'Ülkemizde güzel şeyler de oluyor demeyeli ne kadar uzun zaman oldu değil mi? Üstelik güzel şeyler deyince gözümüzün önüne gelenler o kadar değişti ki... Ne olursa biz bu cümleyi kurabiliriz artık işin ucu iyice kaçtı. Aslında beklentimiz de oldukça düşük. Son birkaç on yıldır, bu ülkede yaşayan her yaştan kadının herhangi bir saatte istediği kıyafeti giyerek elini kollunu sallaya sallaya A noktasından B noktasına varabilmesi yeterli olacak hepimiz için. Yürüyebilmek ya... Yürüyebilmek! Başıma bir şey gelir korkusu taşımadan, kulaklıkları çıkarmak zorunda kalmadan, arkasında biri var mı diye kontrol etmeden, taksi plakalarını arkadaşlarına yollamadan, iş görüşmesine diye çıkıp aynı şekilde evine dönerek. Başına hiçbir şey gelmeyeceğinden emin olarak. Güvenerek ya... Güvenerek. Olur da başına bir şey gelirse, ülkenin hangi köşesinde olursa olsun suçlu yaptığının cezasını mazeretsiz en ağır şekilde alır, bilerek. Güvenerek. Güvenerek yürüyebildiğinde tüm kadınlar, o zaman kurabiliriz bu cümleyi. O gün gelene, bu cümle kurulana kadar... Serbest Vuruş bitti' sözleri ayakta alkışlandı.