Yolu Antalya’dan Geçen Ödüllü Filmler

Dünya sinemasının geçtiğimiz yıllarda Uluslararası Antalya Film Festivali’nde gösterilen pek çok örneği, yolculuklarının ilerleyen zamanlarında çeşitli festivallerde ödüllere layık görüldü. Türkiye’den pek çok seyircinin ilk kez Antalya’da izleme fırsatı bulduğu bu filmler, aldıkları ödüllerle sinemaseverlerin gönlündeki yerini pekiştirdi. Yolu Antalya’dan geçen bu filmleri derledik.

Whiplash (2014), Yön: Damien Chazelle

51. Uluslararası Antalya Film Festivali’nde gösterilen Whiplash filmi daha sonra yılın en iyileri arasında gösterildi. Yolu Antalya’dan geçen film, hırslı bir müzisyen ve onu disipline etmeye çalışan hocasının hikayesine odaklanıyordu. 5 dalda Oscar adayı da olan Whiplash, bunların 3 tanesini de almayı başardı ve yıla damgasını vurdu. Whiplash dünya çapındaki organizasyon ve festivallerde toplam 88 adaylık ve 136 ödülün de sahibi oldu.

Krisha (2015), Yön: Trey Edward Shults

Krisha filmi 52. Uluslararası Antalya Film Festivali’nde gösterildiğinde kimsenin haberi yoktu. Yönetmenin ilk filmiydi  ve nasıl bir film olacağı muallaktı. Antalya

izleyicisi tarafından çok beğenilen ve övgülere boğulan film daha sonra çoğu

“en iyi ilk film” ve “umut vaat eden yönetmen” olmak üzere 23 adaylık ve 13

ödülün sahibi olacaktı. Bir aile yemeğinde yaşananların anlatıldığı film,

gerilim dolu anları da izleyiciye yaşatmayı başarmıştı.

Dheepan (2015), Yön: Jacques Adiard

Daha evvel Yeraltı Peygameri filmiyle tüm dünyada adını daha çok duyuran Jacques Audiard, Dheepan filmiyle 52. Uluslararası Antalya Film Festivali’nde izleyici karşısına çıktı. Göçmen meselesini masaya yatıran ve teknik anlamda şaheser olan film o sene tüm dünyada 6 ödül ve 13 adaylık kazanacaktı. Bunların en önemlisi ise Cannes Film Festivali’nin en büyüğü olduğu anlamına gelen Altın Palmiye filmiydi.

Son of Saul (2015), Yön: László Nemes

52. Uluslararası Antalya Film Festivali en ağır topuysa o senenin çoğu sinemasevere göre en iyi filmi olan Son of Saul filmiydi. 50’den fazla adaylık ve yine 50’den fazla ödül kazanan film, savaşa hiç bakılmadık bir açıdan ve denenmemiş bir teknikle yaklaşıyordu. O sene çoğu ülkeden ve festivalden de ödülle dönen film hem Oscar, hem Altın Küre’de yabancı dilde en iyi film seçilerek adından çokça söz ettirmeyi başardı.

Neruda (2016), Yön: Pablo Larrain

Şilili yöneten Pablo Larrain imzalı Neruda filmiyse yine yolculuğunu Antalya’dan devam ettiren filmlerden. 53. Uluslararası Antalya Film Festivali’nde gösterilen film şair Pablo Neruda’nın hikayesini hem şiirsel hem polisiye tatla izleyicinin beğenisine sunuyordur ve bunu yaparken muhteşem bir sinematografiye imza atıyordu. Filmin dünya çapındaki ödül sayısıysa 9’du ve 30 kategoride de adaylıkları bulunuyordu.

The Salesman (2016), Yön: Asghar Farhadi

Daha sonra hem Altın Küre hem Oscar kazanacak olan, Uluslararası Antalya Film Festivali’nde Yaşam Boyu Başarı Ödülü de alan Asghar Farhadi filmi The Salesman de 53. Uluslararası Antalya Film Festivali’nde hem de yönetmenin katılımıyla izleyicisine kavuşmuştu. Bir saldırı olayı ve sonrasında yaşanan ahlaki kararların anlatıldığı film, muhteşem finaliyle de adeta izleyicide tokat etkisi yaratmıştı.

Manchester by the Sea (2016), Yön: Kenneth Lonergan

Son bahsedeceğimiz film yine 53. Uluslararası Antalya Film Festivali’nden. Casey Affleck’in muhteşem performansıyla katkı verdiği ve harika bir senaryoya sahip filmi Manchester by the Sea Oscar ve Altın Küre zaferleri öncesinde Antalya’ya uğramıştı. Dünya genelinde 113 ödül ve 239 adaylığı bulunan film, Oscar da ise 4 adaylık 2 de ödüle sahip. Ölen kardeşinin oğluna bakmak zorunda kalan naif bir adamın hikayesini anlatan film, ajitasyon olmadan nasıl dram çekileceğinin de dersini veriyordu.

Popüler İçerikler

İhracı İstenen Teğmen Ebru Eroğlu'nun Savunması Ortaya Çıktı: "Atatürk'ün İzinden Giden Subaylarız!"
Kasımpaşa’nın 18 Yaşındaki Futbolcusu Yasin Özcan 8 Milyon Euro’ya Aston Villa’ya Transfer Oluyor
Cübbeli Ahmet Çakarlı Araçla Geldiği Etkinlikte Şeriatı Savundu: Skandal Sözlere Tepki Yağdı!