Herkesin etrafında yüksek sesle konuşan bir arkadaşı vardır. Hani, sürekli uyardığınız ve sessiz ol dediğiniz o kişi size 'BEN YÜKSEK SESLE KONUŞMUYORUM' der ya... İşte o anı coğrafya ile eşleştiren kişi sosyal medyanın dikkatini çekti. Peki yüksek ses, coğrafyasal mıdır?
İşte, detaylar...
Yüksek sesle konuşmak, kulaklıksız müzik dinlemek, çocuğuna yapma dememek gibi durumlar coğrafyayla değil görgü ile ilgili bence.
türbanlı ve karadenizli bacımız double mağdur olmuş
Bunda alınganlık etmeye gerek yok. Ibn Haldun da Fernand Braudel de (her ikisi de çığır açan bilginlerdir) coğrafya-insan ilişkisini açıklar. Dağlık alanda yerleşim seyrektir ve sesi duyurmak için bağırmak gerekir. Ovada kapı kapıya komşuluk ilişkisi kurmamış insanlar, bu konuda değişmeye istekli olmadıktan sonra, yumuşak kentli alışkanlıklara uyum sağlayamaz. Aynı biçimde, ovanın / kentin yumuşaklığına, iç içe geçmiş ilişkilerine, karşılıklı bağımlılık durumuna alışmış kimseler de öteki kişilere çıt kırıldım, içten pazarlıklı gibi gelebilir ve dağlık alana yerleşirse yadırganır. Konu memleketten öte, kültürel olarak dağlı / ovalı çatışması.