Hiç Fransa'da bulundunuz mu? Fransız yaşam tarzı ile ilgili ilginç bir şey fark ettiniz mi?
Hiç Fransa'da bulundunuz mu? Fransız yaşam tarzı ile ilgili ilginç bir şey fark ettiniz mi?
Fransa'da insanlar buluştuklarında, bizdeki gibi birbirlerini öpüyorlar ama bu bazı turistler için kafa karıştırıcı olabiliyor. Çünkü öpücük sayısı bulunulan bölgeye göre değişiyor. Örneğin güneye gidildikçe öpücük sayısı artıyor. Hangi bölgede kaç öpücük verileceğini öğrenebileceğiniz özel bir web sitesi bile var. Genellikle sayı 1 ila 4 arasında değişiyor.
Geçtiğimiz yıllarda Fransız bir belediye başkanı olan Aude Picard-Wolff bu gelenekten sıkıldığından ve her gün çok sayıda öpücük vermekten rahatsızlık duyduğundan bunun artık yasaklanması için talepte bulunmuştu.
Fransız pasaportunda sadece kişinin adını ve soyadını görmezsiniz. Birçok Fransız'ın 3 adı vardır. Örneğin, bir Fransız'la tanıştığınızda kendilerini Jean olarak tanıtabilirler. Ancak pasaportlarına bakarsanız, isimlerinin örneğin Jean Michele Paul olduğunu görebilirsiniz. Bu isimler genellikle, vaftiz babalarının verdikleri isimlerdir. Ayrıca, Fransız vatandaşlarının pasaportlarında boyları ve göz renkleri hakkında bilgiler de yer alır.
Fransızlar her türlü cinsiyetçilikten uzak duruyorlar. Bu yüzden belirli cinsiyet rolleri yok. Erkekler yemek pişirebilir, ev işleri yapabilir. Hatta, dikiş dikebilen kadınlara çok şaşırırlar. Fransız biriyle evlenen blog yazarı Lena Luciez'in söylediğine göre eşi, gömleğine düğme diktiğinde gerçekten şaşırmış. Şok içinde, “Ne, dikebilir misin?!” diye sormuş. Lena, okulda ders aldığı için düğme dikebildiğini söylemiş. Kocası bunun Fransa için uygunsuz olacağını, çünkü ülkelerinde herkesin eşit olması gerektiğini söylemiş.
Ayrıca, Fransa'da partnerinize ne yapması gerektiğini söylemek de normal değildir. Bir ilişkideki ana felsefe 'uygun gördüğünüz gibi yapın'dır. Dolayısıyla, Fransız kadınlar eşlerine asla akşam yemeği için ne pişireceklerini, hangi elbisenin daha iyi göründüğünü ve bunun gibi şeyleri sormazlar. Her birey kendileri için neyin en iyi olduğuna karar verir ve tüm kararları kendi başlarına alırlar.
Fransa'da çoğu kelime ve cümle o anki durumla ilgili farklı bir anlan içerebilir.. Bu nedenle, tüm kelimelerin anlamı, kullanıldıkları bağlamdan çıkarılmalıdır. Ancak genel olarak, Fransızlar herhangi bir soru, öneri veya talebe ilk olarak ‘non’ derler, bu da ‘hayır’ anlamına gelir.
Fakat ’non’ kelimesi ‘yapmak zor olabilir’ anlamına da gelir. Bu nedenle,’non’ kelimesinin her zaman nihai bir cevap olmadığını, durumu daha iyi anlamalarını sağlamak için bir müzakere daveti olduğunu anlamalısınız.
Birçok Fransız ofisinde, bankada ve kamu kurumunda, öğle yemeği molası bir saat değil 2 saattir. Bu ülkede, yemek yeme sürecinin çok önemli olduğu düşünülür. İşverenler, çalışanlarına acele etmeden eve gitmek ve yemek yemek için yeterli zamanı sağlarlar. Birçok insan bu uzun öğle yemeğini en yakın parkta yemek yemek ve orada dinlenmek için kullanıyor.
Fransa'da ne tür bir sorun yaşarsanız yaşayın, itfaiye çağırılır. Genellikle diğer acil yardım hizmetlerden daha hızlı ulaşırlar. İlk yardım yapabilir ve hemen hemen tüm kurtarma operasyonlarını gerçekleştirebilirler. Fransızlar itfaiyecilere karşı çok saygılıdır. Acil bir durumda çevirmeniz gereken numara bizdeki ambulans gibi 112'dir.
