Uzun zamandır karşılıklı arayıp sormadığınız, haliyle sıfatı artık 'eski' olmaya yüz tutmuş bir arkadaşınızla karşılaştığınızda bünyeyi hafif bir mahcubiyet kaplar. İki taraf da bir günah çıkarma seansına başlar ve bazı klişeleşmiş yalanlar arka arkaya dökülür ağızlardan. Muhtemelen bir sonraki tesadüfi denk gelişe kadar görüşmeyeceğiniz o eski arkadaşa hangi yalanları söylüyoruz, nasıl kendimizin de inanmadığı vaatlerde bulunuyoruz tekmili birden bu listede.
Görüşmediler...
Araştınız da sık sık'ı eksik kaldı.
Atma Ziyaaaaa.
Eski telefonu çöpe mi attın hemen, aktarsaydın ya numaraları.
Bırak eve gitmeyi otuz saniye sonra unutacak.
Hı hıı kesin öyle olur.
Senin evini gören 2 kişi var sadece dünya üzerinde. Onlar da hayatta değil.
Acelesi varmış. Nereye yetişiyorsun acaba?
Görüştünüz de içmesi eksik kaldı.
Seksen sene geçmiş aradan ya, nasıl değişmemiş olabilir?
Salla, sallaa.
Gelen çağrılar sekmesinin içinde sonsuzluğa doğru bir yolculuğa çıkacak o numara.
Ya sen yöneticiye aidat isteyecek diye kapıyı açmayan adamsın, davetsiz misafir gelse ölü taklidi yaparsın.
O taraflara gittiğinde aklına bile gelmeyecek.
Ben isimlerini hatırlamıyorum lan o daha kötü, hiç samimi olmadığım eski sınıf arkadaşlarıma " oooow kardeşim naber ya" demekten sıkıldım mk -.- dsdsdsd
Ehehe :D
bu bi ara içelim beraber diyenler kim bi göremedik bunları ütopikler...