Yurt Odasından Dünyanın Fethine Yolculuk: 33 Gerçek Fotoğrafla Google'ın Müthiş Hikayesi

Google tam manasıyla bir süper güç. Yalnızca dünyanın en çok ziyaret edilen web sitesi değil, aynı zamanda dünya genelinde en yaygın kullanılan mobil işletim sistemi Android'in de sahibi. Google, 543,3 milyar dolar değerindeki Alphabet'in de 'büyük kardeşi'. 

Kuşkusuz, tüm bunlar dün geceden bugüne olmadı. Stanford'un minik bir yurt odasında iki kafadarın başlattığı macera, gerçek fotoğrafları ile, bakın o günden bugüne nasıl gelmiş.👊👊

1. Google'ın macerası 1996 yılında, Stanford'lu iki doktora öğrencisinin bir arama motoru geliştirme fikriyle başladı.

Sergey Brin (fotoğrafta solda) ve Larry Page'in (fotoğrafta sağda) 'Backrub' ismini verdiği bu arama motoru, web sitelerini kendilerine kaç adet daha web sitesi linklendiği üzerinden sıralayabilen ve bu anlamda devrimsel sayılacak bir fikirdi.

2. Page ve Brin'in ilk ofisleri de elbette Stanford'daki yurt odalarıydı.

'BackRub' isminin ömrü uzun olmadı. İkili, web sitesinin çalışma mantığını daha iyi anlattığını düşündükleri 'googol'ı buna tercih etti; ve kısa süre sonra da, bunun ağza daha rahat oturan versiyonu olan Google'da karar kıldılar.

3. İlk Google sunucusu Lego'lardan oluşan bu kasanın içerisine yapıldı.

Sunucuya başlarda yalnızca google.stanford.edu üzerinden ulaşılabiliyordu.

İkili, 15 Eylül 1997 tarihinde google.com adresini tescil ettirdi.

4. Google kısa sürede Stanford'un tüm bant genişliğini işgal eder hale geldiğinden, okuldan tekmeyi yemeleri gecikmedi.

Bunun üzerine Page ve Grin, minik girişimlerini bir evin garajına taşımak durumunda kaldı: Gelecekte Youtube'un başına geçecek olan Susan Wojcicki'nin garajına.

5. Tam da bu sıralarda Google, hızır gibi yetişen ve o dönem için yüklü sayılacak miktardaki ilk yatırımını aldı.

Sun Microsystems kurucusu Andy Bechtolsheim, Google'a 100.000 dolar yatırmıştı. Bu fonlamayla beraber Google, genel merkezi olarak gösterdiği o garajda, 4 Eylül 1998 tarihinde resmi olarak şirket kuruluşunu gerçekleştirdi.

6. Google'ın ana sayfası için çok da göze hitap ediyor denemezdi.

Çünkü gerek Page gerekse de Grin HTML'den pek de anlamıyordu; ayrıca tüm konsantrasyonlarını siteyi çalıştıran algoritma üzerinde yoğunlaştırmışlardı.

İkili için sitenin işleyişi daima ana sayfa görüntüsünden önce geldi. Google bu basit, beyaz ana sayfayı değiştirmediği gibi; daha da sadeleştirdi.

7. 1999 yılına gelindiğinde o zamanın lider arama motoru Excite, Google'ı nakit 750.000 dolara satın almak istedi.

Excite'ın o zamanki CEO'su George Bell bu anlaşmanın daha sonradan iptal olduğunu söylese de; her iki taraf da tam olarak neden iptal olduğuna dair hiçbir kesin açıklama yapmadı. Neticede Google, yoluna tek başına devam etti.

8. Mart 1999'da Google ilk gerçek 'ofis'ine taşındı.

Palo Alto'daki University Avenue 165, aynı zamanda PayPal ve Logitech gibi firmalara da ev sahipliği yapmıştır.

9. Ve çok geçmeden tam 25 milyon dolarlık yeni yatırımını aldı.

Yatırımcılar, Kleiner Perkins Caufield & Byers ve Sequoia Capital idi.

10. 2000'lerin sonlarında Google, Adwords'ü hayata geçirdi.

