ifade etmeye çalışıyor. Bir tanesi sesli olarak, diğeri de sessiz olarak yapılır. Bu zikirlerin içerisinde ağırlıklı olarak Allah’ın ismi anılır.'
“Bizde şişleme, kendini kırbaçlama, kesme gibi uygulamalar söz konusu değil. Rufai tarikatına bağlı olan birtakım grupların bu tür eylemlerinin olduğunu biliyorum. Zikir esnasında bazen insanlar kendinden geçebiliyor. Kendinden geçtikten sonra orada aslında ruhlar aleminde birtakım astral seyahatler de olabiliyor. Buradaki amaç zarar vermek olmuyor. O esnadaki aşk halini test etmek için şeyh efendi bir şiş geçirebiliyor, karnına vurabiliyor. O kişinin gerçekten o ruh haline girip girmediğini test ediyor olabilir. Tekke ismi vermeyeyim, bir defasında zikir esnasında bu olaya kendi gözlerimle şahit oldum. Bir derviş kendinden geçmişti ve o tekkenin şeyhi, sağ yanağından sol yanağına doğru ortalama 35-40 cm'lik bir şişi sapladı. Sapladıktan sonra ilgili derviş zikrine devam etti. İnanılmaz bir şekilde kan falan da akmadı. O şişi yanağından geri çekti, tükürükle o delikleri sıvazladı. Bir gram kan akmadı.”
“İlgili şahsı ben şahsen tanımam ama medyadan bildiğimiz kadarıyla çocuğuyla birlikte kendisinin Kadiri tarikatına bağlı olduğu ve hatta şeyh olduğunu duydum. Geçenlerde bir yerde okudum, ama kendisini töhmet altında bırakmak istemem, mehdi olduğunu iddia etmiş. Bu şekilde ‘Ben seçilmiş kişiyim’ demek kolay değil.”
“Hayır, kesinlikle doğru değil. Kur’an ve hadis dışında hareket eden, değişmiş, sapkın, Kur’an'la, peygamberle hiçbir alakası olmayan şahsiyetlerin, ‘Ben tarikat lideriyim, şeyh oldum’ demesiyle çocuk yaştaki insanlara, kızlarımıza cinsel istismarda bulunması doğru değildir.”
“Kur’an ve sünnete uyan her şeyi göze alabilirim. Ama Kur’an ve sünnet dışında yapılacak bidatlara, farklı eylemlere karşıyım. Bunları asla yapmam, kabul etmem.”
“Arkadaşlarımızla zikirden çıktıktan sonra yürüyerek eve doğru gidiyordum. Yürürken birtakım sesler duymaya başladım. İlk başta aklım bunu almadı. Sağa sola baktığımda kuşların ve bitkilerin kendi aralarında konuştuğunu, bana selam verdiklerini, gökyüzündeki yıldızların çok farklı şekilde kaydığını gördüm. Farklı bir boyut açılmış gibi hissettim. Bu konularda bilgili bir hocayı arayıp durumu anlattım. Kendisi bu tarz şeylerin olabildiğini, korkmamam gerektiğini söyledi. Birtakım duaları ve telkinleri bana söyledi. Onları yaptıktan sonra sakinleşmeye başladım.”
İnsanlığa zerre faydası olmayan, sadece tepesindekilerin çok kral para kırdığı gereksiz kuruluşlar.
“Atatürk’ün getirmiş olduğu laiklikten bahsediyorsak, evet laik biriyim.” Bi siktiriniz gidiniz efendim.
Ne sevimli tarikatmış:) Bir tarikat güzellemesi yapılmadığı kalmıştı hadi bakalım.