HDP Eşgenel Başkanı Figen Yüksekdağ: 'Başbakan 'Kadına kalkan ellerin kıracağız' dedi, ondan sonraki haftalarda 8 kadın katledildi. Cumhurbaşkanı'na sorarsanız kadına karşı şiddet konusunu bizzat kendisi takip edecek. Eyvah diyorum. Kadınların vay haline. Erkek kadının sahibi değildir. Cumhurbaşkanı da kadının sahibi, bu halkın sahibi değildir' dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ, partisinin grup toplantısında konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Gaziantep'te yaptığı açıklamaları eleştiren Yüksekdağ, 'Antep'te 6 Kürt linç edilerek katledildi. Hala soruşturma açılmadı. Evleri basıldı pompalı tüfeklerle vahşice katledildi bir Cumhurbaşkanı Antep'i kutluyor. Antep halkını, toplumunu birbirine karşı kışkırtıyor. Böyle bir söylem olabilir mi sonra da bunu terörize ediyor Antep modeli diyor. Bütün Türkiye halkları Antep modelini uygulamalı diyor. Cumhurbaşkanına göre Antepli Kürtler, faşist, ırkçı gruplar tarafından nasıl linç edildiyse öyle linç edilecek' dedi.
'ERKEKLER NE KADAR CEZA ALMAYACAKLARINI DÜŞÜNEREK KADINLARI KATLEDİYORLAR'
Kadın cinayeti ve şiddetine dikkat çekerek hükümeti eleştiren Yüksekdağ, 'Bu ülkede erkekler ne kadar ceza almayacaklarını düşünerek kadınları katlediyor. Planlarını, hesaplarını yapıyorlar kadınları vahşice katlediyorlar. Çok düşük cezalarla salıveriliyorlar' dedi.
'BİZZAT CUMHURBAŞKANININ KADINLARA KARŞI KULLANDIĞI AYRIMCILIK YÜZÜNDEN KADINLAR KATLEDİLMİŞTİR'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmalarının kadın cinayetleri ve şiddetinin artmasında etkili olduğunu savunan Yüksekdağ, 'Bu suçların karşısında ceza uygulamalarının takipçisi saraydaki olacaksa kadınların vay haline. Bizzat Cumhurbaşkanı'nın kadınlara karşı kullandığı nefret ve ayrımcılık söylemi yüzünden kadınlar katledilmiştir Türkiye'de. Bu gerçeği unutturmayacağız. Siz her gün kadınlarla uğraşırsanız kız mısın kadın mısın bilmem çizgiye gelin, hizaya gelin, sokağa çıkmayın gibi söylemlerden güç alan erkekler, sokakta, ev içinde kadın infazları gerçekleştirirler. 'Hani diyor ya erkekler size emanet ey erkekler.' Devletin başı tarafından verilmiş bir hak olarak görüyorlar. Hatta bir görev olarak biliyorlar' diye konuştu.
'ERKEK KADININ SAHİBİ DEĞİLDİR. CUMHURBAŞKANI DA KADININ SAHİBİ DEĞİLDİR'
Yüksekdağ, 'Erkek kadının sahibi değildir. Cumhurbaşkanı da kadının sahibi değildir. Bu halkın sahibi değildir. Cumhurbaşkanı eğer görevini biliyorsa, bu halkın, kadınların hizmetkarıdır. Bu sadece kadın mücadelesi değil insanlık mücadelesidir. İnsanlıktan nasibini almamış olanları da kurtaracak kadınlar' dedi.
'SİYASİ İKTİDAR GÖRMEMEKTE ISRAR MI EDİYOR BİZ ONA GÖSTERECEĞİZ'
Yüksekdağ, 'Bütün Türkiye toplumunun zenginliğinin hazinesini yarısının sahibi kadınlardır. Bu yarının çeyreğinin, çeyreğinin, çeyreğini vererek sizi kırıntıya razı etmeye çalışanlara asla inanamayın. Kadının istihdam alanlarındaki yerini siyasi iktidar görmek zorundadır. Görmemekte ısrar mı ediyor biz ona göstereceğiz' dedi.
