Yolunuz Avrupa Ülkelerine Düşerse Mutlaka Görmeniz Gereken İlginçlikte Çığır Açan 16 Mimari Yapı

Mimari yapıların tasarımı tıpkı diğer kreatif alanlarda olduğu gibi tamamen tasarımcının hayal gücüne dayanır. Hayal gücünün getirdikleri ile mimarinin birleşmesi sonucunda ise günümüze uzanan çok farklı mimari yapılar görüyoruz. Farklı sanat akımları ve kültürlerinin merkezlerinden biri olan Avrupa'daki bu ilginç yapılar hakkında bilgi sahibi olmak isterseniz, sizi yazının devamına davet ediyorum!

1. Guggenheim Müzesi (Bilbao, İspanya)

Guggenheim Müzesi, İspanya'nın Bilbao şehrinde bulunan bir çağdaş sanat müzesidir. Frank Gehry tarafından tasarlanmıştır ve 1997 yılında açılmıştır. Müze, dünyanın en önemli çağdaş sanat müzelerinden biri olarak kabul edilir ve mimarisi ile de dikkat çeker.

Guggenheim Müzesi'nin dış cephesi, farklı açılarla birbirine bağlanan kavisli ve eğimli plakaların bir araya gelmesiyle oluşan bir yapıya sahiptir. Bu plakaların üzerinde değişen ışık koşullarına bağlı olarak farklı renkler ve yansımalar oluşur.

2. Çarpık Ev (Sopot, Polonya)

Çarpık Ev, Polonya'nın Sopot kentinde bulunan ilginç bir mimari örneğidir. 2004 yılında inşa edilmiştir ve tasarımı Polonyalı mimarları Szotyńscy & Zaleski'ye aittir.

Çarpık Ev, adını şeklinden almıştır - binaların üst kısmı eğik ve çarpık bir şekle sahiptir. Binaların dış cephesinde çeşitli renkler kullanılmıştır ve her biri farklı bir tasarıma sahiptir. Binanın içinde turistik bir gösteri alanı ve mağazalar bulunmaktadır.

3. Casa Milà (Barselona, İspanya)

Casa Milà, Barselona, İspanya'da bulunan ve Antoni Gaudí tarafından tasarlanan bir mimari yapıdır. Diğer adı La Pedrera olan Casa Milà, 1906 ve 1912 yılları arasında inşa edilmiştir ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer almaktadır.

Casa Milà, organik formlar ve Gaudí'nin karakteristik özellikleri olan sıradışı desenlerle dikkat çeken modernist bir yapıdır. Bina, dörtgen bir alana sahip ve iç avlusu ile aydınlatılmaktadır. Dış cephe, tuğla, taş ve demir gibi malzemelerin kullanımı ile dikkat çeker. Binanın en dikkat çekici özelliklerinden biri, çatısındaki ünlü şapka şeklindeki kulelerdir.

4. Ters Ev (Szymbark, Polonya)

Ters Ev, Polonya'nın Szymbark kasabasında bulunan ilginç bir turistik atraksiyondur. 2007 yılında inşa edilen bu ev, tamamen tersine çevrilmiş bir evdir ve içindeki her şey, tavanın altında yer alır.

Ters Ev'in içindeki her şey, çatıda asılı durur gibi görünür. Yani mobilyalar, ev aletleri, kitaplar, tabaklar ve hatta insanlar bile tavana doğru yürür gibi görünür. Bu görüntü de ziyaretçilere oldukça ilginç bir görsel deneyim sunar.

5. Aziz Vasil Katedrali (Moskova,Rusya)

Aziz Vasil Katedrali, Moskova'nın Kızıl Meydanı'nda bulunan Rusya'nın en ünlü kiliselerinden biridir. Kilise, 1555-1561 yılları arasında İvan IV (kendisi 'Korkunç İvan' olarak da bilinir) tarafından inşa ettirilmiştir.

