Yurtdışında MBA Yapacakların Bilip Hazmetmesi Gereken 13 Mutlak Şey

Hocanızın önerisi, ailenizin desteği ve arkadaşlarınızın gazıyla yurt dışında MBA yapmaya karar verdiniz. Hocanızın “ders notlarını da götür”, annenizin “evladım yanına kalın bir şeyler al”, kankanızın da “şu gece kulübü fenaymış, şu bar iyiymiş” tarzı önerilerini bir kenara bırakın. Size öyle bir liste hazırladık ki acil durumda camı kırıp alacağınız denli hayat kurtarıcı nitelikte. MBA yapmadan önce bilgilenin, öğrendiklerinizi adım adım - “acele etmeden ama çabuk çabuk”- uygulayın.

1. Arkadaşınızdan daha hızlı koşmanızı sağlayan ayakkabı; MBA

Uluslararası şirketler sizden her konuda bir şeyler bilmenizi değil, bir konuda her şeyi bilmenizi bekliyor. Sırf havam 1500 olsun diye MBA yapacaksanız bir daha düşünün. MBA adamı terleten, gerçekten zorlu bir süreç. Ama iş dünyasında aslanla karşılaştığınızda arkadaşınızdan daha hızlı kaçmanızı, öne geçmenizi de MBA sağlayacak.

2. Geleceğe yatırım yapın

Yurtdışında MBA eğitimi veren üniversiteler kabul edecekleri öğrencilerden en az 2,5-4 arasında bir not ortalaması istiyor. İyi öğrenci olursanız, iyi bir yönetici olacağınızı düşünüyorlar sanırım. Başvurunuzu yaparken bu kriterin koca bir duvar misali karşınıza çıkacağını unutmayın; şimdiden akıllı başlı olun, üniversitede notları sağlam tutun.

3. İş ilanlarına bakmaya başlayın

Bazı MBA okulları en az iki yıl iş tecrübeniz olmasını zorunlu tutuyor. Neden mi? İş tecrübesi olan öğrencilerin aldıkları derslerde daha başarılı olduğunu, olayı daha çabuk kavradığını düşünüyorlar. Toplantı-sunum adabı, işyerinin yazısız kuralları, iş arkadaşınla nasıl bir diyalog içinde olman gerektiği vs.; bunları bilen adam istiyorlar. Yani vakit nakittir; ya burada ya orada, hemen bir iş buluyorsun.

4. Gez, göz, arpacık; hedef!

Dikkat! Nişan al! Ateş! Hedefime kilitlenirim ok ama barışçıl biriyim diyorsanız siz dart oynayın. Yurtdışında MBA yapmadan önce hedefinizi doğru belirleyin. Okuduğunuz bölüme, ileride yapmak istediğiniz işe ve beklentinize uygun bir MBA programı seçin ki paranız ve zamanınız boşa gitmesin. Sonra “ben bunları niye okudum kanka” türünden sorgulamalara giren pişman adam tribine girmeyin barlarda.

5. Tamam çok sevmiyoruz kendisini ama YÖK’ü yok saymayın...

MBA programı seçtiğinizde AACSB akreditasyonu olup olmadığını, YÖK denkliği var mı yok mu diye araştırmayı unutmayın. Aldığınız MBA diploması, tozlu raflardaki lise diplomasından hallice olmasın bizahmet. Şirketlerin hangi okulun MBA mezunlarını tercih ettiğini araştırıp öğrenebilir, seçiminizi buna göre yapabilirsiniz.

6. Biletin üzerinde hangi ülke yazmalı?

Tee oralara tatile gitmediğinizi unutmayın; okul kadar ülke seçiminiz de önemli. Seçtiğiniz okul bir yana belirlediğiniz ülkenin ismi ve kültürü de size iş hayatında avantaj yaratmalı. İngiltere’de MBA yaptım demekle Macaristan’da yaptım demek arasında dağlar kadar fark var di mi; şimdi konuşturmayın adamı!

7. MBA’inizi nasıl alırsınız?

Nasıl bir MBA yapacağınızı belirlemelisiniz. 2 yıllık tam zamanlı MBA programı en çok tercih edileni; uluslararası şirketlerin en çok ilgilendiği kişiler ise buranın mezunları. “Yok abi ben iki sene daha okuyamam” derseniz, 1 yıllık tam zamanlı MBA’ler de var; zip’lenmiş, yoğun program. Biraz bunaltıcı olabilir ama böylece maliyeti de düşürmüş olursunuz. Çalışmak zorundaysanız, buna izin veren yarı zamanlı bir MBA programını da tercih edebilirsiniz.

