“Siyasi iktidar hangi savaşa hazırlanıyor?”
“Şerafettin Elçi Havaalanı’ndan askeri ekipmanlar gönderiliyor. Ne için bu hazırlık? Hangi savaşa hazırlanıyor siyasi iktidar? Büyük bir güç olduklarını kanıtlamak için büyük bir savaş mı çıkarması gerekiyor? Bu hazırlık sadece Kürt’ü ezmek için yapılmıyor. Buradan İstanbul’a sesleniyoruz. Bu hazırlık çok büyük bir katliamın hazırlığı yapılıyor. Ne için yapılıyor bütün bunlar. En azından soru sorma kabiliyetini yitirmesin bu topraklar. Şu anda bütün iletişim kanalları büyük bir manipülasyon yapıyor. Bu yıkım siyasetinin el ele omuz omuza verilerek durdurulması gerekiyor. Bizler halkımızla birlikte ana muhalefetin görevini de üstlenerek bu gerçeği açıklamaya ve buna dur demeye çalışıyoruz. Ama artık bütün demokrasi güçlerinin buna ses vermesi gerekiyor. Yılmaz Güney’in bir sözü var. Ona dikkatinizi çekmek istiyorum. Bir şeyler oluyor farkında mısınız? Bir birinizi uyarın, ışıklar kesilecek, karanlıkta kalabilir misiniz diye. İşte Türkiye halkının götürüldüğü yer bu karanlıktır.
“Kürtler karanlıkta yürümeye alışkın, ya siz?”
“Eğer bu topraklarda yükselen demokrasi mücadelesine ses verilmezse ışıklar kesilecek, bütün ışıklar kesilecek. Kürt halkı karanlıkta yürümeye alışık, ama sevgili Türkiye halkları, batı toplumu siz karanlıkta ne yapacaksınız? Bu karanlığa dur demezsek, batıdaki halkımızı büyük bir karanlığa boğacaklar. Herkesin Kürt halkı gibi karanlıkta yol alma dirayeti olmayabilir. Bu noktaya gelmemek için, ışığımızı çoğaltmak zorundayız. Bu gençler ışığımız sönmesin diye kendi canıyla ışığı büyütmeye çalışanlardır. Hepimizin demokrasi ışığına, barış ve demokrasi ışığına hepimizin sahip çıkması gerekiyor.
“Her şeye rağmen direneceğiz”
“Halk 1 Kasım’da şiddetten kurtulmak için AKP’yi iktidar yaptı. Ama kurtulamadılar. Şimdi bu şiddet ortamında halkın önüne iki sandık koyacak. Yeni anayasa tartışması yapmanın en ufak zemini yok. Siyasi iktidarın bunu oluşturması gerekiyor. Sayın Öcalan’ı tecride aldılar, görüşmeleri kestiler. Bugün yeni anayasa isteniyorsa demokratik anayasa masası kurulmalı. Müzakere masası kurulmadan gerçek bir anayasa çıkmaz. İhtiyaç duyduğumuz şey bir AKP, Saray anayasası değil demokratik Türkiye anayasası istiyoruz. Artık bu halka ölümü göstererek sıtmaya razı edemezsin. Bu halkın taleplerinin çıtasını zulümle, ölümle düşüremezsiniz. Aylardan beri ölümle isteklerin ve taleplerin demokratik ilkelerin çıtasını yerlere kadar düşürelim diyerek bu şiddet ortamı yürütülüyor. Ama kusura bakmayın halkımızı sizin o ilkel ‘demokratik siyaset’ algınıza mecbur ve mahkûm edemezsiniz. İleri demokrasi diyerek geri siyasete mecbur edemezsiniz.
“Hani hendek savaşları var diyorlar ya. Doğru ortada bir savaş var ama bu hendek savaşı değil, sandık savaşıdır. Hükümet şiddetle halkın önüne sandık koyuyor ve bizler buna teslim olmayacağız. Her şeye rağmen direneceğiz.”
İMC