Yaşıyorsunuz bu hayatı be!Havalar soğur, siz de artık yazın kaldırdığınız montunuzu çıkarırsınız. Elinizi cebinize attığınızda o tatlı sürprizle karşılaşırsınız: 5 lira! Güne puanınız 10!Dünya turuna çıkmaktan tutun da tuttuğunuz takımın başkanı olmaya kadar türlü türlü hayaller kurarsınız. Zenginin malı züğürdün çenesi yorsa da bu hayaller huzurlu bir uykuya dalmanız için yeter de artar bile…1990’lı yıllarda çocuk olanların ağzına o tat geldi, biliyoruz! Sokakta oyun oynarken annenizin yaptığı o salçalı ekmek, yıllar sonra gece öğününüz olur, epey de güzel olur!Yemek yediğiniz yerde gelen beleş çaydan, sokakta promosyon olarak dağıtılan minik el kremi paketlerine kadar her şey sizi sevindirir. Küçük şeylerle mutlu olmak da tam olarak budur işte!Mesele üç kuruş bile olsa taksit yapmanın verdiği hazzı sanırız ki hiçbir şeyden alamazsınız. Hele o “Hadi be güzel abim be!” bakışı… Anlayamazsınız!Ayın son günleri… Henüz maaş yatmamış, beş kuruş paranız yok. Otobüse binince o kahreden sesi duydunuz ama hiç sorun değil. Zaten bir süredir spor da yapamamıştınız. Haydi ayaklara kuvvet!Ne demişler: Su sesi, kadın sesi, para sesi… Her ne kadar metal olsa da parayı saymanın zevki paha biçilemez!İşte zenginlerin yapamadığı şey! Sizin paranız zaten olmadığı için arkadaşınızı rahatça geri çevirebilirsiniz, o da size hiçbir zaman darılmaz. Halden anlar…Bin beş yüz taksitle kredi çekerek o telefonu aldınız, taksitler bitene kadar telefon elinizde paralansa da saya saya sonunu getirirsiniz. O ferahlama hissini başka ne verebilir ki?Her ne kadar imkansız gibi görünse de kırk yılda bir olur, iş çıkışı yorgunluğunun üzerine çok da güzel olur.Ekmeğin topuğunu koparırsınız, salatanın suyuna bırakırsınız, siz son lokmanızı yerken o ekmek parçası suyu iyice çeker ki of!O parayı tabii ki zor zamanlarınız için saklıyorsunuz ama bakarsınız bir güzel tatil çıkar, hayali bile güzel…Arabanız yok ki benzin zammından, gazınız yok ki doğalgaz zammından etkilenesiniz…
petibörlü pudingli pasta nerede zenginler bilmez pastamız.😁
geçen hayatında hiç belediye otobüsüne bile binmemiş bir arkadaşı dönerciye götürdük.Dönerci derken normal bizim fakir döner fiyatının 3 katı.Kız annesini arayıp anne acayip bir şey yiyorum akşama kesin hastaneliğim yaaa demişti.Bu da böyle bir anım
sobada ekmek ısıtıp arasına tereyağı sürmek, üstüne portakal kabuğu atmak, kestane pişirmek. Çocukken sadece tükürmek ve buharlaşmasını izlemek :)