Çoğumuzun Cine5'teki gösterimlerine rastlayıp durduğu, gördükçe 'aa o film' dedirten Powder, henüz ceninken annesine yıldırım çarptığı için 'pudra' gibi bembeyaz, kılsız, elektriklenme özelliği ile dünyaya gelen dünyanın en zeki çocuğunun hikayesini anlatıyordu.
Yönetmen Robert Rodriguez'i tanımamızı sağlayan film. Akıllara eğlenceli aksiyon sahneleri ve gitar kutusu şeklindeki silahlarıyla kazındı. Ha bir de Salma Hayek'in güzelliğiyle ❤️
Son yıllarda çektiği dandik aksiyon filmleri yüzünden burun kıvrılır olsa da zamanında Nicolas Cage iyi oyuncuydu ha. Bu da döktürdüğü filmlerdendi, umutsuzluk ve ölüm üzerine çırpınan bir kayıp karakteri şahane canlandırmıştı. Ve oscar'ı da kapmıştı.
Uyuşturucu penşesine düşen sporcu bir gencin hayatının anlatığdığı film DiCaprio'nun oyunculuğla epey ses getirmişti ve uyuşturucu gerçeğini yüzlerimize Osmanlı tokadı gibi çakmıştı.
Çocuğuz zaten hayalgücü tavan seviyelerde geziniyor, karşımıza bu film çıkınca ebleh ebleh sırıtarak izlemek farz oluyordu haliyle. Rahmetli Robin Williams'ın nadide eseri pazar sabahları karşımıza çıkıp bizi mutlu etmeye devam ediyor.
NASA'nın 1970 yılındaki Ay'a insanlı yolculuk programı olan Apollo 13'ün babalara gelişi. Valla bu filmi izledikten sonra insan içinden iyi ki zorluklar yaşamışlar da böyle bi film izlemişiz diye geçiriy- eheh şaka şaka öyle şey mi olur ehehe.
Sinema izleyen herkesin en azından duyduğu, bir şekilde herhangi bir sahnesine illa ki denk geldiği efsane yapımlardan. Onun da üstünden 20 sene geçti, Mathilda şu an 32 yaşında yani vay be. (Bu arada film 1994 yapım ama son ayı, zaten dünyada 1995'te vizyona girdi o yüzden kütüğe geç yazdırabiliriz)
Eğlenceli polis ortaklı aksiyon türünün en güzellerinden. Zaten çok beğenildiği için ikincisi çekilmişti, üçüncüsü de Michael Bay yönetmenliğinde aynı ikili kadrosuyla yolda, bekliyoruz valla ne diyelim.
ÖZGÜRLÜÜÜÜĞĞKK!!
Hangimiz izledikten sonra gaza gelmedik, hangimiz kendimizi William Wallace'ın yerine koymadık, sorarım. Yıllarca Türkiye vizyonlarında kalarak rekor kırmışlığı da vardır.
Sırf Al Pacino ve Robert De Niro gibi iki ismi bira araya getirmesi hürmetine saygı duyulmalı ki polisiye türünün belki de en iyi filmiydi kendisi. Başarısız remake denemeleri olduysa da onları sallamayıp bu 20 yıllık taş gibi filmi her zaman bağrımıza basmalı.
Bir türlü ölemeyen dedektif John McClane abimizin üçüncü macerası ve tek mekanda geçmeyeniydi. Serinin klasiği düşmeyen tempo, sağlam laf sokmalar, leziz esprilerle bu film de 20 yılı devirdi.
İyice televizyon filmi olması bizi yanıtmasın, bu filme iltimas bitmez bizde. Kutupların eridiği ve tamamen su bulunan geleceği anlatan bu film yabana atılmamalı.
Bir Bruce Willis'li eser daha. Hem yanında Brad Pitt de var. Üzerinden 20 yıl geçse de distopya filmlerinin zirvelerinde dolanmaya devam ediyor babalar gibi. Hafiften kafa karıştıran yapısıyla tekrar tekrar izlenesi.
Yönetmeniyle oyuncusuyla yıldızlar karması gazinolu bir film çekicez, adı ne olsun hmm... Casino olsun. İsminin yaratıcılığıyla ters orantılı izlenebilirliğiyle göz dolduruyor. Biyografi olması da değerini arttırıyor.
İnsanın suratından gülümsemeyi eksik etmeyen, sinema ekranının en yakışan çiflerinden Jesse ve Celine'in birbiriyle ve bizle tanıştığı film. Aşka ve hayata dair uzun diyalogları tekrar tekrar dinlenesi, üçlemenin hepsi hatmedilesi.
IMDb puanının düşüklüğü anlaşılamayan filmlerden. Tamam bilgisayar oyunlarının filmleri genelde kötü oluyor ama Mortal Kombat yeteri kadar iyiydi? Televizyonda gördüğümüz an kilitlenmiyor muyuz, burada bile adını görür görmez içinizde şarkısı çalmaya başlamadı mı sorarım size... MOOORTAL KOMBAAAAT duv duv, duv duv duduv, duv duv, duv duv duduv, FIGHT!
Andy'nin oyuncaklarıyla tam 20 yıl önce tanışmışız inanılır gibi değil. Andy de bizler gibi büyüdü ama Şerif Woody ve arkadaşları ne onu ne bizi bıraktılar. Dünyanın en iyi animasyon serilerinden birinin başlangıcı oldu daha ne olsun.
Christopher Nolan'ın Batman'lerinden önce aha bunlar vardı. Ve bayaa yıldızlar geçidiydi. Son zamanlardaki Batman'lerin yanına yaklaşamaz belki ama kendi kulvarında son derece eğlendirici bir Batman filmiydi. Batman rolüne de Val Kilmer bence iyi yakışmıştı ha. Ayrıca Nicole Kidman'ın inanılmaz güzelliği sırf bu filmi 8 puan yapar be.
En güzellerini en sona sakladım. Şahane senaryo, müthiş kurgu, harika kadro, muazzam oyunculuk. Sinema tarihinin en sağlam yapımlarından. Kevin Spacey az sahnede bile bulunsa İNANILMAZ oynuyor İNANILMAZ. Bu filmin üzerinden 20 yıl geçmiş olması inanılır gibi değil.
Ayrıca adını her gördüğümde Seven yerine Sezen diyesim geliyor bunu da belirtmeden edemiycem. Se7en Aksu.
Listeyi yaparken herhangi bir sıralama yapmadım ama bunu en sona bizzat koydum, çünkü 1995 yılının bana göre en iyi filmi. Hala izlemeyen var mıdır bilmiyorum ama yine de spoiler ve büyüklük bizde kalsın, yazmayalım bişey. Senaryosuyla beyin mıncıklaması yaşatan şaheser, bir dönem herkesin nickini Keyser Söze olmasına sebep olmuştu. Eee ne de olsa Keyser abimiz Türk'tü. Kevin Spacey'e buradan tekrar tekrar selam olsun.