Yüzüklerin Efendisi ve Hobbit serilerinin yazarı J.R.R Tolkien duymayan yoktur. Birçok eleştirmene göre Tolkien'in eserleri Birin Dünya Savaşı'ndan etkilenmişti. Nasıl mı? Gelin beraber inceleyelim.
Yüzüklerin Efendisi ve Hobbit serilerinin yazarı J.R.R Tolkien duymayan yoktur. Birçok eleştirmene göre Tolkien'in eserleri Birin Dünya Savaşı'ndan etkilenmişti. Nasıl mı? Gelin beraber inceleyelim.
Bu küçük yaratığın geniş ve gittikçe tehlikeli bir dünyada yaşadığı maceraları anlatan kısa hikaye, ne zaman baskısı tükenmeye yaklaşsa yeni baskılarıyla okurların karşısına çıktı ve 'Yüzüklerin Efendisi' dahil pek çok fantastik eserin doğmasına ilham oldu. Ancak, bu hafif tonlu romanın altında daha karanlık temalar yatmaktadır.
Tolkien, Güney Afrika'da doğmuş ve büyümüştü. Bir babun örümceğinin ısırığından sonra böceklere karşı ömür boyu sürecek bir nefret geliştirdiği sıkça dile getirilen bir gerçek olsa da, kendisi bu ısırık hakkında bir anıya sahip olmadığını belirtmiştir.
Yetenekli ve edebiyata ilgili bir çocuk olan Tolkien, annesi tarafından okumaya ve yazmaya teşvik edildi. Ancak annesi Tolkien on iki yaşındayken öldü ve Tolkien, Birmingham'da bir yatılı okulda yeni bir hayat kurmak zorunda kaldı. Burada, icat edilmiş dillere özel bir ilgi duydu ve üç arkadaşıyla birlikte gizli bir topluluk kurdu.
Ertesi yıl, sağlıklı genç bir adam olarak, Fransa'da bir alayda görev yapmak üzere çağrıldı. İlk savaş deneyimi, meşhur Somme Muharebesi'nde gerçekleşti. Savaşın korkunç koşullarında, Tolkien fantastik diller yazmaya başladı ve yüksek fantezi yaratımları şekillenmeye başladı.
Boş zamanlarında çocukları için hikayeler yazmayı seviyordu ve 1930'ların başlarında 'Hobbit'in ilk satırını yazdı. 1932'nin sonunda hikaye tamamlandı, ancak geniş bir yayın için tasarlanmamıştı. Ancak hikaye, Tolkien’in arkadaşı C.S. Lewis ve öğrencisi Elaine Griffiths dahil olmak üzere birkaç kişi tarafından o kadar beğenildi ki, 1936'da George Allen ve Unwin'e gösterildi.
İlk taslaktaki bazı sahneleri, iki kitap arasındaki tematik ve stilistik uyumu sağlamak için revize etti.
Bu eski ve yeni karışımı, Hobbit'i ve Yüzüklerin Efendisi'ni zamansız kılan şeydir. Her iki eserde de genel kahraman büyük bir kılıç sallayan savaşçı değil, küçük ve çoğunlukla sıradan bir hobbit'tir.
Neredeyse her savaşta düşmana meydan okumak amacıyla adamlarının önünde kılıçla ata binen cesur bir subay bulunur, ancak hemen hemen anında öldürülmüşlerdir.
İşte Tolkien'in eserleri de bu dinamiğe odaklanır.
Savaşta bulunan bir adam olarak mutlaka, karakteri etkilenmiştir. Ancak kendisi birden çok sefer, Yüzüklerin Efendisi'nin gerçek Dünya ile alakalı olmadığını, çocuklarına anlattığı masalların Kuzey mitolojisi ile birleşiminden doğan bir hikaye/evren olduğunu söylemiştir
kıymetttlimisssss