Adwords şirketlere, anahtar kelimelere göre reklam satın alma olanağı sunuyordu. Bu dönemde Google artık nispeten oturmuştu. Geliri düzenli; kendisi popüler konumdaydı. Haliyle de, 'nokta com' furyasıyla aniden mantar gibi biten yeni ve benzer girişimlerin arasından hiç etkilenmeden sıyrılmayı başardı.

11. Google'ın yıldızı parladıkça parlıyordu; önü alınabilir sınır geçilmişti.

Artık Brin ve Page, her benzer girişimin patır patır döküldüğü teknoloji camiasında birer rock yıldızı muamelesi görüyorlardı.

12. Artık para kazanmaya başladığı 2000 yılında Google, meşhur sloganını da bulmuştu:

'Şeytana uyma.'

Bu slogan, 'bazı kazanımlardan feragat etmeyi gerektirse dahi, uzun vadede dünya için iyi şeyler yapmayı hedefleyen bir şirket olmayı' simgeliyordu.

13. Yatırımcı Sequoia'ın ısrarı üzerine ikili, 2001 yılında şirketin ilk CEO'sunu atadı: Eric Schmidt

Böylelikle Page ve Brin de, şirketin yönetimiyle değil, teknolojisiyle ilgilenmeye daha çok vakit bulabilmiş oldular.

14. Google Palo Alto'daki ofisine artık sığmıyordu.

2003 yılında şimdiki meşhur Googleplex kampüsünü o zamanın artık biraz eski kafalı kalmış teknoloji devi Silicon Graphics International'dan kiraladı.

2006'da ise, kampüsü komple satın aldı.

15. Ve Googleplex, Silikon Vadisinin sembolü haline gelmişti.

Yıllardır her yerde görüp durduğumuz 'Google'ın muhteşem ofisi' tarzı haberler buradan gelmekte. Google gerçekten de kampüsü 'farklılaştırmak' için inanılmaz yaratıcı ve eğlenceli eklemelere imza attı.

16. Bununla beraber, çalışanlarına öğünleri ücretsiz sunan ilk şirket de Google oldu.

Böyle böyle Google, tüm Silikon Vadisi çalışanları arasında kısa sürede efsane haline geldi.

17. Kampüste çoğunlukla flamingolarla kaplı olarak görebildiğiniz dinozor heykelinde barınan anlam ise manidar.

Teknolojinin gerisinde kalırsanız, dünyadan silinir gidersiniz. 

18. 2004 yılının 19 Ağustos'unda Google ilk kez hisselerini halka arz etti.

Bu tarihte beher hissenin değeri 85 dolardı. Şu an örneğin, Alphabet'in hisse değeri 800 doların üzerinde.

19. Yine 2004 yılında Google, Gmail'in beta sürümünü piyasaya çıkardı.

Tarihler 1 Nisan'ı gösterdiğinden, bu lansmanı birçok insan şaka zannetti.

20. Bunların ardından ise, kendisi için uygulama geliştirecek küçük girişimlere fırsatlar vermeye başladı.

Google Docs ve Google Maps örneğin; ki halen kullanımdalar.

21. 2005 yılına gelindiğinde ise, belki de en önemli satın almasını yaptı.

Satın aldığı minik girişim Andy Rubin tarafından yönetiliyordu ve aslen, dijital kameralar için bir işletim sistemiydi.

İsmi Android'di.

22. Google 2006 yılında Youtube ile bir başka muhteşem satın alma hamlesi gerçekleştirdi.

Birkaç eski PayPal çalışanının kurduğu Youtube gitgide popülerleşmekte idi. Google Youtube'a 1.65 milyar dolar ödedi.

23. Gerçekten de Google'ı durdurabilmek imkansız hale gelmişti.

Yine 2006 yılında The Dalles / Oregon'da, yüzde yüz kendi iştiraki ve tasarımı olan veri merkezini kurdu.

24. Google gitgide daha yüksek verimle çalışan bir arama motoru haline geldi.

Bu da, fotoğraftaki veri merkezi sayesindedir.

25. İnterneti taramanın dünya dillerindeki karşılığı artık 'Google'lamak' olmuştu.

2006 Haziran ayında google'lamak kelimesi bir 'fiil' olarak Merriam-Webster Dictionary sözlüğünde kendine resmen yer buldu.

