Kulluğum, divaneliğimle ellerini, gözlerini öperim. Öpüyorum ama doyamıyorum. Mutluluk ya da cehennem bu galiba. Sana doymak, korkunç ahmaklık olur. Hadi gel...
Gözlerimi öptüğün bir gerçek mi? Onların dudaklarına layık olması için, ne yapayım bilmem ki, korkunç azaptayım. Öylesine, hülya, kutsal ve uzaksın ki...Allah kahretsin beni.
Sabah gözlerimi sana açarım. Akşam, uykularımı senden alırım. Nereye, ne yana dönsem karşımda mutluluğun o harikulade baş dönmesini bulurum.
Böyleyken gene de şükretmem halime, hergelelik, açgözlülük eder, seni üzerim. Aklıma gelmez ki seni usandırır, sana gına getiririm. Sana dert, sana ağırlık sana sıkıntı olurum. Nemsin be? Sevgili, dost, yar, arkadaş... hepsi. En çok da en ilk de Leylasın bana. Bir umudum, dünya gözüm, dikili ağacımsın. Uçan kuşum, akan suyumsun. Seni anlatabilmek seni. Ben cehennem çarklarından kurtuldum.
Üşüyorum kapama gözlerini.
Sözlerin Düş/tü; Gözlerin Düş/tü, Ellerin tutuştu gecede… Güneş’in oğlu, Ruhuma yoldaş, yanıma eş, Artık kokmuyor Yasemin çiçekleri, Mektupların… Önce kendini mi kaybettin de, Piraye’n yok oldu? Beni hayatta tutan sözlerindi, Birer birer yok oldu. ...Ben Düş/tüm.. Düş kadar yakın, Düş kadar uzak; Dokunulmazdım… Sen dokunana kadar.. PİRAYENİN NAZIMA YAZDIĞI SATIRLARDAN BİR KAÇI OLSUN BUDA
Ulan şöyle sevilmedik ya, bize de yazıklar olsun