Zarflarda Hayat Bulanlar..

Milena'ya Mektuplar - Franz Kafa

'Sevgili Bayan Milena' diye başlar.

Franz Kafka Prag'da dost meclisinde tanıştığı Milena Jesenská’dan öykülerini Çekçe’ye çevirmesini ister.Bu dilek sayesinde Kafka ile Milena'nın yolları kesişir ve bir ilişkinin başlangıcı böyle devam eder.

İlk mektubu 1920 senesinin Nisan ayında yazmaya başlar ve Kafka'nın ölümüne kadar devam eder. Bir süre sonra bu mektuplar ümitsizliğin, çaresizliğin ve tıkanışın anlatımına dönüşür.

Kafka 'Mektup yazmak, hayaletlerin önünde soyunmak demektir, ki onlar da aç kurtlar gibi bunu bekler zaten. Yazıya dökülen öpücükler yerlerine ulaşmaz, hayaletler yolda içip bitirir onları'

  • 'Ah! Milena sen her ne kadar içimde yaşama sevinci olduğunu söylesen de, bugün yok; Bana ne verecek ki böyle bir gece, böyle bir gün?'

  • Bu akşam tek başıma uzun bir yol yürüdüm. çoğunlukla başkaları ile yürürüm veya yatarım. bu akşam tek oldu. tanrım, keşke burada olsaydınız. burada olmadığınızı söylersem aslında kendime deli demeliyim. o kadar kuvvetli bir şekilde hissediyorum ki burada olduğunu. hayır hayali değil, istediğim anda size dokunabileceğim şekilde buradasınız, yanımdasınız..

  • Yanımda yürüyordun Milena, düşünsene, yanımda yürümüştün.

On Üç Günün Mektupları - Cemal Süreya

Cemal Süreya'nın ikinci eşi.'Bayan Nihayet' diye seslendiği kadın, Memo Emrah'ın annesi Elif Sorgun; Zuhal Tekkanat.

1972 senesinin Temmuz ayında Zuhal Tekkanat ciddi bir ameliyat için hastaneye yatar ve bu süre zarfı içerisinde Cemal Süreya her gün eşine mektup yazar.Hastaneye ziyarete giderken, sigara içerken, kahvehanede kahvesini yudumlarken, 13 gün boyunca her kelimesinde sevgiyi en içten hissettiren, her satırında iyilik, mutluluk, umut, hayal, aşk akar..

  •  Her şeyimi sana borçluyum. Sana rastladığım sıralar yıkıntılıydım. Sen onardın beni. Tuttun elimden kaldırdın. Ben de ekmek gibi öptüm alnıma koydum seni, kutsadım.

  • Yalnız seninle güçlüyüm. Sen olmasan bir anlamım olmaz. Sev beni.

  • Yaşayacağız..

  • Hayat kısadır kuzucuklarım, __Yine de uzundur kuzucuklarım.”

Her Şeyin Sonundayım - Tezer Özlü & Ferit Edgü

Çocuk yaşta tanışan iki dost. Zamanla hem dert ortağı hem yayıncısı. Yazmayı bir varoluş sorunu olarak gören iki yazarın yayımlamayı hiçbir zaman düşünmedikleri bu mektuplarda, özellikle Tezer Özlü'nün, Çocukluğun Soğuk Geceleri ve Yaşamın Ucuna Yolculuk kitaplarından tanıdığımız çırılçıplak dünyasıyla karşı karşıyayız.

Tezer Özlü 'Yaşamın Ucuna Yolculuk' kitabının adını 'Bir İntiharın İzinde' olarak koymak ister fakat Ferit Edgü'nün tavsiyesi ile adını 'Yaşamın Ucuna Yolculuk' koyar.

  • Kitabına ne güzel yakışırdı: YAŞAMIN UCUNA YOLCULUK. Ama sen İntiharın İzi'ni seçmişsin.

