İnanç, kabul edelim ya da etmeyelim herkes için bir seçim ve bunu burada tartışmaya açmaya niyetimiz yok. Biz ilginç felsefi teorilerin ışığında ufak bir beyin fırtınası ve zihin egzersizleri yapmaya geldik. Sizi de hayli düşündüreceğiz!
İnanç, kabul edelim ya da etmeyelim herkes için bir seçim ve bunu burada tartışmaya açmaya niyetimiz yok. Biz ilginç felsefi teorilerin ışığında ufak bir beyin fırtınası ve zihin egzersizleri yapmaya geldik. Sizi de hayli düşündüreceğiz!
İnançsız biriyim ama içeriği okurken tüm önyargılarımı bir kenara atarak objektif yaklaşma kararı aldım. Buna rağmen pek doyurucu bir içerik olmadı. Tanrı varlığı hakkında ki savunmalar yıllardır aynı, gereken cevaplarda veriliyor. Richard dawkinsin kitaplarını tavsiye ederim. Dawkins kör saatçi kitabında düzen hakkında şöyle diyor: evrende en ufak bir düzen yoktur, düzen sandığımız şey aslında kaosun ta kendisi. Biz canlılarsa asırlar boyu evrimleşerek bu kaosa uyum sağlamış birer düzensizlik ürünüyüz. Çevreye göz attığımızda doğa bizle iç içe olduğundan onu kusursuz sanarız. Hâlbuki yanlızca biz bu kaosa göre şekil almış, basitlikten türeyen karmaşık canlılarız.
Çeşitli inançlara sâhip olup "dindar olduklarını" iddia ederek bu inancını üstünlük gören ve diğer insanlar üzerinde baskı kurmaya çalışan diktatör, tiran, din simsarı ve yobazları konunun dışında tutarak söylüyorum; bir Yaratıcı'nın varlığına inanmanın, hissetmenin hiçbir zarârını görmedim.. Hattâ bilimsel keşiflerde varlığını arayıp bulmaya çalışmak da bireye artı bir yaşam amacı veriyor.. O yüzden bu varlık-yokluk tartışmasını uzmanlara bırakalım, uzlaşmak bize kalsın..
ya diyelim var. Kanıtlandı da var olduğu. Da ne yapalım yani. Varsa zaten hep vardı ne değişti hayatında. Yine sabahın köründe kalkıp it gibi çalışıp zengine kul olmaya devam ölene kadar. Zaten kuluz