Zerdüştlük İnancında Ölen İnsanların Akbabalara Yem Edildiği Sessizlik Kulelerinin İnanılmaz Hikayesi

Ölüm sonrası ritüelleri, inançları ve yaşam biçimleriyle diğerlerinden farklılaşan bir dinin gizemli dünyasına adım atmaya hazır mısınız? Zerdüştler, doğayı kirletmemek adına ölülerini gömmek ya da yakmak yerine, 'Sessizlik Kulesi' adını verdikleri yüksek kulelerde vahşi hayvanlara bırakırlar.

Zerdüştlerin benzersiz ölüm ritüellerinin detaylarına gelin birlikte bakalım. 👇

Kaynak: 1, 2, 3

Zerdüştlük inancına göre dünyanın ve toprağın temiz kalması için ölü bedenlerin gömülmesi ya da yakılması yerine, kulelere bırakılarak vahşi hayvanlara yem olması tercih edilirdi.

Bu sebeple Zerdüştler, ölülerini bırakmak için şehirden izole bir noktada Sessizlik Kuleleri inşa ettiler.

Dakhme de denilen Sessizlik Kulesi, Zerdüştlüğe inanan Parsi topluluklarının olduğu İran ve Hindistan’da, ulaşılması zor bir dağın zirvesine sağlam taşlarla yapılmış yuvarlak bir yapıdan oluşur.

Ortasında, Zerdüşt dininin "İyi Düşünce, İyi Söz ve İyi Davranış" prensiplerini temsil eden üç bölüme ayrılmış, büyük taş bloklarla döşenip betonla kaplanmış yaklaşık 90 metre çevreli bir platform bulunur.

Bu bölümler, cinsiyete ve yaşa göre ölenlerin cesetlerini yerleştirmek için düzenlenmiştir.

Bu düzenlemeye göre ilk sıra erkekler, ikinci sıra kadınlar ve üçüncü sıra çocuklar içindir.

Kulenin içinde kemiklerin depolandığı, kenarları ve dibi taş plakalarla kaplı, yaklaşık 4 metrelik derin bir kuyu bulunur.

Bu kuleye bırakılan ölünün başında bir rahip durur ve hangi gözünün önce yeneceğini gözler.

Sağ gözün önce yenilmesi ruhun iyi bir geleceği olacağına, sol gözün önce yenilmesi ise ruhun azap çekeceğine işarettir.

Akbabalar, birkaç saat içinde cesedin etini tüketir ve iskelet, tropikal güneşin etkisiyle kuruyarak kireç ve fosfora dönüşür, ardından kuledeki kuyuya atılır.

Ölüm, gece başlangıcında meydana gelirse ölü ertesi sabah Sessizlik Kulesi’ne götürülür, gece sonunda veya sabah erken saatlerde gerçekleşirse ceset geceyi bekler.

Ölünün Sessizlik Kulesi'ne taşınmasından yaklaşık bir saat önce, beyaz giysili ölü taşıyıcısı olan iki Nasasa eve gelir.

Tüm vücutları tamamen örtülüdür ve sadece yüzleri açıktır. Ellerini Dastana adı verilen bir tür örtü ile kaplarlar. Ölünün taşınacağı demir bir tabut olan Gehan'ı getirirler.

Ölünün tek kişiyle taşınması kesinlikle yasaktır.

Hatta ölünün küçük ve tek kişi tarafından taşınabilecek durumda olması bile ölü taşıyıcılarının en az iki kişi olması gerektiği kuralını değiştirmez. Cesedin ağırlığına bağlı olarak taşıma işlemi 2, 4, 6 ya da başka bir çift sayıda kişi tarafından gerçekleştirilir.

1960 yılından itibaren ise Zerdüştler, bu inanılmaz geleneklerini geride bırakarak ölülerini artık mezarlara gömmeye başlamışlardır.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir. 👇

Zerdüşt Kimdir? Zerdüştlük Nedir, Ne Demek, Kitabı Ne?
Zerdüştlük İnancına Göre Karanlık ve Kötülük Tanrısı Ahriman'ın Zıt ve İyi Olan Ahura Mazda ile Mücadelesi
Osman Balcıgil Yazio: Zerdüştiler Hangi Tanrıya İnanır?

Popüler İçerikler

İşitme Testine Kürtçe Engeli: Türkçe Bilmeyen Kadına SRT Testi Yapılmadı
Narin'le İlgili Soruşturmada İmamın Gözaltı Nedeni Belli Oldu: Konuşmasınlar Diye Kur'an'a El Bastırmış
Pucca, Narin'in Babası Arif Güran'ın Halk TV Muhabiri Ferit Demir'e Tehditvari Konuşmasına Sert Çıktı!