Sütün beyaz rengini alması ve tadını yoğunlaştırmak için yapılan bu işlemler zamanında yüzlerce çocuğun ölümüne sebep olmuş... Bir şişe sütün içerisinde ne tür bakteriler sığabileceğini öğrendiğinizde şok olacaksınız. Buyurun içeriğe. 👇
Sütün beyaz rengini alması ve tadını yoğunlaştırmak için yapılan bu işlemler zamanında yüzlerce çocuğun ölümüne sebep olmuş... Bir şişe sütün içerisinde ne tür bakteriler sığabileceğini öğrendiğinizde şok olacaksınız. Buyurun içeriğe. 👇
1850'li yıllarda New York'ta satılan süt şişeleri sağlıktan ziyade tehlike arz ediyordu. İçindekiler kısmı da pek güven vermeyen içeriklerden oluşuyordu. Yerel bir gazeteci polislerin niçin sütçülere bir şey demediğini merak etmiş. 1880'de New Jersey'de bir şişe süte yapılan analiz sonucunda içeriğinin sıvı bakterilerden oluştuğu ortaya çıktı. Öyle ki, araştırmacılar bakteri sayısını bir süre sonra saymayı bıraktılar...
Amerika'nın tüm eyaletlerinde süt üreticileri sütü su ile koyulaştırıyordu, bazen içeriğine biraz da jelatin katıyorlardı. Elde ettikleri gri suyu renklendirmek için beyaz tebeşir ve sıva tozu kullanıyorlardı.
Amerika'nın Indiana eyaletinde eski bir sağlık departmanı çalışanı 'Garip bir şekilde gerçekten kremayı andırıyordu fakat kahve ile temas ettiğinde pıhtılaşıyordu.' demiş. 😲
Ayrıca biraz tatlı bir tat da katıyordu. 1890'ların sonuna doğru formaldehit, süt ve kasap sektöründe yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştı. Ta ki hastalıklar ortaya çıkana dek...
Bir aile satın aldıkları süt şişesinin içinde bir şey kıpırdadığını söylemiş. Ve yapılan inceleme sonucunda içinde kurtçukların bulunduğu görülmüş. Yerel sütçü, sütü durgun su ile seyrekleştiriyormuş...
Saç, böcekler, kan, irin... 😨 Ayrıca sütlerde yaygın olarak gübre de kullanılıyormuş. Indiana'da yaşayan yerel halkın yılda ne kadar gübre tükettiğini hayal edin.
Mide bulantısı ve ishal şikayeti, o sıralarda yaz mevsiminin bir getirisi olduğu düşünülerek 'yaz şikayeti' adı altında geçiştirildi. Ancak düzenli kirli süt tüketiminin oluşturduğu bir hastalıktı.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım...
Türkiye'de de durum farklı değildi. Kapımıza gelen sütçülerden alınan sütlerin içerisinde neler olabileceğini tahmin bile edemezsiniz. Gıda Mühendisliği bölümünü kazanıp 1.yılımda süt teknolojisi dersinde bunları görünce, evde anneme pastörize edilmemiş süt almayı yasakladım. Tv deki sabah programlarına çıkan bazı şarlatan doktor bozuntuları hani pastörize sütleri öcü ilan etmişti ya. Doğal olanı tüketin diyerek. Evinin bahçesinde inek besleyecek ve onu bizzat sağacak durumun yoksa o organik diye dışardan aldığın sütler süt değil, onu bilin! Gıda sektöründeki teknolojik gelişmelere ve işini hakkıyla yapan mühendislere güvenmek gerekiyor. Yine de UHT ve pastörize günlük sütlerde de bilinen, güvenilir markaları tercih etmek çok önemli.
20 yıl önce bizde de mandıra yoğurdu meşhurdu. Tepsiyle alınırdı. İçinde jelatin ve daha kimbilir neler neler vardı. Tepsinin dibinde böyle sümük gibi birikirdi onlar. Bakalım 20 yıl sonra bugünün ürünlerini nasıl anacağız.