1. Açlıkla yüzleşmeden olmuyor
Liza’ya göre kilo vermenin en zor ama kaçınılmaz kısmı açlık hissi. Kalori açığı oluşturulduğunda bunun doğal bir sonuç olduğunu belirten Liza, bu sürecin “dayanılmaz değil, yönetilebilir” olduğunu söylüyor. Özellikle ilk dönemde canı sıkıldığında atıştırmak yerine kendisini meşgul edecek yeni uğraşlar bulmanın, geçmişte yaşadığı tıkınırcasına yeme sorununu aşmasında büyük rol oynadığını ifade ediyor.
2. Alışkanlıklar bir günde değişmiyor
Hızlı sonuç beklentisinin en büyük tuzak olduğunu belirten Liza, “Her şeyi aynı anda mükemmel yapmaya çalışmak” yerine alışkanlıkları üst üste koyma yöntemini benimsediğini anlatıyor. İlk iki ay boyunca yalnızca her gün en az 20 dakika yürümeye odaklanan Liza, zamanla günlük adım sayısını artırdı. Ardından evde egzersiz, erken uyku saati ve yeterli su tüketimi gibi yeni alışkanlıkları sürece ekledi. Spor salonuna ise ancak 45 kilo verdikten sonra adım attığını özellikle vurguluyor.
3. Mutfak, spor salonundan daha belirleyici
Liza’ya göre kilo verme sürecinde asıl belirleyici olan egzersizden çok beslenme. “Ne kadar terlediğiniz değil, ne yediğiniz önemli” diyen Liza, dışarıdan söylenen fast food ve hazır yemekleri büyük ölçüde azaltarak evde pişen yemeklere yöneldi. Yeterli protein alımına odaklandığını söyleyen Liza, düzenli egzersizin faydalarını inkâr etmese de beslenme düzeni değişmeden kalıcı sonuç elde etmenin zor olduğunu savunuyor.
Sadece az yiyerek kilo verirsin ama sonrasında hamur gibi sarkan deri mutlaka sporla toparlanmak istiyor. Bu fotodaki arkadaş 45 kilo vererek bu hale gelemez, o karın bir anda dümdüz olmaz. İnsanları yanıltmayın.
Diyet değil beslenmeyi düzenleme olmalı, bırakınca kilo almalar diyetlerin sonu çünkü. Ayrıca spor önemli. Bir önemli şey de vücut sağlığı. Yani hormonlarınızı etkileyen, kronik rahatsızlıklarınız varsa; diyabet , tiroid , pcos ya da insülin direnci gibi, tedaviyle birlikte ilerlemek lazım. Her bünye aynı değil, standart bir çözümü de olamaz.