Anadolu mutfağına ve anneanne lezzetlerine hasret kalanlar için İstanbul'daki birbirinden güzel mekanları derledik. Pişirdikleri yöresel lezzetler ile geleneklerimizi yaşatan bu harika restoranlara bayılacaksınız.
Anadolu mutfağına ve anneanne lezzetlerine hasret kalanlar için İstanbul'daki birbirinden güzel mekanları derledik. Pişirdikleri yöresel lezzetler ile geleneklerimizi yaşatan bu harika restoranlara bayılacaksınız.
Mahmutbey, Altınbaş Üniversitesinin karşısında bulunan Seraf Restaurant; Sinem Özler şefliğinde konuklarını ağırlıyor. Memleketinden getirdikleri, kimi zaman hasatlarına katıldıkları ürünleri ile en saf ve en doğal malzemelerin peşine düşüyor, hiçbir katkı maddesi kullanmadan geleneksel ve yöresel tariflerle Anadolu yemekleri pişiriyorlar. Restoranın altında bulunan şarküteri bölümünde ve internet sitelerinde ise kendi ürettikleri ürünlerin satışını gerçekleştiriyorlar.
İstiklal Caddesi, Kallavi Sokakta yer alan Fıccın Çerkez mutfağı yemekleri yapıyor. Sıcak atmosferi ve güler yüzlü çalışanı ile kalpleri fethetmiş olan bu işletme aynı zamanda dillere destan mantısı ile sosyal medyada övgüleri topluyor.
Anadolu mutfağını yansıtan ve yerel lezzetleri geleneksel sunumlar ile müşterilerinin beğenisine sunan Zennup 1844; Zeytinburnu, Fişekhanede hizmet veriyor. İlk şubesi Bursa'da açılan mekanın şefi ise ismini son zamanlarda sıkça duyduğumuz başarılı şef Ömür Akkor.
İstanbul'un balkonu Dilruba, Fethi Paşa korusunun üzerinde konuklarına geniş bir alanda hizmet veriyor. Tüm ürünlerinde yalnızca zeytinyağı ve tereyağı kullanan bu güzel işletme Osmanlı ve geleneksel Türk mutfağı yemekleri servis ediyor. Yaklaşık 120 çeşit Açık büfe kahvaltı çeşidi ve Osmanlı sinisi adlı yemekleri ile meşhur olan Dilruba, güler yüzlü ekibi ve boğaza nazır eşsiz manzarası sayesinde konuklarının sevgisini toplamayı başarmış.
Nalia Karadeniz Mutfağı; İstanbul Avrupa yakasında Güneşli, Anadolu yakasında ise Bostancı ve Kurtköy şubesiyle hizmet veriyor. Karadeniz yöresel lezzetlerini bir araya getiren mekan yöresel mutfağın reçeteleştirerek, kayıt altına alınması önceliğiyle hizmet verip en iyi şekilde temsil ederek marka haline getirmeyi hedefliyor.
Hacı Abdullah Lokantası, Beyoğlu'ndaki Hüseyin Ağa Camii'nin yanında bulunuyor. Türkiye'de Osmanlı-Türk yemekleri üzerine hizmet veren en eski lokantalardan biri. Saray mutfağının vazgeçilmez yemeklerinin halka açılmasıyla başlayan Hacı Abdullah Lokantası, Karaköy'den Beyoğlu'na uzanarak, gelenek ve lezzeti ustadan çırağa devrederek günümüze geliyor ve damaklarda bıraktığı tadı 131 yıldır koruyor.
Geleneksel Osmanlı Mutfağı'nın en gözde yemeklerini tadabileceğiniz bu şık mekan, Kadıköy Osmanağa'da bulunuyor. Mis gibi közlenmiş patlıcanla hazırlanan beğendi sos eşliğinde servis edilen Yanya Köftesi, birbirinden güzel yemekleri ve güler yüzlü ekibi ile misafirlerinin beğenisini kazanmaya devam ediyor.
Kadıköy Balıkpazarındaki Çiya; eski reçetelerin ve adetlerin yaşatılması fikrini savunarak, Anadolu’dan Mezopotamya’ya geniş bir coğrafyanın kültürlerine ait yemeklerini, yörenin gelenek, görenek ve inançlarına uygun olarak hazırlanıp sunuyor.
İsmini civardaki banka ve sigorta şirketleri yöneticilerinin yemekleri için bu mekanı tercih etmesinden alan lokanta, hala çok eski müdavimlere sahip. Azapkapı, Beyoğlu'nda hizmet veren tarihi işletmenin balık, tavuk ve et çeşitlerinden oluşan ızgara menüsü sabit kalmakla beraber her gün farklı yemekler hazırlıyor.
Şef Aylin Yazıcıoğlu önderliğindeki Alancha Restaurant, Beşiktaş - Vişnezade'de hizmet veriyor. Ege mutfak kültürünü temsil eden bu hoş mekan aldıkları ilhamla yerel ve mevsimsel ürünleri sade sunumlarla servis ediyor. Birçok mutfağı iç içe geçiren bu mekan aynı zamanda sommelierleri ile yemeklerine uyumlu şarapları özenle seçerek misafirlerine sunuyor.
Türkiye’nin ilk turizm belgeli restoranı olan Pandeli; Mısır Çarşısında konuklarını ağırlıyor. Bugün Pandeli’nin şöhreti yurtdışına taşınmış durumdadır. Birçok yurt içi ve yurt dışı rehberlerde adı geçmektedir. Pandeli’nin başarı sırlarından biri Pandeli’nin vasiyetinde saklı. Vasiyeti ise; elemanların dışarıdan alınmayacak, mutlaka içeride yetişecek çıraklardan olmasıymış.
Pandemiden sonra mekanlar kaldı mı acaba