Bir başınıza devasa okyanusların üzerinde aylarca, hatta yıllarca gezip dünyayı turlayabilir miydiniz?
Eh, sizi bilmiyoruz ama, turlayabilen birileri var, hem de yüzme dahi bilmeden...
Bir başınıza devasa okyanusların üzerinde aylarca, hatta yıllarca gezip dünyayı turlayabilir miydiniz?
Eh, sizi bilmiyoruz ama, turlayabilen birileri var, hem de yüzme dahi bilmeden...
Fakat bir sıkıntısı var ki, maalesef yüzmeyi bir türlü öğrenememiş.
Düşünün, ufak bir alabora sonucunda kesin bir şekilde, boğularak öleceği aşikar; ancak bu gerçek onu yolundan alıkoyamıyor.
Tam 3 yıl boyunca, 74 bin km katederek, Spray adlı teknesiyle tüm dünyayı dolaşmış. Yolculuğu sırasında motoru bile olmayan teknesiyle bütün tehlikeli yerleri geçmeyi başarmış. Dönemin usta denizcilerinin bile zorlandığı yerlerden, korkusuzca geçebilen bir deniz sevdalısıymış anlayacağınız kendisi.
Kanada'da 11 çocuklu bir ailenin 5.si olarak dünyaya gelen Joshua'nın dedesi de deniz feneri bekçisiymiş. Onun sayesinde Joshua da küçük yaşlardan itibaren denizle iç içe olmuş, ancak ciddi ve disiplinli bir adam olan babasının dükkânında balıkçılar için deri ayakkabı imalatında çalışmak zorunda kalıyormuş.
Tüm bunlara rağmen anlattıklarına göre Joshua'yı, ayakkabı derisi kokusu yerine deniz kokusu onu cezbediyormuş ve kendisi kalabalık bir aile ortamından uzakta, denizde, macera dolu bir hayatın özlemini çekiyormuş.
Joshua bu dönemlerde bir balıkçı teknesinde kamarot ve aşçı olarak yer bulmuş, ancak kısa süre sonra eve dönmüş. 16 yaşında, annesinin doğum sonrasında ölümünün ardından tekrar evden ayrılmış. Bir arkadaşı ile İrlanda’ya giden bir ticaret gemisinde denizci olarak çalışmaya başlamış. Bunu takip eden yıllarda çeşitli gemilerde Çin, Avustralya ve Japonya’ya dek uzanan seferlere de katılmış.
Evliliklerinin ardından Joshua'ya 13 yıl boyunca seferlerinde karısı da eşlik etmiş. Bu süre boyunca hepsi denizde ya da yabancı limanlarda olmak üzere 7 çocuk yapmışlar, fakat doğan çocuklardan sadece 4’ü yetişkinlik dönemini görebilmiş. 1884 yılında karısı başka bir seferleri sırasında hastalanıp ölmüş.
Slocum, seyrüsefer için asla kronometre kullanmadı. Bunun yerine boylamları bulmak için yaklaşık zamanı veren sıradan bir kalay saati ile geleneksel parakete ve öğle güneşinden enlem bulma hesaplarını kullandı. Ayrıca tekneyi normalde dümenine dokunmadan kullanıyordu. Güverteye oranla daha uzun olan yelkenler sayesinde Spray, rüzgâra göre sabit ve dengeli bir rota tutturabiliyordu. Slocum’un ifadesine göre sadece manevra yaparken ya da acil durumlarda dümene müdahale ediyordu, hatta kilometrelerce uzunluktaki Pasifik geçişinde bir kez bile dümene dokunmamakla gurur duyuyordu.
Joshua, neresinden bakarsanız bakın muhteşem olan bu destansı yolcuğunu anlatmak için 1899’da, seyahatinin 1 yıl ardından “Sailing Alone Around The World” adlı kitabını yazdı ve bu sayede tüm dünyada tanınır hale geldi. Türkçe'sini 'İlk Defa Tek Başına' adıyla bulabileceğiniz bu akıcı dilli, esprili anlatıma sahip, samimi ve muhteşem olan kitabı okumanızı öneririm.
Yıllar geçtikçe kitabından elde ettiği gelirinin azalması sonucu finansal zorluk yaşamaya başlayan Kaptan Slocum, 1909 Kasım ayında başka bir kitap anlaşması umuduyla Güney Amerika’ya doğru tek başına yelken açmış. Bunun ardından kendisinden bir daha hiçbir zaman haber alınamamış ve kaybolmasından 15 yıl sonra, 1924 yılında yasal olarak ölü ilan edilmiş.
Ondan geriye kalansa denizcilik tarihine geçen bu muhteşem hikaye olmuş.
ölmüştür kesin.tamam muhteşem bir hayal muhteşem bir düşünce tarzı falan ama önce yüzmeyi öğrenseydin kardeşim ya.