8. Ayrılmaz ikili; GMAT ve TOEFL

MBA için bu iki sınavı mutlaka başarıyla vermeniz gerekiyor. Öyleyse üniversite bitmeye yakın, bu sınavlara hazırlanmaya başlayın. Nitekim GMAT, “yok daha neler, tekrar üniversiteye mi giriyoz kardeşim” dedirten; yazınsal analitik değerlendirme, tartışma konusu analizi gibi sayısal ve sözel bölümlerden oluşan 3 saat 20 dakikalık bir sınav. 800 üzerinden en az 550 puan almanız gerekiyor. TOEFL ise bildiğiniz gibi; kazık işte...

9. Önce vereceksin, sonra alacaksın

Biliyorsun almadan vermek Allah’a mahsus. Dolayısıyla yurtdışında MBA için de önce vermen lazım… Tamamen duygusal bir şeyden, paradan söz ediyoruz. Düşündüğünüzün aksine, MBA okullarının ücretleri eğitim kaliteleriyle doğru orantılı değil. Bazı okulların eğitimi çok iyi olmasına karşın pek şöhretli olmadıkları için ücretleri daha uygun; bazıları ise daha yavan bir eğitim veriyor ama havalı bir ülkede/şehirde bulunduğu için daha yüksekten uçuyor. Okulları iyi araştırın. Ücretler Amerika’da 8.000-90.000 ABD doları, İngiltere’de 7.500-18.000 sterlin, Kanada’da 8.000-35.000 Kanada doları, Avustralya’da 12.000-28.000 Avustralya doları, Avrupa ülkelerinde ise 8.000-40.000 avro arasında değişkenlik gösteriyor. Almanya, İtalya ve Avusturya gibi ülkeler çok uygun ve promosyonlu MBA eğitimi veriyor.

10. Türk gibi davranıp yumurtanın kapıya gelmesini beklemeyin

Yurdum insanı gibi davranmayın, planınızı erken yapıp ona göre hareket edin. MBA başvuru süreci biraz teferruatlı ve zahmetli. Güz ve bahar dönemlerinde olmak üzere yılda iki kere yapılabilen başvuruları kaçırmayın. Ve en iyisi mi siz şimdiden GMAT ve TOEFL gibi sınavları halledin ki ileride karşınıza engel olarak çıkmasınlar.

11. Senin gelmişini geçmişini…

“Essay” denilen ve kimi okullarda soruları cevaplama ya da uzun bir makale yazma şeklinde istenen; kendinizi ve gelecekle ilgili plan ve projelerinizi anlattığınız bu yazı, MBA programlarına kabul edilmenizde büyük önem taşıyor. Edebiyat parçalamanızı, roman yazmanızı istemiyorlar. Bir komisyon tarafından okunan essay’iniz; olabildiğince açık, kısa ve ilgi çekici olmalı. Essay’inizi yazmak için kendinize yeterli zaman ayırın ve ortaya orijinal bir yazı çıkarmaya bakın.

12. İsteyenin bir yüzü kara; vermeyen siyahi…

MBA için başvuru yaptığınız ülkelerdeki kurum ve kuruluşları araştırın. Türkiye’deki yurtdışı kökenli şirketlerden bazıları da yüksek lisans için burs verebiliyor. Sizin gemicikleriniz yok belki ama şansınız olabilir; araştırın, soruşturun, şansınızı deneyin. Başvuru yaptığınız okuldan bile burs talep edebilirsiniz; üstelik lisans notlarınız kötü değilse alma ihtimaliniz de epey yüksek.

13. Hocalarınızla atışmadan önce bi daha düşünün

MBA başvurunuzu yaparken gerekli olan belgeler arasında referans mektupları da var. En az iki akademisyenden alacağınız (profesör, bölüm başkanı vs. olursa daha iyi olur tabii) referans mektubu, hedeflediğiniz okula kabul edilmenizi epey kolaylaştıracaktır. Referans sayısı ne kadar çok olursa o kadar iyi. Bu nedenle üniversite yıllarında, böyle hayati noktada olan hocalarla olabildiğince iyi geçinin –bakın yalakalık yapın demiyoruz- gaza gelip de atar yapmayın. 

Tüm bunlar gözünüzü korkutmasın; yurtdışında MBA yapmak ve “gittim, gördüm, geldim” demek için buraya buyurun!

Popüler İçerikler

Köylü Fenomenlerin İçerik Kavgası Tartışma Yarattı
Ortak Türk Alfabesindeki Yeni Harfler Nasıl Kullanılacak?
Serhat Kılıç Seksenler Dizisinde Rol Arkadaşı Olan Vural Çelik'in Cenazesine Neden Katılmadığını Açıkladı!