Programın ana başlıkları şöyle:
· Borçların kısmen silinmesi Syriza kamu borçlarının kısmen silinmesini savunuyor. Parti programında 1953'te Almanya'nın borçlarının yaklaşık yarısının silinip diğer yarısının uzun vadeli krediye çevrilmesi
örneği veriliyor. Bunun Yunanistan için de yapılabileceği belirtiliyor. Parti, AB ile yeniden masaya oturarak, Avrupa'dan alınan kaynağın geri ödenmesinde faiz oranlarının görüşülmesi ve vadelerin uzatılması gerektiğini ifade ediliyor.
· Bedava elektrik Syriza yoksulluk sınırı altında yaşayanlara elektrik ve ısınma hizmetini ücretsiz vereceğini taahhüt ediyor.
· Gıda ve kira desteği İhtiyacı olanlara gıda ve kira yardımı yapılmasını savunuyor.
· Sağlık ve emeklilik maaşları reformu Parti, ücretsiz sağlık hizmetini düzelteceğini, emekli maaşlarını iyileştirmek için 13 milyar Euro'luk bir planı devreye sokacağını belirtiyor.
· Ulaşım reformu Yoksulluk sınırı altında yaşayan Yunanlara ve uzun süredir işsiz olanlara özel toplu taşıma kartı verilmesi öngörülüyor.
· Zenginlerin vergilendirilmesi Syriza zenginlerden alınan ve son yıllarda kaldırılan bazı vergilerin geri getirilmesini, kimi yeni vergileri ve gelir vergisi alt sınırının 5 bin Euro'dan 12 bin Euro'ya çıkarılmasını savunuyor.
· İstihdam programı Yunanistan'da işsizlik oranı yüzde 25'in, gençler arasında işsizlik oranıysa yüzde 50'nin üzerinde. Syriza büyük bir istihdam programını devreye sokmak istiyor. Amaç iki yıl içinde 300 bin yeni istihdam alanı yaratmak.
· Ödenemeyecek banka borçlarının silinmesi Syriza'ya göre yurttaşların bankalara ödeyemediği borçlar silinmeli.
· Asgari ücret Syriza asgari ücreti 751 Euro'ya çıkartacağını belirtiyor.
· Demokrasi Demokrasinin geliştirilmesi ve katılımın güçlendirilmesi hedefleniyor.
Syriza'nın yükselişi Türkiye'deki sosyalistler de dahil olmak üzere, Avrupa solunun önemli bir bölümünde heyecan yaratmış durumda. Tsipras ve İspanya'nın yükselen sol partisi Podemos'un lideri Pablo Iglesias.
Bazı Avrupa ülkelerinde solda, Syriza modeli kavramının kullanıldığı, Syriza'dan esinlenilerek yeni ittifakların kurulduğu, hatta yeni parti kurma deneyimlerine girişildiği biliniyor.
Bu heyecanda İspanya'da taban hareketlerinin inisiyatifiyle son dönemde kurulan, başında 1978 doğumlu akademisyen Pablo Iglesias'ın bulunduğu Podemos'un hızlı yükselişinin de payı var.
Avrupa solunun bir bölümü, olası Syriza hükümetinin Avrupa siyasetinde tarihsel bir dönüşüme kapı aralayabileceği kanısında.
Bununla birlikte sosyal demokrasinin solunda kalan kesimlerde, Syriza'nın neo-liberal politikaları ters yüz edecek kadar radikal olmadığını düşünen kesimler de bulunuyor.
Hatta bu kesimlere göre Syriza, zamanında
PASOK'un yaptığı iddia edildiği şekilde, sistem karşıtı bir toplumsal öfkenin sistem içinde ehlileştirilmesinin aracı olabilir.
Öte yandan AB liderleri ve finans çevreleri ise Syriza'dan yana son derece kaygılı.
Başta Almanya Başbakanı Angela Merkel olmak liderler kaygı içeren açıklamalar yapılıyor.
İngiliz Financial Times 'tan Alman Handelsblatt 'a ekonomi yayınlarında sürekli Syriza'nın Euro bölgesi projesini çökerteceğine dair makaleler yayınlanıyor. Merkel, olası Syriza iktidarı konusundaki kaygılarını dile getiren AB liderlerinden.
Economist Intelligence Unit'in
son araştırmalarından birinde şu ifadeye yer veriliyor:
'(...)Syriza bir hükümet kurabilirse, Avrupa Birliği'ne şok dalgaları gönderir ve başka yerlerde de siyasi kargaşayı tetikler.
'Yunanistan'da bir Syriza hükümeti kurulması, hem ülke içinde hem de bölgesel olarak büyük bir istikrarsızlık unsuru yaratır. Partinin temel politikalarından birisi borçların silinmesi olduğundan, Yunanistan'ın borç aldığı uluslararası kurumlarla ilişkisinde de neredeyse kesin diyebileceğimiz bir kriz başlar.'
Syriza'nın hükümet olup olmayacağı, hükümet olursa hangi politikaları yaşama geçireği ancak zamanla görülebilecek.
Ancak görünen o ki, Syriza hem yarattığı sempati hem de kaygı ile sadece Yunanistan değil, Avrupa çapında önemli bir politik aktöre dönüşmüş durumda.
BBC Türkçe