Aziz Vasil Katedrali, Rus mimarisinin en iyi örneklerinden biridir ve 9 küçük kiliseden oluşur. Kilisenin her bir kısmı, farklı bir renge boyanmış kubbe ve çan kulesi ile süslenmiştir. Bu kubbelerin her biri farklı bir şekle sahiptir ve ortak bir tasarıma sahip değildir.

Katedralin içi, Rus Ortodoks Kilisesi'nin dini sanatı için tipik olan freskler ve ikonlarla süslenmiştir. Kilisenin altında, İvan IV'ün orijinal mezarı da bulunmaktadır.

6. Hallgrimur Kilisesi (Reykjavik, İzlanda)

Hallgrimur Kilisesi, İzlanda'nın başkenti Reykjavik'te bulunan ve İzlanda Luteryan Kilisesi'ne ait olan bir yapıdır. Kilise, 1986 yılında tamamlanmış ve İzlanda'nın en yüksek yapısıdır.

Kilisenin tasarımı, İzlanda'nın volkanik coğrafyası ve manzaralarından esinlenilerek yapılmıştır. Kilisenin en dikkat çekici özelliği, dikey ve yatay hatlarla süslenmiş beton bir kulesi vardır. Kule, İzlanda'nın volkanik dağlarına benzer bir şekle sahiptir ve 73 metre yüksekliği ile şehrin sembolik bir simgesidir.

Kilisenin içi, geniş bir alana sahip olup, İzlanda'nın doğal güzelliklerine atıfta bulunan ahşap ve taş malzemelerle süslenmiştir. Kilisenin orgu, dünyanın en büyük orglarından biridir ve 5.275 borudan oluşur.

7. Atomium (Brüksel, Belçika)

Atomium, Brüksel, Belçika'da bulunan bir anıt ve turistik mekandır. Atomium, Expo 58 için inşa edilmiştir ve Expo 58'in sembolü haline gelmiştir.

Atomium, 165 m yüksekliği ile devasa bir atom modelini temsil eder. Atomun sekiz elektronu arasındaki bağlantıları temsil eden dokuz küreli bir yapıdır. Atomium'un her bir küresi, 18 metre çapında ve çelikten yapılmıştır.

Atomium'un içinde, Avrupa'nın bilimsel ve teknolojik gelişmelerini kutlayan çeşitli sergiler ve gösteriler yer almaktadır. Atomium, ayrıca şehrin manzarasını görebileceğiniz bir gözlem platformuna da sahiptir.

8. Waldspirale (Darmstadt, Almanya)

Waldspirale, Almanya'nın Darmstadt şehrinde bulunan bir apartman kompleksidir. 1998 yılında tamamlanan bina, Avusturyalı mimar Friedensreich Hundertwasser tarafından tasarlandı.

Waldspirale, 12 katlı ve 105 daireye sahip bir yapıdır. Dış cephesinde renkli seramikler, cam mozaikler ve çatısında çimenlerle kaplı bir bahçe gibi ilginç tasarım öğeleri kullanılmıştır. Bina, Hundertwasser'in organik mimari felsefesi ile uyumlu olarak doğa ve insan unsurlarını bir araya getirir.

9. Dans Eden Ev (Prag, Çekya)

'Dans Eden Ev' (Çekçe: Tančící dům), Prag, Çekya'da yer alan ilginç bir yapıdır. Yapı, resmi adı 'Nationwide Tuna ve Şarap Merkezi' olan modern bir ofis binasıdır.

Dans Eden Ev'in en öne çıkan özelliği, mimari tasarımındaki farklılıktır. Bina, iki farklı bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, bir erkek ve bir kadın figürünü temsil eden yuvarlak şekilli bir kule olarak tasarlanmıştır. İkinci bölüm ise daha geleneksel bir ofis binasına benzer şekilde tasarlanmıştır.

