Zamanı Yönetme Becerisi- Klinik Psikolog Pelin Öztaş

'Dengeli bir yaşam, zamanını doğru yönetmekle başlar' diyen Klinik Psikolog Pelin Öztaş, çok satan Herkes İçin Metafor Terapi kitabının ardından Zamanı Yönetme Becerisi ile okurlarıyla buluştu. Dengeli bir yaşamın anahtarı olarak zaman yönetimini merkeze alan Zamanı Yönetme Becerisi, stres faktörlerini azaltarak zamanı nasıl yönetebileceğinizi, günlük yaşamınızı nasıl daha tatmin edici hâle getireceğinizi hem kişisel hem de iş yaşamınızda nasıl denge kuracağınızı anlatıyor.

-Öncelikle bir klinik psikolog olarak zaman yönetimi konusunu odağınıza almanızın nedeni nedir?

Klinik psikolog olarak yaşam becerilerinin günlük hayatımızın bir parçası olarak büyük önem taşıdığını senelerdir klinik ve kişisel deneyimlerimle görüyorum. Gelişen ve değişen dünyamızda zaman içerisinde ihtiyaç duyduğumuz ve sahip olmamız gereken becerilerin bazıları değişti, bazı beceriler önceliklendi ve yenileri eklendi. Her bir yaşam becerisine sahip olmak, kişisel olarak büyümemize, dayanıklılık oluşturmamıza, ruhsal ve fiziksel iyi oluşumuza katkı sağlıyor. Bu sebeple, ruh sağlığına mümkün olduğunca önleyici olarak katkı sağlamak istedim ve yaşam becerilerinden oluşan bir seri hazırlamaya karar verdim. Ancak böyle bir seri hazırlığına girmek için daha çok zamana ihtiyacım vardı. Bu zamanı yaratmak da yine zaman yönetimiyle mümkündü. İki çocuğum var, kafamda yapmak istediklerim, yaşamak istediğim bir hayat şekli, olmak istediğim bir ebeveyn, eş, arkadaş, evlat ve hoca rolü var. Kendi profesyonel pratiğimde de zaman yönetiminin önemi çok büyük. Mesleğimizde “Tamam, oldum ben.” diyemiyoruz, çünkü söz konusu olan insansa tüm yenilik ve değişimleri takip etmek kıymetli. Kendi mesleki gelişimime, araştırmalara ve yazarlık çalışmalarıma zaman ayırmak, danışanlarımla olan seansları organize etmek için zaman yönetimi becerilerine ihtiyaç duyuyorum. Bu, ben ve benim gibi birçok kişi için de önemli bir ihtiyaçtı. Kitapta yazdıklarımın her birini bizzat deneyimledim. Mesleki deneyimlerimi kişisel deneyimlerimi de harmanlayarak yolculuğa çıktım.

Beceriler arasında zaman yönetimi becerilerini odağa almak istememin bir diğer sebebi de bireyin yaşam kalitesini doğrudan etkilemesi ve birçok problemin hem sebebi hem de sonucuna katkı sağlamasıdır. Birçok danışanım çeşitli psikolojik zorluklar yaşarken, bu zorlukların bir kısmının -özellikle de içinden geçtiğimiz zaman diliminde- aslında zamanı yönetmekle ilgili zorlanmalardan kaynaklandığını fark ettim. Küçük gibi görünen müdahaleler, örneğin beceri geliştirmek gibi, çok büyük farklar yaratıyor, bunu defalarca gördüm.

-Zaman yönetiminde başarısız olmamızın temel nedenleri nelerdir?

Zaman yönetimi zorlukları kişiden kişiye farklılık gösterir. Bu nedenle, öncelikle problemin ne olduğunu keşfetmek ve ona göre harekete geçmek gerekir. “Bir hedefim yok” en sık duyduğum şikâyetler arasında. Hedeflerimizin olmaması veya muğlak olması, plansızlık, sosyal medya, bildirimler ve diğer dikkat dağıtıcı unsurlara kapılmak, hayır diyemediğimiz için kendi iş veya planlarımızı önceliklendirememek, karar verememek, ertelemek, mükemmeliyetçilik, beklenmedik durumlar karşısında esneklik gösterememek ve bu durumları planlamaya dahil etmemek, bir görev durum veya iş ilgili doğru zaman tahmini yapamamak, disiplinsizlik, programımızda iyi bir önceliklendirme yapamamak veya önceliklendirmeyi dikkate almamak gibi etkenler, zaman yönetimini zorlaştıran başlıca konulardır diyebiliriz.

