Özellikle emek tartışmasını bolca yaptığımız, insan olarak birbirimizin sesi olmaya ihtiyaç duyduğumuz, seçim nedeniyle herkesin birleşirken kutuplaştığı tuhaf günlerden geçtiğimiz günlerde hem kendimizi hem de sistemi sorgulayabilmek açısından Zengin Mutfağı’nın yeniden sahnelerde olması ümit verici.
15-16 Haziran 1970 işçi hareketlerinin yaşandığı dönemi bir zenginin mutfağından anlatarak izleyici ile buluşturan oyun, her gün her olaya yorum yapanların, dünya liderlerinin kadife örtülü yuvarlak bir masada oturarak “Bugün de Türkiye’ye ne yapalım?” diye sorduğu fotoğrafını zihnimize kazıyanların ekranlardan eksik olmadığı günlerde ağlanacak halimize güldürdü.
15-16 Haziran olayları Cumhuriyet tarihinde görülmüş en büyük işçi hareketi olarak kabul edilir. İçinde bulunduğumuz dijital ya da geleneksel fark etmeksizin “emek sömürüsü” dönemi içinde 15-16 Haziran 1970 İşçi Direnişi; insan emeğini sömüren, yok sayan, işçi emeğini bir meta haline getiren ve daha fazla kar için işçi canına kıyan sermayeye karşı, işçi sınıfının başkaldırısıdır.
1969 yılında başlayan ekonomik krizin kitleler halinde sokağa yansıması 1970 yılında görülmüş, işçiler 15 Haziran 1970’te İstanbul’un belli noktalarında direnişe geçmiş. Birçok yerde üretim durmuş, çalışmayı durduran işçiler seslerini duyurmak için İstanbul’un dört bir yanında fabrika önlerinde, kent merkezlerinde eylem yapmış. Olayların yaşandığı ilk gün 117 işyerinden 70 bin işçi greve katılmış.
16 Haziran 1970 tarihinde, yani olayların ikinci gününde ise işçi eylemleri çok daha büyük bir katılım ile başta İstanbul ve Ankara olmak üzere farklı şehirlerde de görülmüş. Polis ile işçilerin karşı karşıya kaldığı ve çatışmaların yaşandığı olaylarda birçok insan yaralanmış ve tutuklanmış. Eylemler sırasında hayatını kaybeden işçi ve polislerin olduğu da ne yazık ki bilinenler arasında.
Olayların akabinde Bakanlar Kurulu kararı ile Kocaeli ve İstanbul’da 60 günlük bir sıkıyönetim ilan edilmiş. İşçiler her ne kadar eylemlerine devam etmek isteseler de bir süre sonra çalışmaya geri dönmek zorunda kalmış.