Bina, ilk olarak 1996 yılında tamamlanmıştır. İsmini, binanın farklı tasarımı nedeniyle dans eden bir çifti andırması nedeniyle almıştır. Dans Eden Ev, turistler arasında popüler bir turistik cazibe merkezi haline gelmiştir ve Prag'ın önemli bir simgesi haline gelmiştir.

10. Kübik Evler (Rotterdam, Hollanda)

Kübik Evler (Cube Houses), Hollanda'nın Rotterdam şehrinde bulunan ilginç mimariye sahip bir konut projesidir. Rotterdam'da 1970'lerin sonlarında inşa edilen bu evler, Hollandalı mimar Piet Blom tarafından tasarlanmıştır.

Kübik Evler, her biri altıgen şeklindeki küplerden oluşur. Bu küpler, birbirlerine eğik olarak yerleştirilmiştir ve her biri diğerinin üstünde durur. Bu şekilde, her bir küpün bir cephesi yerden üç kat yükseklikte ve diğer cephesi ise yer seviyesinde bulunur. Her bir küpün içinde bir ev bulunmaktadır. Evler, iki veya üç katlıdır ve modern bir tasarıma sahiptir.

11. Temple Expiatori del Sagrat Cor (Barselona, İspanya)

El Temple Expiatori del Sagrat Cor (Kutsal Kalp Şapeli) Barselona, İspanya'da bulunan bir Katolik kilisesidir. İnşaatına 1902 yılında başlanmış ve tamamlanması 60 yıl sürmüştür. Kilise, Tibidabo Dağı'nın zirvesinde yer almaktadır ve şehrin dört bir yanından görülebilmektedir.

Kilisenin tasarımı, İspanyol mimarı Enric Sagnier tarafından yapılmıştır. Yapının en dikkat çekici özelliği, 20 metrelik bir bronz heykel olan İsa Mesih'in Kalp Alevi heykelidir. Heykel, kilisenin çatısında bulunur ve Barselona'nın sembolik manzaralarından biridir. Kilise içinde, çeşitli freskler ve mozaikler yer almaktadır.

Kilise, Katolikler tarafından ziyaret edilen önemli bir hac yeridir. Ayrıca, Tibidabo Dağı'nın tepesinde yer alması nedeniyle, turistlerin de ziyaret ettiği popüler bir turistik yerdir. Kilisenin tepesinde bir gözlem terası vardır ve buradan Barcelona'nın panoramik manzarası görülebilir.

12. Kunsthaus Sanat Müzesi (Graz, Avusturya)

Kunsthaus Graz, Avusturya'nın Graz şehrinde bulunan bir çağdaş sanat müzesidir. Müze, 2003 yılında tamamlanmış ve açılmıştır.

Kunsthaus Graz, organik bir tasarıma sahiptir ve gövdesi bir uzay gemisine benzetilmektedir. Müze binası, Londralı mimarlık firması Peter Cook ve Colin Fournier tarafından tasarlanmıştır. Bina, dış cephesinde kullanılan cam paneller ve LED ışıkları sayesinde gece de ilgi çekici bir görünüme sahiptir.

Müze, modern ve çağdaş sanat eserlerine ev sahipliği yapmaktadır. Yerli ve yabancı sanatçıların eserleri, sergiler ve etkinliklerle sanatseverlerin ziyaretine sunulmaktadır.

13. Hundertwasserhaus (Viyana, Avusturya)

Hundertwasserhaus, Viyana, Avusturya'da yer alan bir apartman kompleksidir. Avusturyalı sanatçı Friedensreich Hundertwasser tarafından tasarlanmıştır ve 1983-1986 yılları arasında inşa edilmiştir.

Hundertwasserhaus, dış cephede canlı renkler, dalgalı hatlar, eğri çizgiler, çatı bahçeleri ve ağaçlarla çevrili teraslar gibi Hundertwasser'ın karakteristik tasarım özelliklerini yansıtmaktadır. Ayrıca, çatıda yer alan bir çatı bahçesi ve iç avludaki ağaçlar, bitkiler ve su özellikleri ile doğal bir ortam yaratılmıştır.