-Zamanı yönetme becerisine sahip insanların ortak özellikleri nelerdir?

Zamanı doğru yönetme becerisine sahip insanlar konu ne ile ilgili olursa olsun o konuyla ilgili bir hedef belirler, bununla ilgili plan yapar, istediği şeyleri veya yapması gereken şeyleri kriter aldığı sıralamaya göre önceliklendirir. Karar verir ve planladıklarını disiplinli bir şekilde uygular. Zamanını kendini de sıkıştırmadan verimli şekilde değerlendirir. Beklenmedik değişiklikler olduğunda esneklik gösterebilir, zaman sınırlı bir konu varsa onunla ilgili beklenmedik durumlar için ek zaman ayırarak planlar yapar. Odaklanma konusunda kendini geliştirmiştir, enerjisini korumak için kendine dinlenme ve yenilenme zamanı ayırır. Her şeyi kendisinin yapması gerekmediğini bilir ve bazı görevleri başkalarına devretmeyi dener. Son dakikaya iş bırakmaz, karar alabilme konusunda kendisini geliştirmiştir. Zamanı yönetmek için teknolojiyi (takvim, hatırlatıcı, zamanı yönetmeye dair uygulamaları) kullanır. Uzun vadeli hedefleri göz önünde bulundurarak kısa vadeli görevleri büyük bir stratejisinin parçası olarak görür. 

Bir diğer önemli ama konusu pek geçmeyen nokta da minimalizmdir. Bu, çok yapılabilen veya zaman yönetimiyle birlikte sözü geçen bir konu olmasa da zaman yönetimi becerisini maksimuma çıkartan bir konudur. Minimalizm, gereksiz işlerden ve aktivitelerden uzak durmak, giyim ve alışveriş gibi konularda fazla vakit harcamamak, gardırobu sade tutmak, dijital cihazlarımızın içerik ve ekranlarında minimalizmi kullanmak zihnimizi minimal tutmayı içerebilir. Zihnimiz ve çevremiz ne kadar sade ve düzenli olursa, dikkatimizi dağıtacak veya işimizi zorlaştıracak unsurlar o kadar azalır. 

Zamanı doğru yönetmek/yönetememek ruh sağlığımıza nasıl etki eder?

Zamanı iyi yönetemediğimizde, zaman baskısı altında kaldığımızda, işleri yetiştirememe kaygısı veya sürekli bir şeyleri yetiştirme telaşımız kronik olduğunda ise stres ve kaygı seviyemizi arttırıyor. Bu tür bir stres, sürekli alarm durumunda kalmamıza sebep olduğu için uzun vadede hem fiziksel hem de zihinsel sağlığımızı olumsuz etkileyebiliyor.

Zamanı iyi yönetememek, üzerimizde baskı oluşturuyor. Bu baskı, kaygı, tükenmişlik, başarısızlık, yetersizlik gibi duygulara yol açar. Ertelenmiş işler, birikmiş görevler/yapılacaklar listesi, sürekli yetiştirme ve yetişme çabası ile birleştiğinde yetersiz hissetmemize, uzun vadede depresif bir ruh hâline girmemize neden olabiliyor. Bu durum günlük yaşam kalitemizi düşürebiliyor, sosyal ilişkilerimizi de olumsuz etkileyebiliyor. Zaman baskısı sebebiyle zamanla ilişkilerimizin bozulmasına neden olabiliyor. Bununla birlikte sürekli taahhütleri yerine getiremediğimizde veya randevularımıza geç kaldığımızda suçluluk ve utanç duygularımız da tetiklenebiliyor. Bu duygular, kendimize olan saygımızın azalmasına ve olumsuz bir içsel döngüye yol açabilir.

-Zamanı Yönetme Becerisi kişinin hayatını daha anlamlı ve verimli hâle getirmeyi vadediyor. Zaman yönetimi becerisi kazanmak kişinin hayatını nasıl daha anlamlı ve verimli yapar?