Tezer Özlü'den Ferit Edgü'ye:

O on gün yolculukta, bu kitabı yazarken , bir kez gerçekten, otel odalarından birinde kalbim duruyordu ve ben gerçekten bir yazma krizi içinde yazdım, yeryüzünden hiçbir şey algılamadan, edebiyat dışında, duygular dışında. Bu yüzden YAŞAMIN UCUNA YOLCULUK, dediğin gibi iyi bir ad. L.F. Celine'nin 'Gecenin Sonuna Yolculuk' adına çok benzetmiyorsan, kitaba bu adı verebilirsin.

Ferit Edgü'den Tezer Özlü'ye:

Madem izin verdin, ben de adını 'Yaşamın Ucuna Yolculuk' koydum.

  • Gülebilir miyiz dersin? __Gülebilir misin?

Yalnız Seni Arıyorum - Orhan Veli

'Bir de sevgilim vardır, pek muteber;

İsmini söyleyemem,

Edebiyat tarihçisi bulsun.'  dizelerinde bahsettiği kadın Nahit Hanım. Ünlü yazın öğretmeni Nahit Fıratlı.

Okurken içten içe Nahit Hanımı kıskandıracak, çeşitli imkansızlıklara rağmen bitmek tükenmek bilmeyen sonsuz sevgi. Uzun süre birbirlerini görmemelerine rağmen umudun, aşkın, tutkunun, hayallerinin peşini bırakmayan bir Garip Orhan Veli. Gerçekten böyle aşklar var mı diye düşünmeden edemiyor insan.

'Bildikleri şey bilmediklerinin yanında hiçtir. Onları söylemekle senden bir şey feda ettiğimi sanıyorlarsa aldanıyorlar. Kendilerinden çok şey feda edebilirim ama senden hiçbir şey feda edemem. Zaten senden bir şey feda etmem demek kendimden feda etmem demektir. Çünkü ben senden ibaretim.'

Yeter ki Kararmasın... - Onat Kutlar

Onat Kutlar'ın 1982-1984 yılları arasında yazdığı mektuplar.Dostlukların, acıların, umutların, dahası özgürlüğün ve tutsaklığın usta işi bir biçimde dile geldiği yazılar Yeter ki Kararmasın... 

'Bu mektuplar aslında sanadır sevgili arkadaşım.

Adını bile bilmediğim sana

Öylesine yakından ve derinden tanıyoruz ki birbirimizi, 

öylesine ortak bir umut ve bilinçle 

paylaşıyoruz ki yeryüzünü, 

yaşama öylesine inanıyoruz ki

adını bilmesem ne çıkar?'

“Yazın, öyle anlar olur ki, pelin ağaçlarının kokusu insanı çıldırtabilir. Hele geceleri. Ay ışır, ortalık dingindir. Gene de bir şey vardır ama insanın kendini bırakmasına engel olan, insanı gerginlik içinde tutan. Bu sınırsız, çıldırtıcı, büyülü gecelerde insanın düşünceleri özgürce, gözüpekçe ve tatlı tatlı akar. Gerçekte düşünmek de değildir bu, bir tür düş kurmadır. Bir şeylerin olmasını beklemektir. Sebze tarlalarının arkasında bir yerde, dulavratotlarının arasına saklanırsınız. Yüreğiniz açıklayamadığınız gizli bir coşkunun etkisiyle titrer. Yaşamınızda böyle daha pek çok gecenin olmasını dilersiniz…”  15.Ekim.82 Yalnız Değiliz

Serin Mavi - Behçet Necatigil

Behçet Necatigil'in eşine ve kızına yazdığı mektuplar. Şiirlerinde olduğu gibi mektuplarında da ev, aile, yakın çevre üçgeninde dolaşır.

Kitapta geçen bazı şiirleri;

Engeller

Eşyalar, Sessizlik

Serin Mavi

Çıkmak

Kirli Soru

Popüler İçerikler

Yasa Dışı Bahis Reklamı Soruşturması Noktalandı: Galatasaray'a Takipsizlik
İzmir'de 5 Küçük Kardeşin Öldüğü Yangın Faciası: Bakanlık, Aileyi 18 Kez Ziyaret Etmiş!
Acun Ilıcalı Futbol Yatırımlarına Devam Ediyor: Yeni Takımı Slovenya'dan