Zehir mi Tüketiyoruz? ABD'deki Kahvaltılık Gevreklerde Kansere Neden Olan Glifosat Kalıntısına Rastlandı

Çabuk hazırlanması nedeniyle tercih edilen kahvaltılık gevrekler gerçekten sağlıklı mı? ABD'den gelen habere göre bu sorunun cevabı maalesef hayır. Çünkü mısır, buğday, yulaf ve pirinçten üretilen gevreklerde hormon bozucu ve kanserojen tarım ilacı glifosat kalıntısına rastlandı.

Geçtiğimiz günlerde ABD'de kanser olan bir çiftçi, glifosat nedeniyle kanser olmuş ve açtığı davayı kazanmıştı.

Kanser Olan Çiftçiye 289 Milyon Dolar Tazminat: Glifosat 'Türkiye'de de Bolca Kullanılıyor'

Bugün kahvaltıların bir parçası haline gelen gevreklerde de glifosata rastlandığı haberi geldi.

Cumhuriyet'ten Bülent Şık'ın haberine göre, ABD'de satılan bu ürünler Çevre Çalışma Grubu tarafından incelendi.

Araştırmada özelikle yulaf içerikli kahvaltılık gevrek kategorisindeki çeşitli ürünler incelendi.

Sonuç ise çarpıcıydı. Analiz edilen gıdaların yüzde 95’inin glifosat kalıntısı içerdiği tespit edildi.

Çevre Çalışma Grubu çocukların hormonal sistemlerinin toksik kimyasallara karşı daha hassas olması nedeniyle mevzuatta önerilen glifosat miktarının 100 katı daha düşük bir değeri dikkate alarak değerlendirme yaptı.

Bu düşük değer dikkate alınarak yapılan değerlendirmeye göre de çocukların yediği kahvaltılık gevrek ürünlerinin üçte ikisi problemli çıkıyor.

Glifosat hormonal sistemi bozucu etkiler gösteren bir kimyasal madde. Çocukların hormonal sistemi üzerinde olumsuz etkiler gösteren kimyasallar gıdalarda ya da sularda çok düşük miktarlarda olsalar bile zarar verici etki gösterebiliyor.

Kahvaltıdaki tek tehlike bu ürünlerde değil.

Son birkaç yıl içinde yapılan çalışmalar dünya genelinde çok yaygın bir glifosat kirlenmesi olduğunu açığa çıkardı. Sadece bal, süt, yumurta, soya, patates, çeşitli tahıllar, ekmek, un, su gibi gıdalarda değil bebek bezi ve tampon gibi ürünlerde bile glifosat kalıntısı tespit edildi. 

Çeşitli ülkelerde yapılan çalışmalarda insanlardan alınan idrar örneklerinde de glifosat çıktı. Küresel ölçekte gözlenen glifosat kirliliğinin en kaygı verici noktası ise günlük hayatta en çok tükettiğimiz suların da glifosat kirlenmesine maruz kalması.

Sulardaki glifosat kirliliğini belirlemek için İtalya’da 29 bin su örneği analiz edildi.

Bu kapsamlı çalışmada ülkedeki yerüstü sularının yüzde 21’inde ve yeraltı sularının yüzde 7’sinde tespit edilen glifosat miktarları ülkedeki yasal mevzuatta belirtilen sınır değerin üzerinde çıktı.

Peki Türkiye'de durum ne?

Alkil fenol etoksilatların ve kullanılması olası diğer yardımcı kimyasalların gıdalarda ve sularda kalıntısının olup olmadığı pestisit kalıntısı izleme çalışmalarına mutlaka dâhil edilmeli. Sağlık Bakanlığı ülke genelinde bir tarama çalışması yaparak çeşitli yaş ve cinsiyetten kişilerde glifosat maruziyetini araştırmalı. Glifosat kullanımının yoğun olduğu bölgelerde özellikle tarım işçilerinin idrarlarında yapılacak testler ile glifosat maruziyet düzeyi mutlaka ortaya konması gerekiyor. Birer yurttaş, ana, baba olarak bu çalışmaların yapılmasını talep etmeliyiz. Bunlar yapılmadığı sürece problemin ne boyutta olduğunu anlamak-anlatmak ve alternatifler üzerinde ikna edici, somut tartışmalar yapmak olanaksız. İçinde olduğumuz siyasal atmosfer kamusal çalışmaları yıkıma uğratıyor ve bu nedenle de bu çalışmaları otonom bir şekilde yapacak inisiyatifleri oluşturmak gerekiyor.

Dünyada kullanımı 15 kat arttı. Türkiye'de de tablo maalesef benzer.

Buğday , çavdar, arpa, sorgum, yulaf, mısır, kuru bakliyatlar ülkemizde üretimlerinde en fazla glifosat kullanılan tarım ürünleri. Bu ürünler kahvaltılık ve diyet ürün kategorisindeki pek çok ürünün bileşiminde yer alıyor. Dünyada glifosat kullanımı 1995 yılında 56 bin ton iken, 2014 yılında 15 katı artış göstererek 826 bin tona çıktı. Benzeri bir artış bizim ülkemizde de yaşandı. Ülkemiz tarımında glifosat kullanımı bundan 15-20 yıl önce 200-300 ton civarındaydı; şimdi en az 5 ya da 6 bin ton seviyesinde olduğunu tahmin ediyorum. En son 2013 yılı verisi var elimde ve o yıl ülke genelinde kullanılan glifosat miktarı 4500 ton.

Popüler İçerikler

Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı
Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
YORUMLAR
20.08.2018

ne yiyek aq

20.08.2018

Göz göre göre zehirleniyoruz dünyanin sonunu insanoğlu getirecek

12.10.2018

Egoist olmayalım biz ancak kendi sonumuzu getiririz. Dünya ve yaşam kurtulmanın bi yolunu bulur.

direk tüm yemeklere kanser diye isim koysunlar yiyelim o zaman arada fark yok ki

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