Anlamlı bir hayat, kendimize ve başkalarına değer kattığımız, kişisel değerlerimizle uyumlu hedefler doğrultusunda yaşadığımız, derin bir tatmin ve mutluluk hissettiğimiz bir yaşamdır. Bu tür bir hayat, sadece başarıdan değil, aynı zamanda içsel bir amaç ve yaşama katkı duygusundan beslenir. Zaman, anlamlı bir hayatın merkezindedir çünkü anlamlı bir yaşam, zamanı nasıl kullandığımıza bağlıdır. İyi bir zaman yönetimi, sadece işleri tamamlamak demek değildir.  İyi ve anlamlı bir hayat sevdiklerimizle kaliteli zaman geçirmeyi, kendimize vakit ayırmayı, kendimizi geliştirmeyi, üretmeyi ve toplumda olumlu etkiler yaratan faaliyetler veya sosyal sorumluluk projelerinde bulunmayı da gerektirir. Anlamlı bir hayat, zorluklar karşısında büyümeyi, başkalarına yardım etmeyi ve kendi potansiyelimizi gerçekleştirmeyi içerir. Böyle bir yaşam tarzı, günün sonunda dolu dolu yaşanmış bir ömrün huzurunu ve tatminini getirir.

Zamanı nasıl geçirdiğimiz, bir hayatı ne kadar anlamlı kılabileceğimizin belirleyici unsurudur. 

-Zaman yönetiminde, zamanı nasıl dilimlere ayırdığımızın bir önemi var mı? Denge dediğimiz şey kişiye göre farklılık gösterebilir mi?

Evet, zaman yönetiminde zamanı nasıl dilimlere ayırdığımızın büyük bir önemi vardır çünkü bu, önceliklerimizi belirlememizi ve her işe uygun zamanı ayırmamızı sağlar. Denge dediğimiz şey ise kişiye göre değişir; herkesin yaşamında farklı öncelikler ve ihtiyaçlar vardır. Kimimiz için iş, kimimiz için aile veya kişisel zaman daha ön planda olabilir. Bu nedenle, ideal zaman dilimlerini ve dengeyi bulmak, yaşam tarzımıza, hedeflerimize, değerlerimize ve içinden geçtiğimiz döneme bağlıdır. Zamanı iyi yönetebilmek, bu dengeyi kişisel ihtiyaçlarımız doğrultusunda kurabilmektir.

Denge dediğimiz şey, sadece kişiden kişiye farklılık göstermez; aynı zamanda bir kişinin hayatımızın farklı dönemlerine ve o dönemin ihtiyaçlarına göre de değişir. Örneğin, çocuklarım bebekken günlük zamanımı yönetme şeklimle, onların büyüdüklerinde zamanı yönetme şeklim farklıydı. Çocuklarımın her yaş döneminde, onların ihtiyaçları ve benim ihtiyaçlarıma göre önceliklerim ve zaman dilimleme stratejilerim farklılaştı. Bebeklik dönemlerinde çocuklarıma daha fazla zaman ayırmam gerekirken, büyüdüklerinde kendime ve diğer alanlara da vakit ayırabilme esnekliği kazandım. Demek istediğim şey, zaman yönetimi dinamik bir süreçtir; her yaş dönemimizde ve o dönemin ihtiyaçlarına göre sürekli olarak yeniden değerlendirilmesi ve ayarlanması gereken bir beceridir.

-Zamanı Yönetme Becerisi Denge Serisi'nin ilk kitabı olarak raflarda yerini aldı. Serinin bir sonraki kitabında bizi neler bekliyor? 

Zamanı yönetebilmek için özellikle bizim toplumumuzda engelleyici faktörlerden biri olan hayır diyebilme becerisini geliştirmemiz gerekir. Özellikle toplumumuzu düşündüğümde serinin ikinci kitabı olarak “hayır diyebilme becerisini” ele aldım. Bu kitap, okuyucuların sınırlarını koruyabilme, kendilerine öncelik verebilme ve hayatlarını ihtiyaç duyduklarını alanı suçluluk duymadan yaratma konusunda güçlü bir rehber olacak.

Instagram

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti
Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt