O dönem Casim Ozan Çeltik ile mektuplaştığını ve konuştuğunu anlatan Özek, şöyle devam etti:
'Evet, mektuplaştık. Bu süreçte konuşma fırsatımız da oldu. Ama hiçbir zaman o konuyla alakalı konuşmadık. 'Beni affeder misin bilmiyorum ama ben çok pişmanım' dedi. 'Yapılmayacak bir şey yaptım, tüm suç bende' dedi. O anki psikoloji ile ben de bu kararı aldım. Şu an 'Böyle bir şey yapar mısın' deseniz, yapmam. O anki boşluğuma geldi ve inanın çok yanlış bir karar. Ve şu an kendime çok şaşırıyorum. Şu an kendimi iyi hissediyorum ve evet ailemin yanındayım. Kadın dayanışması halen sürüyor. Bu yaşadığım şey aslında bana güç veri diyebilirim. Çünkü insan düşünüyor; neyin doğru, neyin yanlış olduğunu. İnsan her zaman doğru karar veremiyor. O anki boşluğa düştüğüm için doğru karar veremedim. Bundan sonra yardıma muhtaç olan, şiddete maruz kalan insanların har zaman yanında, arkasında olacağım. Bu tür durumların meydana gelmemesini gönülden çok istiyorum. İnşallah tekrar tedaviye çağrılacağım. Bu süreçte gerçekten heyecanlıyım. Tekrar bir tedavi süreci, tekrar bir değişim. Gözkapaklarım yapılacak. Biliyorsunuz sağ gözüm görme yetisini kaybetti, sol gözümde ilerleme çok fazla derecede. Tekrardan gözkapaklarım yapılacak, göz ameliyatlarına gireceğim.'
Allah kimseye senin çektiğin acıyı çektirmesin çok kötü bir durum başkası için ne dese laftan öteye gitmez.Yaşayan bilir ama o şerefsizin tek derdi cezadan yırtmak olduğu gün gibi belli seninle evlense bile bu sadece durum öyle gerektirdiği için olan bir şey bırak mutlu olmayı dahada fazla eziyet görmen daha olası.Neyse ki öyle veya böyle doğruyu yapmışsın sonunda bırak 13 yılı 130 yıl gün yüzü görmemesi gereken varlıklar bunlar.
Keşke az biraz aileni, avukatlarını, çevreni dinleseydin de hemen o dilekçeyi vermeseydin, abicim adam tüm hayatını mahvetmiş sen gelmiş affediyorsun, neyin affı? Ya ölseydin, o boktan dilekçeyi verebilecek bir bedenin bile olmayacaktı
Hani affetmiştin evleniodunuz