'ARTIK BU MECLİS ERKEKLER MECLİS'İ OLMAKTAN ÇIKSIN'
Kadının siyasette daha fazla yer alması gerektiğini vurgulayan Yüksekdağ, 'Artık bu Meclis erkekler Meclis'i olmaktan çıksın. Türkiye'de bütün savaşları erkek siyaseti çıkarıyor. Bütün krizleri, sorunları erkek siyaseti yaratıyor. Savaştan ve kavgadan başka bir şey bilmeyen bu erkek siyasi anlayışı ile karşımıza çıkıyor. Artık bırakın bunu. Toplum bu erkek siyasetini artık taşıyamıyor' ifadelerini kullandı.
'O SİZİN KONTRGERİLLA DUVARLARINIZI TANIMADIK BUNDAN SONRA DA TANIMAYACAĞIZ'
12 Mart 1995 yılında Gazi Mahallesi'nde meydana gelen saldırıyı kınayan Yüksekdağ şöyle konuştu: '12 Mart, 20 yıllık bir süre geçtikten sonra bu toplumunun hafızasından silinmeye çalışılıyor. O harcın duvarında kan, katliam, suç, kontrgerilla var. bu duvarı 20 yıldır ısrarla koruyor. Bütün hakikat mücadelesinin karşısına o duvar çıkarılıyor. Siz o duvarla yüzleşmez, kanlı kirli yapısıyla yüzleşmez, o duvarı kaldırmazsanız, o duvar halkın hakikat mücadelesi ile yıkılacak paramparça olacak. O sizin kontrgerilla duvarlarınızı tanımadık bundan sonra da tanımayacağız. Olayın aydınlatılması için araştırma komisyonun Meclis bünyesinde kurulması ve derhal çalışmalarına başlaması gerekiyor.'
'İÇ GÜVENLİK PAKETİNİ GEÇİRMEME KONUSUNDA BU DAHA BAŞLANGIÇ MÜCADELEYE DEVAM'
İç güvenlik paketine değinen Yüksekdağ, 'İç güvenlik paketinde ısrar ediliyor. Biz de ilk gün ki gibi bu yasayı geçirmeme mücadelemizde kararlıyız. Bu daha başlangıç mücadeleye devam. Bu mücadeleye daha yeni başladık. Meclis'te ve sokakta demokratik eylemlerde de bu faşist yasa karşındaki demokrasi mücadelesini büyüteceğiz. Paket komisyona derhal geri çekilmelidir' açıklamasında bulundu.
'DAHA FAZLA BERKİN'İN, ÇOCUĞUN ÖLÜMÜNE YO AÇACAK BİR PAKETİ GETİRİP TOPLUMA DAYATIYORSUNUZ'
Yüksekdağ, 'Daha fazla Berkin'in, çocuğun ölümüne yo açacak bir paketi getirip topluma dayatıyorsunuz. Daha fazla çocuk öldürülecek. Bu demokratik direniş gücünü ayağa kaldıracağız' dedi.
'DOLMABAHÇE'DE AÇIKLANAN 10 DEMOKRASİ BAŞLIĞININ TARTIŞILMASINA, MÜZAKERE EDİLMESİNE HIZLA GEÇİLMELİDİR'
Çözüm sürecine değinen Yüksekdağ, 'Bir süre önce Kürt sorunun çözümü için çerçeveyi çıkardılar duvara astılar o günden bu güne bütün Türkiye toplumu duvardaki boş çerçeveyi izliyor. Daha ne kadar seyredecek. Bugüne kadar yaptığınız tek şey çerçeveyi duvara asmak. Bizim o boş çerçevenin içine daha fazla bakmayı niyetimiz yok. O çerçevenin artık içini doldurulması gerekiyor. Dolmabahçe'de açıklanan 10 demokrasi başlığının tartışılmasına, müzakere edilmesine hızla geçilmelidir. Artık boş çerçevelerle siyaset yapılamaz' diye konuştu.
