- 3. Çok katmanlı kimlikler: Etiketlere sığmam
Z kuşağını herkes bir akıma, bir davranışa hatta bazen sadece bir dansa indirgemek isteyenler oldu. Hem günlük hem toplumsal olaylarda z kuşağının etiketlere sığmadığını gördük, öğrendik. İlham aldık ve takdir ettik. Önce kendi bakış açılarımızdaki etiketleri söküp birlikte huzuru inşa etmek nasıl olur? Üniversiteli yaz festivalinde beni çok duygulandıran şeylerden birisi de herkesin sakince, öylesine, saygıyla birlikte yaşamaları. Tüm taleplerin kibarca dile getirilmesine bayılıyorum.
- 4. En havalı geçim kaynağı: Yaratıcılık
Hobi olarak başlayan etkinliklerin, serbest ve parça başı işlerin, dijital yaratıcılık platformlarıyla geçinmenin artık alışıldığı zamanlara geldik. Üniversiteli Yaz Festivali de bu kaynaklara yatırım yapıyor. Yapay zekayı hayatına dahil etmek isteyenler, dijital araçların yaşayan topluluklarında yer almak isteyenlere dijital bir plaj sunuyor. Neticede “Ofise gerek yok, iyi bir internet bağlantısı yeter.”
“Bu gençler de iş beğenmiyor canım” denen bir dönem oldu malum. Kendi değerini bildiği her anda, gözlerimizin önünde duygularına alan açıyor z kuşağı. Eskilerin “kol kırılır yen içinde kalır” anlayışı, z kuşağı için kolayca paylaşılabilen ve tartışılabilen konular yaratıyor. Belki de böylesi daha sağlıklıdır, ne dersiniz? Bu bakış açısıyla baktığımda İzmir Foça’da şahane bir plajda yüzlerce insan kendi değerini bildiği kadar birlikte olmanın değerini de bildiği için gençliğin ütopyası gözlerimizi dolduruyor.
Z kuşağının mizah anlayışı hem çok hızlı hem de çok katmanlı. Politik mesajların arasına en sevilen şarkıların nakaratı da girebilir, sosyal eleştiriyi bir dizi repliği de karşılayabilir. Üniversiteli Yaz Festivalinde sadece beş günü ve tatili tüketmek değil arkadaşlıklarına, kariyerine ve staj hayatına yön verecekleri bir fırsat olduğu için bu kadar ilgi gösteriyorlar. Bu fırsat plaj şeklinde!