Çocuk yaşta tanışan iki dost. Zamanla hem dert ortağı hem yayıncısı. Yazmayı bir varoluş sorunu olarak gören iki yazarın yayımlamayı hiçbir zaman düşünmedikleri bu mektuplarda, özellikle Tezer Özlü'nün, Çocukluğun Soğuk Geceleri ve Yaşamın Ucuna Yolculuk kitaplarından tanıdığımız çırılçıplak dünyasıyla karşı karşıyayız.
Tezer Özlü 'Yaşamın Ucuna Yolculuk' kitabının adını 'Bir İntiharın İzinde' olarak koymak ister fakat Ferit Edgü'nün tavsiyesi ile adını 'Yaşamın Ucuna Yolculuk' koyar.
- Kitabına ne güzel yakışırdı: YAŞAMIN UCUNA YOLCULUK. Ama sen İntiharın İzi'ni seçmişsin.
Tezer Özlü'den Ferit Edgü'ye:
O on gün yolculukta, bu kitabı yazarken , bir kez gerçekten, otel odalarından birinde kalbim duruyordu ve ben gerçekten bir yazma krizi içinde yazdım, yeryüzünden hiçbir şey algılamadan, edebiyat dışında, duygular dışında. Bu yüzden YAŞAMIN UCUNA YOLCULUK, dediğin gibi iyi bir ad. L.F. Celine'nin 'Gecenin Sonuna Yolculuk' adına çok benzetmiyorsan, kitaba bu adı verebilirsin.
Ferit Edgü'den Tezer Özlü'ye:
Madem izin verdin, ben de adını 'Yaşamın Ucuna Yolculuk' koydum.
- Gülebilir miyiz dersin? __Gülebilir misin?