Büyük şehirlerde, su ortak kazanlarda ısıtılır. Merkezi ısıtma sadece binaların lobilerinde çalışır ve her dairenin manuel olarak açılan kendi elektrikli radyatörü vardır. Sıcaklığı istediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Yüksek bir sıcaklığa ayarlarsanız, yüklü bir fatura ödemeniz gerekebilir. Kışın çoğu zaman, bir Fransız dairesinde sıcaklık asla 68°F'den yüksek değildir.
Fransızlar'ın tarz duygusu ile doğdukları bir efsane değildir. Fransız erkekler en sıradan ve temel kıyafetleri kullanarak bile gerçekten ilginç bir görünüm kazanabilirler. Gerçekten ultra moda kıyafetler giymiyorlar ama yine de büyüleyiciler. Fularları ve şalları seviyorlar ve onları nasıl kullanacaklarını iyi biliyorlar.
Fransız kadınlarının tarzı ve çekiciliği hakkında da efsaneler var. Bir Fransız kadını düşündüğünüzde aklınızda tipik bir görüntü oluşur, ince bir trençkot, ince yüksek topuklu ayakkabılar, kırmızı ruj ve belki de sevimli bir şapka. Fransız kadınların ilk kuralı daha rahat ve pratik olmaktır. Yani, Fransız cazibesi denen şey rahatlık ve biraz salaşlıktır. En sevdikleri renkler siyah, gri ve koyu mavidir. Ayrıca, Fransız kadınlar oldukça tutumludur, yeni koleksiyonlara çok para harcamıyorlar. İndirimleri bekliyorlar. Yani her şeyin özenle seçildiği çok göze batmadan, şık bir şekilde giyiniyorlar.
Bu arada, birçok evin zemin katında kafe var, bu yüzden Fransızlar sadece pijamalarını giyerek bir kahve içebilir.
Birçok kişi genellikle hafta sonlarını temizlik, alışveriş ve bunun gibi şeyler ile harcamaz. Fransızlar için pazar günleri, dinlenmeyi tercih ettikleri bir aile günüdür ve şehir dışına çıkmak, bisiklete binmek gibi etkinlikler yaparlar. Yani, Fransa'da neredeyse tüm dükkanlar pazar günleri kapalı. Bir şeye ihtiyacınız varsa, cuma veya cumartesi günü almalısınız.
Baget Fransız halkının her gün yediği bir şeydir, genellikle içine farklı malzemeler eklenir. Ayrıca, Fransa'daki en popüler yemeklerden biri, üzerinde kızarmış yumurta olan, croque madame veya croque-monsieur adı verilen bir sandviçtir. Düşünüldüğü gibi her gün kurbağa bacağı ve kaz ciğeri yemiyorlar. Çoğu Fransız bu şeyleri hiç denemedi bile.
Kruvasanlar Fransa'nın sembollerinden biridir ancak bu nefis yiyecek aslında ilk olarak Viyana'da yapıldı. Bununla birlikte, Fransa'da, sadece puf böreği hamurundan yapılırlar. Gerçek Fransız kruvasanlarında reçel, krema, çikolata gibi iç dolgular yoktur.
Bagetler de Fransa'nın sembolüdür. Paris'te her gün 500.000'den fazla baget satılıyor. Ancak, ilk gün yumuşak ve gevrek olan bu ekmekler bir sonraki gün yenmeyecek hale gelirler. Baget kelimesinin sopa ya da çubuk olarak çevrilmesinin nedeni budur.
Fransızcada, menü kelimesi başlangıcından tatlısına kadar belirli olan, önceden belirlenmiş bir yemek seti anlamına gelir. Bu nedenle, bir menü istemek için 'carteto' kelimesini kullanın, aksi takdirde yanlış anlaşılabilirsiniz.
Ayrıca, bir garson çağırmanız gerektiğinde ona 'garçon' demeyin, çünkü bu kelime çocuk anlamına gelir. 'Mösyö' ya da 'pardon' kelimelerini kullanmak daha iyidir. Ayrıca, bahşiş bırakmayı da unutmayın.
Fransızlar köpeklere tapıyorlar, bu yüzden kafelerde ve hatta restoranlarda olmaları sorun olmayacaktır. Yani, bir evcil hayvan ile seyahat ediyorsanız, Fransızlar'ın size ve köpeğinize misafirperver ve dost canlısı davranacağından emin olabilirsiniz.
Ayrıca, Fransa'da kafe ve restoranlarda evcil hayvanınıza ücretsiz olarak su ve ekmek servis edebilirler. Bu yasa ilk olarak Napolyon tarafından yapılmıştır.
Fransızlar dişlerini uyanır uyanmaz fırçalamıyor. Kahvaltıdan sonra fırçalıyorlar. İlk başta, bu biraz garip görünebilir ancak düşünürseniz aslında mantıklıdır. Kahvaltıdan önce dişlerinizi fırçalarsanız, yemeğin tadını gerçekten alamazsınız. Bildiğiniz üzere Fransızlar için yedikleri yiyeceklerin tadını çıkarmak gerçekten önemlidir. Gece uyurken oluşan bakterlerilerden kurtulmak yerine, kahvaltıyı da yaptıktan sonra fırçalamayı daha hijyenik buluyorlar.
Fransa'da oldukça iyi bir su filtreleme sistemi var. Tabii ki, bulunduğunuz bölgeye göre değişebilir ancak genel olarak suyun kalitesi oldukça yüksektir, bu nedenle Fransa'da musluk suyunu rahatlıkla içebilirsiniz.
1800 yılında Fransız makamları kadınların, pantolon gibi erkek kıyafetlerini giymek için izin almalarını gerektiren bir yasayı kabul etti. Yasa, kadınların belirli meslekleri yapabilmelerini zorlaştırmak için yapıldı. Daha sonra,bu yasa biraz değiştirildi ve kadınların bisiklete veya ata binerken pantolon giymelerine izin verildi.
İster inanın ister inanmayın, bu yasa 2012 yılına kadar yürürlükteydi. Fakat bunun sıkı bir takibi yapılmıyordu.
Paris'teki umumi tuvaletler sadece ücretsiz olmakla kalmaz, aynı zamanda 7/24 kullanılabilir. Tuvalette yeşil bir ışık görürseniz bu, tuvaletin dolu olmadığı anlamına gelir. Unutmamanız gereken tek şey tuvalete, birisi çıktıktan hemen sonra giremeyeceğinizdir. Kapının kapanmasını bekleyin, tuvalet kendini temizler ve ardından girebilirsiniz.
Bu arada Fransa'da, tüm kafelerde tuvalet olmasını gerektiren bir yasa var. Yani gerçekten tuvalete ihtiyacınız varsa, her zaman herhangi bir kafeye gidebilirsiniz.
#17 eee zaten kahvaltıdan sonra fırçalanmaz mı dişler? çok garip bir şey mi yapıyoruz biz?
eee peki bunlardan fransizlarin haberi var mi. editor ici bos normal seyler paylasmis. ya kardesim madem boyle bir yazi paylasacaksiz orda yasayanlardan bilgi iste :) ben Fransada yasiyorum. yani enteresan seyler cok var. biraz da ben sayayim. -bankalar cumartesi acik pazartesi kapalidir. - yemek yemek istiyorsaniz 15:00’ten once yemelisiniz cunku %98 restorant 15-18saatlari arasi kapalidir. -aksam 8den sonra acik magaza,avm,market, sigara alabileceginiz bir yer bulamazsiniz. -keyfi olarak erkek ve kadinlar evsizligi secerler. buna frasizlar closhard yani berdus derler. -kafana gore heryere cop atamazsiz. coplerin yaninda genelde mobese vardir. buyuk copleri yani camasir makinesi , tv, mobilyanizi gidip desetre dedikleri copluge kendiniz atmaniz gerekir. -okullar genel bolgelerde carsamba tatildir.
"Fransizlar kopeklere tapiyorlar","kadinlar icin onemli olan guzellik degil rahatlik","sorulara her zaman hayir cevabini verirler","kadinlar ASLA eslerine ne yemek pisireceklerini veya elbiselerinin nasil durdugunu sormazlar"vs.Abartilmis bir genelleme degil mi bunlar sizce de?Asla,her zaman gibi ifadeler kullanmak hem de?Profesyonelce hazirlanmamis bir icerik,hazirlayan da uyeymis.Kontrol edip onay veren kisiler daha iyi kontrol etse keske