Yurt dışında doğup veya orada çocukluğunu geçirip de anavatana dönmek dışarıdan havalı görünse de dezavantajları azımsanacak gibi değil. Başlık size hitap ediyorsa Allah kolaylık versin, etmiyorsa da edenlere ona göre hoş davranın.
Yurt dışında doğup veya orada çocukluğunu geçirip de anavatana dönmek dışarıdan havalı görünse de dezavantajları azımsanacak gibi değil. Başlık size hitap ediyorsa Allah kolaylık versin, etmiyorsa da edenlere ona göre hoş davranın.
'Amerikanca bişiler söylesene'
'Ne diyim'
'Hıı, bilmem, herhangi bişi'
'Shitty crappy butthead'
'Ne dedin?'
'Bugün hava ne güzel dedim'
Tamam ilk başta insan bunu faydalı bulabiliyor ama devamında millete bakış açınız değişiyor. Dönüp 'Hadi ya, ee?' demek çok büyük bir haz kaynağı olsa da yakın arkadaşınız olunca pek eğlenceli olmuyor.
Bir kez herkesin bildiği ama sizin bilmediğiniz bir şey mi yakaladılar, eyvahlar olsun. Artık gün aşırı eğlence kaynağısınız. Çevredekiler yutar zokayı siz yutmazsınız ama nafile.
“Ya geçen hafta kuzenim bu civarda gece bakkala giderken Gulyabani’yi görmüş. Sen bilmezsin, buralara hastır. Çok korkunç bir katildir... Dışardan gelenleri de özellikle sevmez…”
Sonunda kendi kendine espri yapıp gülen kişi olursunuz.
'Partiye gelebilecek misin?'
'No candoosville babydoll'
'Hı?'
'How I Met Yo... neyse, yok ya gelemiyorum'
Kimsenin atıfta bulunduğunuz şeyleri anlamaması gibi siz de milletin yaptığı göndermeleri anlayamazsınız. Koca yaşınızda Atasözleri & Deyimler sözlüğüyle yatıp kalkmaya başlarsınız.
Anadilinizden yerel dile çeviri yaptığınız için cümleler devrik olur, saçma olur, bazen de kelimeyi bulamadığınızdan cümle yarıda kalıverir.
'Sen biliyor musun nerede tuvalet?”
“Ahahaahaa ne diyo ya, yok ben bilmiyor vatering kloset nerede”
“Çok komiksin ha ha, gerçekten çok... eh... um... hilarious”
Bu anlayış nerden gelmiş oturmuş bilmem, yıkın o anlayışı. Yabancı kişi aynen sizin gibi biri.
Hocaların bütün paragrafları size okutması mı dersiniz, normalde her kafadan bir sesin çıktığı sınıftan siz konuşmaya başlayınca çıtın çıkmaması mı dersiniz, bir de utangaçsanız işiniz zor.
Üniversiteye geçince rahatlayacağınızı sanarsınız bu kez makale çevirmenizi isterler. Oldu canısı hazır elim değmişken tezini de yazıvereyim?!
Yine geçmişinizi öğrenen her kişiden duyduğunuz bir soru. Burasını gerçekten daha hoş bulduysanız ne ala, ama orası gözünüzde tütüyorsa yapacak bir şey yok “Burası daha güzel” yalanı alışkanlık eder. Yalan söylemek istemeyenler için “Orası güzel ama buranın insanı daha güzel” denilmesi denenmiştir, tavsiye edilir.
Farklı bir dil sonuçta hemen çevre fark edip dikkat kesiliyor. Sesiniz güzelse ve ilgi odağı olmayı seviyorsanız devam edersiniz; değilse veya sevmiyorsanız aklınıza takılan şarkı aklınızda kalır, dışarı çıkamaz.
Çünkü türk kızı duygusaldır, erkeği ise efkarlıdır. Kısaca dramı severler. Sezercik ve Küçük Emrah karakterlerinin bu kadar ünlü olmalarına şaşmamalı. Size de uzayıp giden bakışma sahnelerinde kahkahanızı tutmak düşer.
-Oha çok güzel olmuş! Tabii oralarda elin adamları iyi öğretiyor; en yeteneksiz çocuk bile picasso olup çıkıyor..
Arkadaşlar yumiyum şekerlerden veya topaç döndürmeden bahsedince biliyormuş gibi yaparsınız sonra da 'bizim de küçükken böyle yo-yo oyuncaklarımız vard-' diye konuşacakken 'Anladık, yurtdışından geldin!' diye lafı ağzınıza tıkarlar ve müthiş bir özgüven patlamasıyla(!) tekrar sessizleşirsiniz.
Onlar sizin sushinize kusmuk gibi deseler de siz siz olun tarhana çorbasını bulaşık suyuna benzettiğinizi söylemeyin. Her bir şeyin yanında ayran içmelerine de laf etmeyin. Evet, baklavayla içeni görseniz bile. Şimdi akıl sır erdiremeseniz de birkaç sene içinde siz de %90 ihtimalle öyle olacaksınızdır.
Hepsi olmasa da birkaç tanesiyle karşılaştığım oluyor. Yazmak problem değil ama yüz yüze anlık konuşmalarda kelimeleri hatırlama gayretinden dolayı çok dalga geçiliyor. Anlayışlı olun biraz.
bir de afrikadan gelen herkesi nijeryali misin diye soruluyor hele kucuk bir sehirdeyseniz ilgi odaginda olmaniz kacinilmaz