Her telden ve her şeyden bahsettiğimiz içeriğimizle yine karşınızdayız; aynen arkadaşınızla sohbet eder gibi yani...
Her telden ve her şeyden bahsettiğimiz içeriğimizle yine karşınızdayız; aynen arkadaşınızla sohbet eder gibi yani...
Bütün bir yıl eşek gibi çalışıp ortalama yılda bir kere tatil yaptığınızı varsayıyorum. Gittiğiniz tatil beldesinde deniz, kum, güneş kadar denk geldiğiniz bir başka değişmez güzellik daha var: Yazlık Teyze. Bu teyzeler bir kere hepimizin annesi, ablası, halası olabilir. O yüzden sonsuz saygı duyduğumu da belirtmem lazım öncelikle. Onları sıcaktan bunalırken, pazarda taze fasulyenin bu hafta çok pahalı olmasından şikayet ederken ve damadının işinden bahsederken sıkça görebilirsiniz. Bütün bunları yaparken kıyafetleri neredeyse sabittir ya da birbirine çok yakındır. Şile bezi ya da Buldan bezi dediğimiz tiril tiril kumaşlar, iri motiflerle süslenerek bu teyzelerimizin üstünde yeldir yeldir yerini alır. Bu elbiseler olmadan onlar için hayatta hep bir şeyler eksik kalır sanki. Ne de güzel istedikleri şeyi bilirler bu teyzelerimiz..
O elbiselerin altında da genelikle bu veya buna benzer iri güllü şıpıdık terliklerle kombin yapmayı pek severler. Açıkçası bu terlikler de bir başkasının ayağında güzel durmaz. Nerde Şile Bezi elbise ve iri güllü terlik giyen bir teyze görürseniz, bilin ki orada yaz gelmiş demektir.
Mert Fırat ve Hande Doğandemir kısa süre önce ayrıldılar biliyorsunuz. O zaman Mert Fırat ve İdil Fırat'ın sözlendiği haberini de okumuşsunuzdur. Sözlenmek de neyse... Konumuz bu değil, konumuz neden hep böyle oluyor? Dikkat ettiyseniz, uzun süren ilişkiler bittikten sonra taraflardan biri çok hızlı şekilde başkasıyla evleniyor. Bakın sevgili buluyor demiyorum, evleniyor! Sanki bizim ve bir başkasının fark edemediği büyük bir aydınlanma yaşıyorlar da detayları bize anlatmıyor gibiler. Acaba içlerinden eski ilişkilerine dair 'Daha kötüsü olamaz!' diyerek yeni bir hayata mı geçiş yapıyorlar acaba?
Keza bakın Engin Altan Düzyatan ve Özge Özpirinçci ayrılığından sonra, Engin Bey de Neslişah Alkoçlar ile hızlıca evlenmişti. Hadi ünlüleri boşverelim, kendi çevremden de bunu yaşayan bir kaç örnek biliyorum. Şaşırtıcı olan şu ki, hepsi de hayatlarından oldukça memnun ve mutlu evlilikleri var. O halde elimizde iki seçenek kalıyor arkadaşlar: Bunlar ya bizi kandırıyorlar ya da bizim bilmediğimiz muazzam bir şey keşfettiler. Var mı bu işin sırrına vakıf olan?
Sosyal medya, ilişkilerimize yön vereli epey oldu biliyorsunuz. Artık biz onun uşağı olduk, bunu kabul edelim. İnsanlar birbirleriyle tartıştığı ya da görüşmeyi kesmesi gerektiğini düşündüğü zaman artık oturup durumu müzakere etmiyorlar. Çünkü ellerinin altında kapak gibi cevap veren bir silah var: Arkadaşlıktan çıkartmak. Tek bir tuşa bastığın zaman onunla ilgil bütün gelmişini geçmişini siliyorsun. Gerçek değil ama gerçekmiş gibi...
Tahammül sınırımızın deniz seviyesinin altına indiği şu günlerde, kimse kimseyi hayatına yük etmek istemiyor. Arkadaşlıktan çıkartma eyleminde ilk hamleyi yapan, haklı olduğunu ispatlıyor kendi kendine. Diğeri de oturup sinirleniyor 'Lan neden önce ben davranmadım?' diye. Hatta 'O kim ki ben silebiliyor?' şekline kafalar yeniyor. Size bir şey söyleyeyim mi, bu işlere bu kadar anlam yüklememek lazım. Salın gitsin, kim ne hali varsa görsün. Canınıza yazık!
Geçenlerde Zeki Müren'in yakın arkadaşı Göksenin Çakmak'ın eski bir röportajı yeniden popüler oldu sosyal medyada. Röportaj çoook uzun; bu röportajı içerik olarak ayrıca yayınlayacağız ama birkaç şey var ki hemen burda sizinle paylaşmazsam ölürüm. Göksenin Bey'in anlattığına göre Zeki Müren, bir dönem bir başbakanla birlikte olmuş. Kim olduğu, nasıl olduğu konusunda detay yok. Bu kısmını artık kendi kendimize biz düşüneceğiz galiba... Bitti mi? Bitmedi...
Yine Göksenin Bey'in iddiasına göre, Zeki Müren oldukça çapkınmış. Göksenin Çakmak'ın kendi sözleriyle olayı anlatalım: 'Antalya’da Derya Motel’de kalıyor. Evi var beşinci katta, zor geldiği için çıkmıyor eve, motelde kalıyor. Bir gün oturuyor Zeki Bey. Bir gelin ve damat balayına gelmiş otele. Odalarına çıkıyorlar. Zeki Bey de mutluluklar diliyor çifte. Kendisi de ay ışığında oturuyor. Bir ara tül perde aralanıyor ve damat 'Zeki Bey bugün benim gerdek gecem. Ben size hayranım, sizinle birlikte olmak istiyorum. Yarın buradan gideceğiz, sizi bir daha bulamam, lütfen' diyor. Zeki Bey, o damatla yattığını anlattı. Hakikat bunlar.'
İlginç anı değil mi?
Mevzu eski tabii önce onu söyleyelim. Otostopla Londra'dan Beyrut'a giden Roger Waters, mecburen Türkiye'den de geçiyor ve Konya'da bulunuyor. Yol, iz sorarken Roger Abimizi sokaklardan geçirip bir geneleve götürüyorlar. Adamcağız önce bir tırsıyor, ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Daha sonra kadınların onunla sadece fotoğraf çektirmek istediğini anlayınca kendi kendine 'Ben nasıl yanlış düşündüm böyle ya!' diye utanıyor.
Konuşacak çok şey var gördüğünüz gibi. Aklımdan geçen her şeyi size yetiştirmeye devam edeceğim. Korkmayın, asla sıkılmayacaksınız :)
ben ne okudum tam olarak?😅
kalitesiz gıybet zehirlenmesi yaşıyorum şuann
Zeki Muren ile ilgili anlatilanlarin gerceklikten uzak oldugunu dusunuyorum. Cok cirkin ithamlar. Nasil bir fantazi dunyaniz var?!?!