Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın '50+1’in mahsurlu olduğ.unu anladık. 50+1’i o zaman bu kadar sıkı bir şeye bağlamamamız gerekirmiş. Onun farkına vardık' şeklindeki açıklaması siyasetin gündemine oturdu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın '50+1’in mahsurlu olduğ.unu anladık. 50+1’i o zaman bu kadar sıkı bir şeye bağlamamamız gerekirmiş. Onun farkına vardık' şeklindeki açıklaması siyasetin gündemine oturdu.
Cumhurbaşkanlığı seçimi için uygulanan yüzde 50 + 1 sistemi, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dönem dönem tartışma konusu oluyor.
2017 yılının kasım ayında Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, Erdoğan’ın da bu sistemden rahatsız olduğunu öne sürmüş, “Nereden çıktı bu yüzde 50 artı 1? İlk turda en fazla oyu alan seçilseydi...” dediğini öne sürmüştü.
2019 yılında da AK Parti hükümetlerinde çeşitli görevlerde bulunan Faruk Çelik, 50+1 oranının değiştirilmesi önerisinde bulundu. Çelik, 'İlk turda yüzde 40 ve üzeri oy alan seçilsin. Yüzde 50+1 formulü Türkiye'yi yorar' demişti.
Aynı yıl TBMM’de yeni yasama yılı açılış oturumu sonrası gazetecilere konuşan Erdoğan, “Bu durum bir anayasa değişikliği gerektiriyor. Dolayısıyla konuşma yeri Meclis’tir. Ön hazırlığımızı buraya getirebiliriz. Onun için iktidarıyla, muhalefetiyle el ele vererek bunu gerçekleştirebiliriz” şeklinde konuşmuştu.
Erdoğan, daha sonra bir açıklama daha yaparak gündemlerinde böyle bir şey olmadığını, açıklamasının yanlış anlaşıldığını söylemişti:
'Bu Faruk Bey’in kendi açıklamasıdır, kendi düşüncesidir. Partimizin düşüncesi değildir. Bizim gündemimizde böyle bir şey yok, böyle bir tartışmamız da yok. 50 artı 1 zaten bizim milletimizin onayına sunduğumuz ve milletimizin de onayladığı bir sistemdir. Bu geriye gitmek olur, milletimizi de yorar.'
Yüzde 50 + 1 sistemi bugünlerde tekrar gündemde. Geçen hafta Saadet Partisi lideri Temel Karamolloğlu ile Beştepe'de bir görüşme yapan Erdoğan, “50+1’in mahsurlu olduğunu anladık. 50+1’i o zaman bu kadar sıkı bir şeye bağlamamamız gerekirmiş. Onun farkına vardık” demişti. Bu ifade, Gazete Duvar'a konuşan Karamollaoğlu tarafından dile getirilmiş, Cumhurbaşkanlığı tarafından herhangi bir yalanlama gelmemişti.
Erdoğan’ın bu yöndeki ifadelerinin ardından Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Cemil Çiçek de “Yüzde 50+1'in hem bugün, hem de gelecekte sıkıntıya sebebiyet vereceğini, Türkiye'yi kaosa sürükleyeceğini söyledim, yine söylüyorum” açıklamasında bulundu.
Ancak bugün MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bu yöndeki tartışmalara sıcak bakmadığını ifade etti ve Çiçek'e bu teklifi dolayısıyla sert ifadelerle yüklendi:
'Milletvekili seçmiyoruz belediye başkanı muhtar seçmiyoruz. Cumhurbaşkanını seçiyoruz. Yüzde 50+1'i eleştirenleri anlayışla karşılamamız abesle iştigaldir. Yüzde 50+1 oy sistemini eleştirenleri makul görmemiz mümkün değildir. Bu konuda verilecek taviz, sistemin işleyişini sakatlar. Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Cemil Çiçek yüzde 50+1'in gelecekte önemli sıkıntılara sebebiyet vereceğini iddia ediyor. Bu tuhaf sözlerin benzerini Türkiye'nin istikrarsızlığa gömülmesini isteyen çevreler de ileri sürüyor. Sayın Çiçek sizin kafanız dilinizin altında sakladığınız bir oran var mıdır? Açıkla da bilelim niyetini öğrenelim. Türkiye'nin kaostan işgalden kılpayı kurtulduğunu ne çabuk hafıza kayıtlarından çıkardınız. Kimlere şirin görünmeye çalışıyorsunuz? FETÖ'cü Fehmi Koru da aynı şeyleri söylüyor. Çiçek'in beyanatı bize göre kuşku vericidir. Bu tartışma gereksizdir.'
