Belki gün içinde zaman geçmek bilmiyor olabilir fakat yıllar hızla geçiyor gibi hissederiz ve 'o kadar olmuş mu ya' dediğimiz anlar olur. İşte onlardan bazıları..
Belki gün içinde zaman geçmek bilmiyor olabilir fakat yıllar hızla geçiyor gibi hissederiz ve 'o kadar olmuş mu ya' dediğimiz anlar olur. İşte onlardan bazıları..
Bebeklerin doğduğu günlerde 'okula başladığında ben şu yaşta olacağım' diye düşünürsünüz ve bir gün liseye başladıklarını gördüğünüzde zaman ışık hızıyla geçmiş gibi gelir.
'Sahiden o kadar oldu mu öleli ya!' dedikten sonra 'vay be' diyerek kabulleniriz. Sonraki ölümlerde de her seferinde aynı durumu yaşarız.
'Demek 6 ay olmuş ha, vay be!' gibi cümleler sohbetin giriş metnini oluşturur. Süre daha uzunsa bebeği olmuştur, fiziksel olarak çok değişmiştir ancak son buluşmanızın üzerinden o kadar yıl geçtiğini anlamak şaşırtacaktır.
'Bunu alalı o kadar oldu mu ya, ne ara geçti 2.5 yıl!' cümlesini her eşyanızda ayrı ayrı kullanmışlığınız vardır.
'Yılbaşı ne çabuk geldi yine, anlamıyorum!'
'Daha yeni kutladık yılbaşını, ne çabuk geçti!' sözleri yeni yılın ilk birkaç ayında aklınızda döner durur.
'Vay be askerdeyken günler geçmeyecek gibiydi ama üzerinden 2 yıl geçmiş bile!'
'Demek o kadar eskiymiş ha!'
'Bu turnuvalar 2 yılda bir yapılıyor olmasın!'
'Yine mi sınav günleri, off!'
'Ne ara 10 sezon oldu bu dizi ya!' derken karakterlerin fiziksel değişiklerini farkedemezsiniz. Bu şekilde 1. ve 10. sezondaki hallerini yan yana koyduğunuzda o önemli değişimi görebilirsiniz.
'Neyse gelecek yaz yaparım artık!'
'Son sınıfa ne ara geldim ben!'
'2025'i de aynı şekilde düşünürken 2025 geldiğinde de böyle düşünürüz artık!'