Ne kadar salak salak sorular bunlar ya? Hiç internete girmiyor musunuz siz?
Ne kadar salak salak sorular bunlar ya? Hiç internete girmiyor musunuz siz?
Tabii ki, bak mesela şimdi hafta sonu arkadaşlarla buluşup Viyana'ya geçeceğiz. Yarım kalan bir iş var onu halledeceğiz.
Devesine göre değişiyo o işler ya.
-E noel bizim bayramımız değil ki.
-Nasıl değil?
-Halkımızın çoğu Müslüman.
-Müslümanlar neden kutlamıyo ya Noel'i?
-Canları istemiyor.
-Yok bir kart veriyorlar bize, onda kimin hangi gün, saat kaçta içki içebileceği yazıyor. Ona göre çıkıyoruz dışarıya.
Hayır biz bölünerek çoğalıyoruz.
Kesmezler mi, üstlerine kızgın yağ bile döküyorlar.
-Valla ben Sultan Ahmet Cami'sine bağlıyım da arkadaş Selimiye'ye bağlı.
(Katolik Kilisesi mi, Ortodoks kilisesi mi sorunsalı)
Bkz.: Futbolla düşünmek.
İşte bunlar hep fıtrat.
Hayır, biz Jüpiter'e daha yakın olduğumuzdan Io'yu görüyoruz.
Hayır ağaçların üstüne ev yapıp oralarda yaşıyoruz.
Hayır o aslında bir sebze, ama biz onu konuşabiliyoruz.
Tabii ki, hindi bizde 'hindi'dir. (Sure, turkey means in our language 'hindi')
-Hintli şok. Hintli iptal.
Sekiz.
Yarısı içinde, yarısı dışarıda.
Deveye soruyorlar genelde. O alıyor ehliyeti.
Tövbe Estağfurullah!
Tabii canım, köprüyü bir geçiyorum böyle her yerim medeniyet oluyor oh mis!
Yok. Güvercinlerle haberleşiyoruz.
-Uçan halıyla.
-Cidden mi? Kendi uçan halın mı var?
-Var tabi 3+1 kombili hem de.
-Geceleri yoğurt sürdüm hep.
-Gerçekten işe yarıyor mu?
Evet doğru. O yüzden pokemon besliyoruz biz de.