İktidar cephesinden yüzde 50 + 1 sistemine dair dikkati çekici bir yorum bugün AK Parti MKYK üyesi Şamil Tayyar'dan geldi. Tayyar, AKP'nin referanduma sunarak getirdiği sistemin aslında 'Erdoğan'a kurulan bir tuzak olduğunu' iddia etti:
'Geçmişte karşı çıkmış, ağır eleştirilere muhatap olmuş biri olarak söz hakkım var. 50+1, Cumhurbaşkanımıza ve sisteme kurulan tuzaktı. Düzeltilebilirdi, vakti geçti. Yeni tartışma, seçimle ilişkilendirilir. Kazanmaya odaklanmalı, kazanınca biz değiştirmeliyiz.'
Parlamenter sisteme dönüş için görüşmelerini devam eden muhalefetin ortak görüşü AKP'nin iktidarı kaybetme korkusu dolayısıyla tartışmayı gündeme getirmiş olduğu yönünde.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
'Anlaşılan Erdoğan, 50 artı 1 barajı düşürülsün ama ucube rejim kalsın istiyor. Ne yapalım? Sizi memnun etmek için barajı 30 art 1'e mi çekelim? Yoksa 20 artı 1’e mi çekelim? Erdoğan'ın bugün 50 artı 1'den şikayet etmesinin tek bir nedeni var. Geliyor, gelmekte olanın korkusu. Erdoğan hangi çıtayı koyarsa koysun, artık o çıtayı aşamaz. Çünkü milletin gözünden de, gönlünden de düştü.'
HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç da iktidarın kendi kurduğu tuzağa yakalandığını ifade etti:
'Tutturamazsınız 50 +1’i. İktidar kurduğu tuzağa yakalandı. Şimdi, ‘Nasıl yeniden seçilebilirim, nasıl iktidarı kurtarabiliriz, koltukları kurtarabiliriz’, onun arayışı içindeler. ‘50 + 1 büyük sorundur’, neden? Seçim sistemiyle oynamak, iktidarı kurtaramaz. Türkiye’nin yakın tarihinde buna benzer çok örnek vardır. Halk asla affetmez. İktidarı kurtarabilmek için seçim sistemiyle oynayan iktidarları, sandık geldiği zaman asla affetmemiştir, yine affetmeyecek.'
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da özetle şu yorumu yaptı:
'Şu andaki iktidar, oyunun mevcut kurallarına göre yeniden seçilemeyeceğinin farkına varmış olmalı ki kuralları değiştirerek ‘acaba tekrar seçilebilir miyim’in hesabına girmiş durumda. Bunu, seçim yasasıyla ilgili yapılan pek çok hazırlıklar ve bu hazırlıklarla ilgili kamuoyuna yansıyan bilgilerde görüyoruz. Bunu, en son tartışmaya açılan 50 1 meselesinde görüyoruz. Şunu her halde iyi anlıyorlar ki mevcut kurallarla seçime girilse artık kazanamayacaklar. Bir hükümet, eğer oyunun kurallarını değiştirerek iktidara devam etme hesabına girmişse artık o hükümetin ayrılma zamanı gelmiştir diyoruz biz. 50 + 1 ile artık olmuyor, ne yapalım, 40 + 1 mi yapalım. 30 + 1’mi yapalım, ne yapalım ne istiyorlar yani. Bunu kendileri istedi, çok istedi. Kendileri çok istediği için bu anayasa değişikliği yapıldı. Ve ülkeyi uçuracak, kanatlandıracak ve Türkiye’nin tüm sorunlarını çözecek bir sistem olarak ortaya koydular. Topyekun bir iktidar değişikliği olmadan, topyekun bir zihniyet değişikliği olmadan bu ülkenin sorunları asla çözülemez diyoruz.'
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun konu hakkındaki yorumu da şöyle:'Siyaseti 50+1'e mahkum edenler, bu kararı aldıklarında demokrasi tarihinin en büyük reformunu yaptıklarını iddia ediyorlardı. Şimdi kendileri 50+1'den kaçmaya çalışıyorlar. Ama anlamadıkları şey şu; siyaset bir erdem ve hikmet alanıdır. Siyaseti erdem ve hikmetten soyutlandırdığınız zaman sayıların anlamı kalmaz. Siyaset bir ahlak alanıdır. Ahlaktan soyutlandığınızda hiçbir sayı sizi kurtaramaz. Ve siyaset bir mimari estetik alanıdır, sayısal mühendislik alanında indirgediğinizde siyasetin ruhunu kaybedersiniz.'
kandırıldık mı yani reis ?
biri bunlara arabayı kendilerinin kullandığını söylesin😅 kendileri getirdiler bunu
Çocuklar bile bundan daha disiplinli.