Apartman kompleksi, 52 farklı daireden oluşmaktadır ve her dairenin farklı bir tasarımı ve rengi vardır. İç mekanlarda da, dalgalı hatlar, canlı renkler ve doğal malzemeler kullanılmıştır.

14. La Sagrada Familia (Barselona, İspanya)

La Sagrada Familia, Barselona, İspanya'da bulunan ünlü bir Katolik bazilikasıdır. İnşaatına 1882 yılında başlanmış, ancak halen tamamlanamamıştır. Antoni Gaudi tarafından tasarlanmıştır ve Gaudi'nin ölümüne kadar üzerinde çalıştığı en önemli projesi olarak kabul edilir. Gaudi, 1926 yılında öldüğünde, inşaatın sadece bir kısmı tamamlanmıştı ve o zamandan beri başka mimarlar tarafından tamamlanmaya çalışılmaktadır.

La Sagrada Familia, Gaudi'nin modernist mimari tarzını yansıtır ve Katalonya'nın en önemli simgesi olarak kabul edilir. Bazilika, çeşitli dini sahneleri ve sembolik anlamları tasvir eden çok sayıda dış kabartma ve heykellerle süslenmiştir. Bazilikanın en yüksek kulesi 170 metre yüksekliğiyle İspanya'nın en yüksek kilise kulesidir.

15. Le Palais Bulles (Marsilya, Fransa)

Le Palais Bulles, (Bubble Palace) Marsilya'nın yaklaşık 10 kilometre doğusunda, Théoule-sur-Mer kasabasında yer alan benzersiz bir evdir. Tasarımı ünlü Fransız mimar Antti Lovag tarafından yapılmıştır ve 1989 yılında tamamlanmıştır.

Le Palais Bulles'in en çarpıcı özelliği, tamamen yuvarlak bir yapıya sahip olmasıdır. Yapı, gökyüzünde bir gezegen gibi görünecek şekilde tasarlanmıştır. Binanın içi, duvarlarındaki renkli mozaiklerle kaplanmış, dolambaçlı koridorları, yuvarlak odaları ve deniz manzaralı terasları ile dekor edilmiştir. Ayrıca, evde yuvarlak bir yüzme havuzu ve bahçeler de bulunmaktadır. Le Palais Bulles, 1980'lerin pop kültüründe bir simge haline gelmiştir. Pierre Cardin tarafından satın alınan ev, şimdi özel bir mülktür ve nadiren ziyaretçilere açıktır.

16. Elbphilharmonie (Hamburg, Almanya)

Elbphilharmonie, Almanya'nın Hamburg şehrinde bulunan bir konser salonudur. Şehrin liman bölgesinde yer almaktadır ve 2017 yılında açılmıştır. Tasarımı, İsviçreli mimarlık firması Herzog & de Meuron tarafından yapılmıştır.

Elbphilharmonie, modern mimari ve teknolojiyi harmanlayarak eşsiz bir konser deneyimi sunmak için tasarlanmıştır. Konser salonunun içindeki akustik özellikler, dünya çapında tanınmış akustik uzmanları tarafından tasarlanmıştır ve en yüksek standartlarda yapılmıştır.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir!

Huzurlu Köylerden Tarihi Yapılara Kadar Vizesiz Gidebileceğiniz Sırbistan'da Mutlaka Görmeniz Gereken Yerler
Tarih ve Macera Severlerin Mutlaka Tırmanıp Görmesi Gereken Yapı: Afkule Manastırı
Dünyaca Ünlü 20 Görkemli Yapının Görmediğiniz İnşaat Halleri

Popüler İçerikler

Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti
Okullardaki Yılbaşı Kutlamalarına Gelen Yasağa Mustafa Sandal'dan "Onlara İnat 'Duble' Kutlayacağız!" Tepkisi