Çağla’nın öldüğü oda dışında evde bir arbede belirtisi yokmuş. Çağla’nın da bağırıp yardım istememesi ayrıca kapıda da bir zorlama olmaması akıllara bunu tanıdık birinin yaptığı ihtimallerini getirmiş.
İlk olarak şehir dışında öğrenci olan abiden şüphelenilmiş. Fakat abi olayı, otobüste öğrenmiş. Ona anneannesinin öldüğünü bu yüzden acilen gelmesi gerektiğini söylemişler. Fakat otobüs radyosundan evin adresini ve Çağla’nın isminin baş harflerini duyunca otobüste bir sinir krizi geçirmiş.
komşular nasıl uyuyorsunuz, nasıl yatıyorsunuz? gerekirse bin defa ifade vereceksiniz! bir esnaf, bir komşu bile gidip bir şey söylememiş başıma bir şey gelir diye. kızın cenazesine de katılmamışlar. bir kişi bile. üstelik yedek evin yedek anahtarı bir komşuda, anne sabah komşusuna uğrayıp doktora gideceğini sadece ona söylüyor muhabbet arasında, kapıda zorlama yok, okul çıkışı herkes çocuğunun yolunu gözlüyor dışarda, aile ile ilişkileri iyi, günler, çaylar, kahveler içiliyor her gün.nasıl insanlar nasıl bir ruh hali. tabii ki ifade vereceksiniz bin defa vereceksiniz!
o komşular gerizekalı mı anlamıyorum ki niye aileyle iletişimi kesiyorsunuz suçluluk psikolojisi mi ne yani. masumsanız tekrar sorgulanın ne var ki bunda
Cinayet neden zaman aşımına uğrar? Mağduriyet mi bitiyor, ölen kişi 20 yıl sonra vazgeçtim deyip dönüyor mu?