Tarih boyunca birçok devlete, millete ve hatta imparatorluğa evi olan saraylar günümüzde müze olarak ziyaretçilerine açık. Biz de bu yazıda en güzel olarak isimlendirilen sarayları sizin için derledik sevgili okur. Bilinen ve bilinmeyen bu tarihi yapıları gelin birlikte inceleyelim.
İstanbul Tarihi Yarımada’da bulunan ve Osmanlı İmparatorluğu’na yaklaşık 400 yıl devletin idari merkezi olan hizmet veren Topkapı Sarayı Bab-ı Hümayun (Saltanat Kapısı), 1. Avlu (Alay Meydanı), Babüsselam, Saray-ı Hümayun ve İç Saray bölümlerinden oluşan saray günümüzde müze olarak hizmet vermekte.
Yapımına 1793 yılında Landgrave Wilhelm IX emriyle başlanmış olan Löwenberg Kalesi Kassel’de bulunuyor. Kale romantik tasarım ile ünlü. Birçok mimar Schloss Löwenburg'u, bu 'romantik' mimari stilin dünyadaki en iyi örneklerinden biri olarak görmekte. Hatta bu kalenin ayrıntılarına aşina olmayan insanlar Löwenburg Kalesi ile Disneyland’ı karşılaştırıyorlar.
Olağanüstü güzelliğe sahip Neuschwanstein Kalesi, ulaşılması güç dağlık bölgedeki Bavyera Kralı II. Ludwig’in emriyle yaptırılmış. Neuschwanstein Şatosu harikulade dış tasarımıyla değil aynı zamanda birinci sınıf mobilyalarla da karakterize bir yapı. Pitoresk dağlarında bulunan ve yemyeşil çam ormanı ile çevrili Neuschwanstein Şatosu günümüzde turistlerin ziyaretine açık.
15. yüzyılda inşa edilen ve birkaç yıl sonra manastıra dönüştürülen Palacia Nacional da Pena 1755'de inşaat kuvvetli depremle neredeyse tamamen yok olmuştu. Saray ancak 1838'de restore edildi. Sarayın modern mimarisi yalnızca Romanesk tarzının klasikliğini değil aynı zamanda Moritanya ve Bavyera tarzlarının ince çizgilerini de tanır.
Yemen'de, oryantal peri masallarında görülebilen güzellikte saraylardan biri olan Dârü’l Hacer yüksek kaya üzerine kurulmuş. Gökyüzüne uzanan beş katlı saray, turistlerin ziyaretine açık olup her gün geziler düzenlenmekte. Kalenin en dikkat çekici özelliklerinden bir diğeri de farklı labirent koridorlarından ve farklı boyut ve amaca uygun odalardan oluşan merdivenlerden oluşan karmaşık iç yapıdır. Bu yüzden gezi boyunca yalnızca rehber eşliğinde yürüyebilirsiniz.
İskoçya'da, Glasgows kasabasında bulunan Kelburn Kalesi eski ve yeni görüntüsüyle büyülüyor. 13. yüzyılda inşa edilen kale, uzun bir tarih boyunca defalarca yeniden inşa edilmiş ama son düzenleme 2007'de gerçekleştirilmiş. Yerel yönetimler özgün bir kampanya düzenleyip yetenekli modern grafiti ressamlarının kalenin bir yüzünü yenilenmesini istediler. Birkaç ay sonra, eski kale cephesinin bir kısmı renkli soyut resim uygulanarak bambaşka bir hale getirildi.
Çar Alexei Mikhaylovich'in emriyle 17. yüzyılda inşa edilen yapı zümrüt yeşili kubbeli ve kuleleri olan harika ahşap saray aynı isimli Kolomenskoe köyünün simgesi haline geldi. Saray inanılmaz derecede ahenkli ve gerçekçi görünüyor. Buraya ilk kez gelenler bu çarpıcı mimari anıtın kaç yüzyıl önce inşa edildiği anlamayacaklardır. Birçok turist mayıs ayında yüzlerce ağaç ve laleler çiçek açtığı için sarayı bahar aylarında ziyaret ediyor.
Rüzgârların sarayı olarak da bilinen yapı kentin önemli bir dönüm noktasını temsil etmekte ve beş katlı bina şehir merkezinde bulunmaktadır. Sarayın yapımı beş yıl sürmüş, pembe kumtaşı saray yapımı için ana yapı malzemesi olarak kullanılmış. Sarayın bir diğer önemli özelliği, ön cepheden göreceğiniz pencere sayısıdır. Toplam pencere sayısı 953 pencereye sahip saray Maharaja Sawaj Pratap Singh ve harem için inşa edildiği yalnızca çok güzel değil aynı zamanda konforlu bir şekilde döşenmiştir.
Fransız Hauterives kasabasında Palais idéal (ideal saray) - eşsiz bir tarihe sahip muhteşem bir mimari anıt aslında. 1879'da güzel sarayı inşa etme özlemini hayata geçirmek isteyen postacı Ferdinand Cheval'dır. Rüyasında kayanın üstüne kale inşa ettiğini defalarca görüyor ve yolda bir taşa takılıp düşünce taş bu eşsiz kalenin ilk temeli oluyor aslında.
1001 Gece Masalı gibi yansıdığı Elhamra Sarayı’nın ihtişamı UNESCO Dünya Miras Listesinde bulunuyor. İhtişamı karşısında söylenecek sözümüzün olmadığı sarayı ziyarete gitmeden önce iyice araştırmanız lazım. Avlusundan bahçesine masalsı bir gezi olacağına eminim.
Tibet özerk bölgesinde bulunan Potala Sarayında zamanında Dalay Lama kalmış. Sarayın beyaz kısım dini liderlerin kullandığı bölüm, kırmızı olan ise kralların kullandığı bölüm olan bu yapı UNESCO listesinde yer alıyor.
Üç körfezin birleştiği yerde bir ada üzerinde bulunan Eilean Donan Kalesi ana karaya bağlı taştan bir köprü, yüksek taş duvarlar, ahşap tavanı ve dolambaçlı merdivenleriyle adeta bir romantizm kalesi… 13. yüzyılın başlarında Vikinglere karşı bir savunma için inşa edilmiş.
Sırtını Alp Dağları’na yaslayan Savoy Dönemi, Bernese Dönemi ve Vaudois Dönemi olmak üzere üç ana dönemden etkilenen kale Cenevre Gölü’nün kıyısında muhteşem bir manzaraya sahip olması. Turistlerin akın ettiği bu kaleye ulaşım için tren istasyonundan 45 dakikalık bir yürüyüş gerekiyor.