Yanlışlığı kanıtlanmış olan bu bilgilere inanamayacaksınız. Şimdi List25'ten sizler için derlediğimiz içeriğe bir göz atın...
Yanlışlığı kanıtlanmış olan bu bilgilere inanamayacaksınız. Şimdi List25'ten sizler için derlediğimiz içeriğe bir göz atın...
Kan hiçbir zaman mavi olmaz. Ancak kırmızının tonlarında olur. Damarların mavi görünmesinin sebebi ise, derimizin yüzeyine yakın damarların gelen ışığı emmesi veya yansıtması ile ilgilidir. Böylelikle damarlarımız bize mavi renkte görünür. Atardamarlar hakkında konuşmak gerekirse, onları çok dipte oldukları için genelde göremeyiz.
Not: Resimde ve ders kitaplarında görünen mavi renkteki kan, onu atardamarlardaki kandan ayırt etmek için o şekilde gösterilmiştir.
Hayır, köpekler aslında renkleri görebilirler. Sadece insanlardan daha az renk görüyorlar.
Aslında develer, kamburlarında su taşımazlar. O sadece yağdan oluşan bir bölümdür. Ancak çoğu insan su taşıdıklarına hala inanmaktadır.
Hayır değildir. Bu fotoğrafı çeken kişi bile, çoğu kez bunun bir oyuncak kullanılarak kurgulandığını belirtmiştir.
Asya'da birçok insan hala buna inanmaktadır. Fanın bir şekilde odadaki bütün havayı dışarı aktardığını düşünmektedirler.
Aslında düşer, yıldırımsavarlar neden var...
1930'lu yıllarda bazı bilim insanları, sabit kanatlı uçuş tekniğinin böceklerde işe yaramadığını bulmuştur. Buna rağmen bilim insanları sonunda böceklerin nasıl uçtuğunun arkasındaki gizemi çözmüşlerdir. İnsanlar bunun hala gizemli bir şey olduğunu düşünse de, arılar ve diğer uçan böcekler hızlı kanat çırptıkları için uçabiliyor.
Böyle bir şey aslında yoktur. Bazı fonksiyonlar beynin bir tarafında daha baskın olsa da, bu insanların kişiliğini ve yeteneklerini etkilemez.
Çıkardıkları seslerle gidecekleri yeri belirlerseler de, bu yarasaların göremediği anlamına gelmez. Hatta yarasalar bu iki özelliği aynı anda kullanmaktadırlar.
Aslına bakarsanız, bu bir batıl inançtır. Eğer bu sizi heyecanlandırdıysa, 3 numaralı maddeyi görene kadar bekleyin.
Bu yanlış bir bilgidir. Hatta alıştırma yapmadan iyi bir yalancıyı tespit etmek oldukça zordur. Yalan makinelerinin bile, yalan söyleyenleri saptayamadığı kanıtlanmıştır.
Hayır, bu bir spektrumdur.
Aslında, dilin bütün yüzeyi her çeşit tadı alabilmektedir.
Hayır, hiçbir alakası yoktur. Ancak bu inanış Asya'da hala yaygındır.
Hayır, şu ana kadar bu inanışa dair hiçbir kanıt bulunmamıştır.
Hayır yapmazlar. Bunun nedeni de oldukça basittir. Mikrodalgalar, iyonlaştırma yapmazlar. X ışınları, morötesi ışınlar ve gama ışınları, elektronları moleküllerinden ayıracak enerjiye sahiptir. Bu yüzden, mikrodalganızdan değil de, güneş ışınlarından endişelenin.
Not: Cep telefonları da mikrodalgalarla aynı kategoridedir. Dolayısıyla, endişelenmenize gerek yok.
Aslında günümüz standartlarını düşününce bile Napolyon o kadar da kısa değildi. Hatta kendi zamanına göre boyu oldukça uzundu.
Einstein aslında başarısızlığa biraz bile yaklaşmamıştı. Neredeyse bütün derslerden 6' alıyordu ki bu da o zamanlarda İsviçre'deki en yüksek not olarak sayılıyordu.
Evet buna inanan insanlar var. Hatta bu düşünceyi savunanlar için 'Flat Earth Society' adında bir dernek bile kurulmuş.
1)Eğer insanlar bu konu hakkında kandırılsaydı, Sovyetler, Amerika'nın insanları kandırdığını kanıtlamaktan büyük bir zevk alırdı.
