Cumhuriyet'ten Bülent Şık'ın haberine göre, ABD'de satılan bu ürünler Çevre Çalışma Grubu tarafından incelendi.
Çevre Çalışma Grubu çocukların hormonal sistemlerinin toksik kimyasallara karşı daha hassas olması nedeniyle mevzuatta önerilen glifosat miktarının 100 katı daha düşük bir değeri dikkate alarak değerlendirme yaptı.
Glifosat hormonal sistemi bozucu etkiler gösteren bir kimyasal madde. Çocukların hormonal sistemi üzerinde olumsuz etkiler gösteren kimyasallar gıdalarda ya da sularda çok düşük miktarlarda olsalar bile zarar verici etki gösterebiliyor.
Son birkaç yıl içinde yapılan çalışmalar dünya genelinde çok yaygın bir glifosat kirlenmesi olduğunu açığa çıkardı. Sadece bal, süt, yumurta, soya, patates, çeşitli tahıllar, ekmek, un, su gibi gıdalarda değil bebek bezi ve tampon gibi ürünlerde bile glifosat kalıntısı tespit edildi.
Çeşitli ülkelerde yapılan çalışmalarda insanlardan alınan idrar örneklerinde de glifosat çıktı. Küresel ölçekte gözlenen glifosat kirliliğinin en kaygı verici noktası ise günlük hayatta en çok tükettiğimiz suların da glifosat kirlenmesine maruz kalması.
Bu kapsamlı çalışmada ülkedeki yerüstü sularının yüzde 21’inde ve yeraltı sularının yüzde 7’sinde tespit edilen glifosat miktarları ülkedeki yasal mevzuatta belirtilen sınır değerin üzerinde çıktı.
Alkil fenol etoksilatların ve kullanılması olası diğer yardımcı kimyasalların gıdalarda ve sularda kalıntısının olup olmadığı pestisit kalıntısı izleme çalışmalarına mutlaka dâhil edilmeli. Sağlık Bakanlığı ülke genelinde bir tarama çalışması yaparak çeşitli yaş ve cinsiyetten kişilerde glifosat maruziyetini araştırmalı. Glifosat kullanımının yoğun olduğu bölgelerde özellikle tarım işçilerinin idrarlarında yapılacak testler ile glifosat maruziyet düzeyi mutlaka ortaya konması gerekiyor. Birer yurttaş, ana, baba olarak bu çalışmaların yapılmasını talep etmeliyiz. Bunlar yapılmadığı sürece problemin ne boyutta olduğunu anlamak-anlatmak ve alternatifler üzerinde ikna edici, somut tartışmalar yapmak olanaksız. İçinde olduğumuz siyasal atmosfer kamusal çalışmaları yıkıma uğratıyor ve bu nedenle de bu çalışmaları otonom bir şekilde yapacak inisiyatifleri oluşturmak gerekiyor.
Buğday , çavdar, arpa, sorgum, yulaf, mısır, kuru bakliyatlar ülkemizde üretimlerinde en fazla glifosat kullanılan tarım ürünleri. Bu ürünler kahvaltılık ve diyet ürün kategorisindeki pek çok ürünün bileşiminde yer alıyor. Dünyada glifosat kullanımı 1995 yılında 56 bin ton iken, 2014 yılında 15 katı artış göstererek 826 bin tona çıktı. Benzeri bir artış bizim ülkemizde de yaşandı. Ülkemiz tarımında glifosat kullanımı bundan 15-20 yıl önce 200-300 ton civarındaydı; şimdi en az 5 ya da 6 bin ton seviyesinde olduğunu tahmin ediyorum. En son 2013 yılı verisi var elimde ve o yıl ülke genelinde kullanılan glifosat miktarı 4500 ton.
ne yiyek aq
Göz göre göre zehirleniyoruz dünyanin sonunu insanoğlu getirecek
direk tüm yemeklere kanser diye isim koysunlar yiyelim o zaman arada fark yok ki