Yaptığımız işi, ilişkilerimizi, hayallerimizi, ömrümüzün kalan zamanında gerçekten ne yapmak istediğimizi sorguladık durduk. Telefonu kapatırken “Biliyor musun, işe hiç dönmek istemiyorum, yalnız anne olduğum için istifa şansım yok ama keşke böyle devam edip emekli olsam,” diye de ekledi.
Onunla konuştuktan sonra Posta gazetesinde sevgili Rükzan Sağır’ın bir yazısına denk geldim. Arkadaşım ile konuştuklarımızın altını çizen cümleler birbiri ardına sıralanmış: “Dünya gündeminin nabzını tutan Reddit Platformunda 2021 yılında en çok konuşulan konulardan biri “çalışma karşıtlığı” imiş. Amerika Birleşik Devletleri’nde istifa dalgası haberleri sık sık karşımıza çıkıyordu. Artık bu bir nevi eyleme dönüşmüş. Genç nüfus özellikle 30-45 yaş aralığındaki kuşak, uzun çalışma saatlerinden, düşük ücretten, ömrünün neredeyse yarısını bir ev, bir araba almak için banka kredisi ödeyerek geçirmekten nefret ettiklerini ifade etmişler.
Anne babalarının bu hatayı yaptıklarını görüp onlar aynı hatayı tekrarlamamaya karar vermişler. Artık çılgınlar gibi çalışmak değil yeterince çalışma dönemi başlamış. Eşlerden biri çalışırken diğeri evde kalıp çocuğa bakacak böylece neredeyse bir maaş eden bakıcı masrafından da kurtulmuş olacaklarmış. İstifa eden milenyum kuşağının %65’i 1980-1990’ların ortalarında doğanlar olmuş.
İşten ayrılma sebepleri ise ara kademede bulunan yöneticilerin mobbingi, yapılan işe ödenen ücretin o işin ederi olmaması, müşterilerin hakaretine maruz kalmak, vs. İstifa edilen iş kollarının %40’ını ise hizmet sektöründe yer alan restaurant, bar, otel, seyahat, depolama gibi örnekler oluşturuyormuş. Microsoft’un yaptırdığı bir ankete göre her 10 çalışandan 4’ü ofise çağrılırsa işi bırakmaya hazırmış.”
Zeynep bravo çok güzel yazmışsın. Kutlarım.