Olive Thomas, film sektörünün yeni bir üyesi olduğunda yıl 1917'ydi. Şöhretin baş döndüren basamaklarını tek tek tırmanıyordu. Bağımsızlığı, moda anlayışı, şen şakrak oluşuyla 1920'lerin flapper kadınlarından biri olmuştu! Ancak bu hızlı yükseliş hiç beklenmedik bir anda acı bir şekilde son buldu. Güzeller güzeli Olive Thomas'ın hiç de güzel olmayan sonunu sizler için anlattık.
15 yaşındayken şehirde çalışmak için okulu bıraktı. Her sabah işe gitmeden önce eczanenin önünde durur ve Ziegfeld Kızları'nın fotoğraflarına bakardı. Ziegfeld Kızları güzellikleri ile tüm dünyaya ün salmıştı ve Olive de onlardan biri olmak istiyordu.
Howard Chandler Christy'nin güzellik yarışmasına girme kararı alan Olive'in zaferi kendisine birçok başka kapıyı araladı. Bir anda fotoğrafçı ve ressamlar tarafından çok aranan bir modele dönüşmüş, Alberto Vargas ve William Haskell Coffin gibi ünlü isimlere ilham oluyordu. Ressam Harrison Fisher, onun için 'Dünyadaki En Güzel Kız' demişti.
Broadway'de şerefine içilen genç ve güzel bir kadın haline gelmişti. New York Tribune editörü Philip Mindil, Olive için şöyle demişti: 'Olive Thomas'ı yakından tanımak, bir melekle arkadaş olmak gibi.'
Enerjisi ve güzelliğiyle herkesi etkileyen Olive için işler yolunda gidiyordu. Yönetmen Thomas Ince ve Triangle Film Şirketi ile özel bir kontrat dahi imzalamıştı!
Tıpkı Jack de Olive gibi bir oyuncuydu ve ikisinin de yoğun geçen film çekimleri sebebiyle bir balayına bile çıkamadılar. Bu sebeple, 1920 yılı Eylül ayında Paris'te çok uzun zamandır bekledikleri o tatile çıkmayı kararlaştırdılar.
Vakitlerini klasik turistik noktalar olan Eyfel Kulesi ya da Louvre Müzesi gibi yerleri ziyaret ederek geçirmediler. Fakat Montmartre gibi parti hayatının yaşandığı noktalara gittiler.
5 Eylül'ün sabah saatlerinde favori mekanlarından biri olan Dead Rat'ten dönüyorlardı. Jack Pickford odada yaşananları şöyle anlattı: 👇
'Bana ağlayarak şişede neyin olduğunu öğrendiğini söyledi. Şişeyi aldım ve okudum: 'Zehir'. Yanlışlıkla zehir içmişti.'
Yanlışlıkla cıva biklorür içen aktris apar topar hastaneye kaldırıldı ve hayatta kalması için en iyi doktorlar kendini seferber etti. Jack ise röportajlarda şöhretine bir zarar gelmemesi için cıva biklorürün niçin odada olduğunu açıklamadı. Frenginin tedavisi için olduğu düşünülüyordu fakat imajına bir zarar gelmemesi için açıklama yapılmadı.
Kendisinin uyuşturucu bağımlılığından şüpheleniyordu. Eski Amerikan ordu komutanı Spalding, o zamanlarda uyuşturucu satmaktan hapisteydi ve Olive'in iletişim defterinde de bulunuyordu. Bu da iddiaları daha da güçlendirdi. En nihayetinde yetkililer de ölümünün 'yanlışlıkla zehirlenme' olduğuna karar verdi.
Tek bilinen şey ise daha başaracağı çok şey varken, erkenden yaşamını kaybetmiş olması...
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlara buyurun...