2)Eğer NASA birkaç kez Ay'a sahte iniş hikayesi uydurduysa, neden Ay'a gitmeye devam etmiyorlar?
3)1960'larda, insanları bu derece büyük bir şey hakkında kandıracak teknoloji yoktu.
4)Ay'a, Dünya ile arasındaki uzaklık lazerler ile kesin olarak ölçülebilsin diye aynalar bırakılmıştır. Bunun kanıtı olarak da, aynalar hala orada bulunmaktadır.
Yellowstone Kalderası, volkanik olarak aktif olmasına rağmen yakın bir zamanda patlaması olası değildir. Ulusal Park Hizmeti ve Amerika Birleşik Devletleri Jeolojik Araştırmaları bu olasılık üzerine çalışarak fazlasıyla zaman harcamıştır ve böyle bir şeyin yakın bir zamanda olmayacağını garanti etmişlerdir.
Bu inancın oluşmasına neden olan çalışma çoğu kez çürütülmüştür. Hatta yazar Andrew Wakefield, bulunan kanıtı yanlışlamaktan tıp diplomasını bile kaybetmiştir. Yani, aşılar otizme neden olmaz. Ayrıca bazı insanların çocuklarının otizm olması yerine ölmelerini tercih etmeleri, otizmli insanlar için oldukça onur kırıcıdır.
Not: Otizm aslında kötü bir şey değildir. Hatta otistik insanlar sayesinde dünya daha iyi bir yer haline gelmiştir. Çünkü çoğu otizmli insan, topluma büyük katkılarda bulunmuştur.
Bunun yanlış olduğu ispatlanmıştır. Bilim insanları çocuklara şekersiz tatlılar vermiştir ve ailelerine, tatlıların içinde şeker olduğunu söylememişlerdir. Aileler de çocuklarının hala şeker yüzünden bu kadar hiperaktif olduklarını düşünmüşlerdir. Ancak çocuklar genel olarak çok hareketlidir. Sadece şeker verildiği zaman çok mutlu olurlar. Buna ek olarak, özellikle doğum günleri, insanların zihninde bu inanışın oluşmasına neden olmuştur. Ancak unutmayın ki bir şey ile bağıntı kurmanız bunun onun nedeni olduğu anlamına gelmez.
Beynimizin hepsini kullanmaktayız. Sadece aynı anda değil. Eğer beynimizin %100'ünü aynı anda kullanabilseydik, havale geçiriyor olurduk.
Evet, Dünya'da yaşama elverişli bölge oldukça küçüktür, ama sandığınız kadar küçük değil. Dünya oval bir yörüngeye sahip olduğu için bizim güneşe olan kesin uzaklığımız değişkendir (ve kesinlikle 3 metreden daha uzaktır).
20 numarada hata var. Yıldırımsavar (paratoner) yıldırım düşmesini engellemez. Yakın çevreye düşecek olan yıldırımları kendi üzerinden toprağa aktarır. Paratoner üreticisiyim bilgim güvenilirdir. Eğer gelen yıldırım deşarjının net akım ve gerilimini hatasız ölçebilirsek bu enerjiyi elektrik enerjisi olarak kullanırız. Fakat net değeri rakamsal olarak ölçebilecek bir teknoloji bizde veya dünyada şu an için yok.
Ülkemizde sıkça karşılaştığımız bazı insan gruplarının " bizi kıskanıyorlar " , " Bor çıkaracağız " , " Süper gücüz " , " Hile yaptılar " hülooooaaaağğğğğ" " Biz en yisini biliriz " , " hesabını sorarız " şeklinde durum yorumlamaları gerçeği yansıtmamaktadır . Malesef beyinlerinin minik bi kısmını günün belli aralıklarında toplamda sadece 40-50 dk kadar kullanabildiklerinden , yaşamsal fonksiyonlar otomatik refleks adı verilen sinirsel aktivite ile devam etmektedir . " Arap bilim adamlarının 1 kişi üzerinde 3 sn de yaptığı incelemede , g.t korkusu denen psikolojik refleks semptomları tespit edilmiştir . Bu refleksler beyin hücrelerini öldürerek , kişiyi mallaştırdığı tanısına varmıştır .
Antalya simdi bile gayet yasanmaz :( bu ne nem yav