'SİYASİ İKTİDAR VE SARAYDAKİ ÇÖZÜM İÇİN HDP'Yİ KARŞILARINA ALMA SİYASETİNDEN DERHAL VAZGEÇMELİDİR'
Yüksekdağ, 'Siyasi iktidar, muhalefet partileri çözümün yolundan değil de çözümsüzlüğün ve HDP'yi karşılarına alarak, HDP'ye saldırarak prim yapmanın yolundan gitmekte ısrar ediyorlar. Bu çok yanlış bir yol. Artık siyasi iktidar ve saraydaki gerçek anlamada çözümün önünün açılmasını istiyorsa HDP'yi karşılarına alma siyasetinden derhal vazgeçmelidir. Partimiz her yükseliş kaydettiğinde yine ezberledikleri bildikleri saldırı ve ayrımcılığı devreye koyuyorlar. Saraydaki zat artık bu kışkırtma dilinden vazgeçmelidir' ifadelerine yer verdi.
'ANTEP'TE 6 KÜRT LİNÇ EDİLEREK KATLEDİLDİ. CUMHURBAŞKANI ANTEP'İ KUTLUYOR'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Gaziantep'te yaptığı açıklamaları eleştiren Yüksekdağ, 'Antep'te 6 Kürt linç edilerek katledildi. Hala soruşturma açılmadı. Evleri basıldı pompalı tüfeklerle vahşice katledildi bir Cumhurbaşkanı Antep'i kutluyor. Antep halkını, toplumunu birbirine karşı kışkırtıyor. Böyle bir söylem olabilir mi sonra da bunu terörize ediyor Antep modeli diyor. Bütün Türkiye halkları Antep modelini uygulamalı diyor. Cumhurbaşkanına göre Antepli Kürtler, faşist, ırkçı gruplar tarafından nasıl linç edildiyse öyle linç edilecek' ifadelerine yer verdi.
'KÜRT OLDUĞU İÇİN KIRKLARELİ'NDE BİR GENÇ, EV ARKADAŞLARI TARAFINDAN ÖLDÜRÜLÜYORSA BU SİYASETİN SORUNU'
Yüksekdağ, 'Sadece Kürt olduğu için Kırklareli'nde bir genç, ev arkadaşları tarafından öldürülüyorsa bu siyasetin sorunu ve sonucu değildir diyemezseniz. Siz gider Antep linç modeli en iyi model derseniz bu linç modelini birileri gider Kırklareli'nde ev arkadaşına uygular. Bu söyleme devam ettiğiniz sürece asla barışın güvencesi olamazsınız. Yaşanan ölümlerin tek sorumlusu siz olacaksınız' diye konuştu.
'AKP, TÜRKİYE'DEKİ KİFAYETSİZ, BASİRETSİZ MUHALEFETİN ESERİDİR'
Yüksekdağ, 'Karşımızda bir partiler ittifakı var. HDP'nin yükselişini önlemeye çalışıyorlar. Buna ucuz siyaset denir. Ana muhalefet partisinin danışmanlarına eğer biliyorlarsa bilirkişilerine bir çağrı yapıyorum. Genel başkanlarına görevini işini hatırlatsınlar. Genel başkanları İktidara karşı muhalefet edeceğine HDP'ye karşı muhalefet söylemi geliştiriyor. Bu ana muhalefet olamama krizinin bir yansımasıdır. Gerçek anlamda bir Ana muhalefet partisi olmadığı için AKP gibi tekçi ve saltanat ilan etmeye yüzünü dönmüş bir siyasi iktidar oldu. AKP, Türkiye'deki kifayetsiz, basiretsiz muhalefetin eseridir. Kimse sanmasın dişli ile tırnağı ile tek iktidar olama gücü elde etti. Ana muhalefet partilerinin çok büyük destekleri oldu olmaya da devam ediyor. HDP'yi karşısına alan herkes, AKP'ye hizmet ediyor demektir. Siyasetin çivisi o kadar çıkmış ki' diye konuştu.
Hakime TORUN | DHA