Onedio Logo

Zihinsel Muhasebe Nedir? Parayı Çarçur Etmemize Neden Olan O Gizli Düşünce Hataları

Kapak Görseli

Kredi kartı ekstresi gelince ağlayan ama indirime giren ayakkabıyı saniyesinde alan kim? 🤯 Cevabın sen olduğunu düşünüyorsan: Tebrikler! Muhtemelen zihinsel muhasebe tuzağına düştün.

Peki nedir bu zihinsel muhasebe? Neden aynı paraya bazen krallar gibi davranırken bazen bonkörlüğün dibine vuruyoruz? 

Hadi gel, parayla olan ilginç ilişkimize birlikte bakalım.

Zihinsel muhasebe, aslında hepimizin günlük hayatta fark etmeden yaptığı bir şey.

Zihinsel muhasebe, aslında hepimizin günlük hayatta fark etmeden yaptığı bir şey. Görseli

1999 yılında Nobel ödüllü ekonomist Richard Thaler tarafından ortaya atılan bu teori, insanların parayı rasyonel değil, duygusal ve kategorisel şekilde yönettiğini savunur. Yani biz insanlar, elimizdeki tüm parayı tek bir havuzda mantıklı şekilde yönetmek yerine, kafamızda kategorilere ayırarak harcıyoruz. Örneğin maaş, prim, hediye para ya da bonus gibi farklı gelir kalemlerini farklı şekillerde değerlendiriyoruz. Gerçekte ise hepsi aynı paranın farklı isimleri.

Bu durumun en klasik örneği, beklenmedik para.

Diyelim ki eline bir yerden 5.000 TL geçti. Çoğu insan bu parayı 'zaten ekstradan geldi' diye düşünür ve hop, direkt tüketime yönelir. Yeni bir mont, dışarıda pahalı bir yemek ya da bir hevesle alınmış ama hiç giyilmeyen o kıyafet... Çünkü zihnimiz bu parayı ihtiyaç değil, keyif kategorisine koymuştur. Halbuki o para da tıpkı maaş gibi ihtiyaçlara gidebilecek bir kaynak. Ama işte zihinsel muhasebe devreye giriyor.

Bir diğer yaygın tuzak: Taksitli harcamalar.

Hani şu klasik '12 taksitle aldım, hissetmedim bile' cümlesi var ya... İşte o cümle, zihinsel muhasebenin net bir yansıması. Beynimiz küçük taksitleri ciddi bir harcama olarak görmüyor. Ama 5 ayrı ürüne 12 taksit yapınca, ay sonunda kredi kartı ekstresi geldiğinde panik başlıyor: 'Ben ne ara bu kadar harcadım?' Çünkü o küçük küçük ödemeler zihinsel olarak toplu bir yük gibi görünmüyor.

İşin eğlence boyutu da var tabii.

Çoğumuzun kafasında görünmeyen bir 'kendime ödül' bütçesi var. Yoğun bir haftadan sonra dışarı çıkıp arkadaşlarla yemek yiyorsun, üzerine bir kahve daha, belki tatlı... Sonra hesap gelince diyorsun ki, 'Ama kendimi şımarttım.' Zihinsel muhasebe burada da iş başında. Çünkü o para belki de elektrik faturasına gidecekti ama zihin başka bir kategoriye koydu bile.

Market alışverişlerinde bile bu işliyor.

Gıda harcaması deyince hepimiz biraz daha rahat davranıyoruz. 'Sonuçta yemek, ihtiyaç' diyoruz. Ama gerçekten ihtiyaç mı? Sepetteki üçüncü abur cubura, beşinci aromalı kahveye bakmak lazım. Öte yandan, kitap ya da online bir eğitim almak isteyince 100 TL'yi bile sorguluyoruz. Çünkü zihinsel muhasebe gıdayı 'gerekli', eğitimi ise 'bekleyebilir' kutusuna atmış.

Kampanyalar ise resmen zihinsel muhasebenin oyun parkı.

%70 indirimli gördüğün o çantayı gerçekten mi istedin, yoksa 'kaçmaz bu fırsat' diyerek mi aldın? Büyük ihtimalle ikincisi. Gerçekte tasarruf ettiğini düşünüyorsun ama o ürünü hiç almasaydın %100 tasarruf etmiş olacaktın. Beyin, indirimle gelen 'kar ettim' hissine bayılıyor. O yüzden ihtiyacın olmayan şeyleri de alıyorsun.

Duygusal harcamalar?

Onlar zaten apayrı bir dosya. Stresliyken, üzgünken ya da sırf canın sıkıldığında yaptığın alışverişler... Bu anlarda mantık devreden çıkıyor, duygular komutayı alıyor. 'Bu tatlıyı hak ettim', 'Biraz mutlu olayım' gibi cümlelerle kendimizi ikna ediyoruz. Sonrası mı? Anlık mutluluk, uzun vadeli pişmanlık.

Şimdi diyeceksin ki, o zaman hiç mi kategori yapmayalım?

Tabii ki yapalım. Bütçeleme dediğin zaten kategorilere ayırmakla başlar. Ama mesele şu: Bu kategoriler rasyonel mi, yoksa tamamen duygusal mı? Maaş gelir gelmez önce keyfi harcamalara yöneliyorsan ve ihtiyaçları sonraya bırakıyorsan, zihinsel muhasebe seni yine kandırıyor demek.

Peki bu tuzaktan nasıl kurtuluruz?

Öncelikle harcamalarını yazmakla başla. Neye ne kadar para harcadığını görmek, zihinsel filtrelerin dışına çıkmanı sağlar. Gün sonunda bir uygulama ya da defter üzerinden yaptığın harcamaları not almak, alışkanlıklarının farkına varmanı kolaylaştırır.

Bir diğer yöntem de parayı tek bir havuz gibi görmek.

Yani maaş, bonus, iade edilen para, hatta doğum günü hediyesi fark etmeksizin tüm gelirleri aynı potada değerlendirmek. Bu şekilde hangi paranın nereden geldiğiyle değil, o parayla en mantıklı ne yapılabileceğiyle ilgilenmiş olursun. İşte o zaman para seni değil, sen parayı yönetmiş olursun.

Popüler İçerikler

Hindistan ve Pakistan Arasında Savaş Çıktı: Hindistan, Pakistan’ı Vurdu, Çok Sayıda Ölü ve Yaralı Var
Hindistan ve Pakistan Arasında Savaş Çıktı: Hindistan, Pakistan’ı Vurdu, Çok Sayıda Ölü ve Yaralı Var
Murat Övüç’e Kötü Haber: Fenomen Murat Övüç’ün 4 Yıl 6 Aya Kadar Hapis Cezası Talep Ediliyor
Murat Övüç’e Kötü Haber: Fenomen Murat Övüç’ün 4 Yıl 6 Aya Kadar Hapis Cezası Talep Ediliyor
Ekrem İmamoğlu'nun X Hesabının Erişime Engellenmesi Sosyal Medyada Gündem Yarattı
Ekrem İmamoğlu'nun X Hesabının Erişime Engellenmesi Sosyal Medyada Gündem Yarattı