26. Derken 2008 yılında, HTC Dream piyasaya çıktı.

HTC Dream, Android işletim sistemiyle satışa çıkan ilk akıllı telefondu. Bugün Google Android tüm dünyada en yaygın kullanılan işletim sistemi.

27. Yine 2008 yılında Google, bilgisayar ekranlarını bu kez bir başka kulvardan fethetti: Chrome.

Chrome, Google'ın web üzerinden sunduğu tüm servislerle entergre olabilen bir web tarayıcı olarak 2008 yılında hayatımıza girdi. Arama motoru, tarayıcısı, Android işletim sistemi, Gmail derken; Google birçok insanın baktığı her ekranı her anlamda kaplıyor hale gelmişti.

28. 2011 yılında CEO'luktan ayrılan Schmidt'in ardından, bu görevi Larry Page devraldı.

Yine de Schmidt, yönetim kurulu başkanı olarak kalmaya ve Page ve Brin'e danışmanlık etmeye devam etti.

29. Tüm bunlar Page'e yeterli gelmemiş olacak ki, 2010 yılında bizlere bambaşka bir çalışmayı müjdeledi:

İnsansız arabalar. 

Page şimdiki nesle oynamayı bırakmış; sonraki nesle oynuyordu.

30. Page, gelecek nesilden devam ediyordu. 2012'de Google Glass tanıtıldı.

Göze takılan bir çeşit bilgisayar diyebileceğimiz Google Glass, kişiye görüş alanı dahilinde bilgi akışı sağlıyordu. Beklendiği kadar popüler olmasa da, bu tarz teknolojiler konusunda güzelce bir yol açtığı söylenebilir.

31. Google'ın buna benzer birçok başka fütüristik teknoloji üzerinde çalıştığı gizli laboratuvarları bulunuyor.

Örneğin fotoğraftaki kontakt lens, diyabet hastalarının kanındaki glukoz seviyesini ölçebiliyor.

32. Google yakın zamandaki en büyük sansasyonu ise, kurumsal yapısını tamamen değiştiren Alphabet'i kurarak yarattı.

Google ve ona ait her ürün / hizmet Alphabet'in kanatları altında toplandı ve başına da CEO olarak Larry Page geçti.

33. Google şimdilerde neredeyse tamamen yapay zekaya odaklanmış durumda.

Page ve Brin, eski başarılarla böbürlenmenin ve onlara yapışıp kalmanın anlamsızlığının altını çizerek, daima geleceği yakalamanın ve bunu mümkünse en önde yapmanın önemine dikkat çekiyorlar. 

Onlara göre şu an geçmişte yaptıkları diğer her şey, geçmişten ibaret.

Popüler İçerikler

HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu
Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!
Berfu ve Eser Yenenler'in 3. Kez O Ses Yılbaşı'na Katılmaları Tepki Topladı
YORUMLAR
12.10.2016

Bizde napalım işte fetösü bi yerden pkk bi yerden daeş ışid filan hepsi bi yerden üzerimize geliyor. biliyoruz aslında ne için geldiklerini de oyun içinde oyun dönüyor. neyse ki devlet sabrı diye bir şey var. ilerliyoruz her şeye rağmen. bazı konularda hala ilerideyiz mesela imam hatipler kapatılsın diyoruz. sonra baş örtüsü diyoruz bununla uğrşıyoruz. atı alan üsküdarı geçmiş bizdekiler hala önlerine atılan kemiklerle uğraşıyor.

13.10.2016

Fetö olmasa sanki kalkıp multimilyarlık şirket kuracaksın anasını satayım. Suçu vatandaşlara atma birader eğitim sistemine at. Çok bakmak istiyorsan şu anki seçilmiş (!?!?!?) başbakanın bulut depolama hakkında ""fazla kafa yorarsan, kafayı sıyırırsın, hikmetine fazla şey yapmamak lazım" cümlelerine bak hatayı orada görürsün.

12.10.2016

''yürü ya kulum'' örneklerinden de, bazen fikirler tek başına olmuyor, dürtecek maddi destek lazım.

muthis bir basari , bu fikri 1994-1995 yillarinda bizde dusunmustuk ama garajimiz yoktu, oyle kaldi. garaj onemli abi

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