Biz, biziz aslında; yok birbirimizden farkımız.
Kaynak: Ekrem Buğra Ekinci
Biz, biziz aslında; yok birbirimizden farkımız.
Kaynak: Ekrem Buğra Ekinci
11. yy.daki bu etkileşim Anadolu'da 'ekzantrik' bir grubu ortaya çıkarır: Türkçe konuşup Grek alfabesiyle yazan Ortodokslar. Yaygın görüş bu grubun Müslüman olmadan evvel Anadolu'ya gelerek Ortodoksluğu kabul eden Türkler olduğunu söyler.
Rumlar da vardır ve onların mahalli kiliselerinde ilahi ve dualar Karamanlı Türkçesi ile yapılır. Müslüman halk ecnebilere 'Şapkalı Rum' derken Karamanlılara 'Ellik Gavuru' der yani bu memleketin gavuru. Karamanlılar ruhani olarak da İstanbul Patriği'ne tabidirler.
Diğer meslekleri sabun tüccarlığı, kabzımallık, zahirecilik, kuruyemişçilik, peynircilik ve şarapçılıktır. Hatta İstanbul bakkallarının çoğu Karamanlı olduğu için geleneksel Türk tiyatrosunda 'Karamanlı Bakkal' adı altında bir tipleme bile vardır.
1 milyon 200 bin civarında Ortodoks da malını mülkünü bırakıp Türkiye'yi terk etmek mecburiyetinde kalır. Bunun yanında 1918 öncesinden itibaren İstanbul'da oturan 110 bin Ortodoks ve Batı Trakya'daki 130 bin Müslüman denge unsuru olarak muaf tutulur.
Onlar da Anadolu'dan geldikleri yerin ismini verip başına 'nea' yani yeni kelimesini ekledikleri farklı köy ve mahallelerde Yunan asıllılara fazla karışmaksızın dil ve kültürlerini muhafaza ederek yaşarlar.
Mübadelenin her iki tarafındakiler serbestçe gidip anayurtlarını ziyaret etme imkanı bulurlar. Ayakta kalan evlerini, kiliselerini görseler de mübadelenin ve dahası Yunan asıllı olmadıkları halde kendilerine yapılan muameleyi hiç unutmazlar.
Oktay Aslanapa, bu durumdan üzüntüyle bahseder Hristiyan diye Türkleri sürdük bu ülkeden diye, ayrıca Mimar Sinan'ın Karaman Türkü olduğunu aslında devşirme ya da Ermeni olmadığını özellikle belirtir.
En az 7 bin yıllık Türk varlığına sahip olan anadolu, batılı tarihçiler tarafından helenleştirilmiş, menşei bilinmeyen halklarıda Türk oldukları bariz olduğu halde bilinemeyen halklar diye adlandırmış.1071 tarihi Türklerin anadoluya son kez geldikleri tarihtir.Tarihi yansız,doğru olarak konuşturabilseler bugün friglerin,hititlerin,sümerlerin,hattilerin,türüklerin ve daha pek çok toplumun ne kadar çok Türk varlığı barındırdığını söyleyecektir.Bugün hala yunanca diye görülen eski yazıtların bir çoğunun Türkçe yazıldığını söyleyen ve Türkçe okumalarını yapan rahmetli Kazım Mirşan hocayı saygıyla anmak ve eserlerini okumak gerek.
Benimde atalarım göç mübadelesi sırasında Yunanistandan Türkiyeye gelmişler. Aynı durum onlar için de geçerli onlarda sadece Müslüman oldukları için sürülmüş. Buraya geldiklerinde Türkçe bilmiyorlarmış.Rahmetli büyük babaannem 4 yaşında gelmiş buraya. Anlatırmış; teknelere nasıl bindirildiklerini yanlarına sadece yolluk ve giysi aldıklarını küçükmüş ama hatırlarmış.Bizimde atalarımız buraya gelmeden yunan askerleri tarafından türlü işkencelere uğramışlar ve evleri yağmalanmış bütün eşyalarına el konulmuş. kısaca bahsedeyim bizler zamanında Yunanistan Vodina köyünde yaşamış Pomak insanlarıyız. Şuan günümüzde Müslüman Bulgarlara da Pomak denilmekte ama biz orijinalleriyiz. Buraya geldiklerinde çok zorluklar çekilmiş ama eziyet ve aşağılama kesinlikle görmemişler. Biz çok şükür büyüklerimiz gibi vatan hasreti çekerek büyümedik aksine bu vatanın Türk çocukları olarak yetiştirildik.Tabi ki soyumu reddetmem de utanmam da bende isterdim bir zamanlar vatanım denilen yerleri görmeyi.